Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, gazeteci İsmail Saymaz'ın "Cumhurbaşkanı, bir nedenle Fahrettin Altun'a çok öfkelenmiş. Hatta iddia o ki, Cumhurbaşkanı'nın emri ve talimatı üzerine tarifeli uçakla Fahrettin Altun geri gönderilmiş" sözlerini yalanladı. Altın, "Masa başında üretilen, hiçbir gerçekliği olmayan, siyasi ve ideolojik operasyon amaçlı uydurma birçok tezvirattan biri de bugün şahsım ve bir bakanımız hakkında çıktı. Sözde 'haber' adı altında ortaya atılan bu dedikodular külliyen yalandır, asılsızdır." ifadelerini kullandı.
İsmail Saymaz, Halk TV'deki canlı yayında Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Fahrettin Altun arasında yaşananları aktarmıştı. Deprem bölgesi Hatay'da yapılacak temel atma törenine ikilinin birlikte gittiklerini söyleyen Saymaz, Erdoğan'ın bir nedenden ötürü Altun'a çok öfkelendiğini dile getirmişti. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın havalimanına indikten sonra geziye beraberinde davet etmediği Altun'u bir tarifeli uçakla Ankara'ya geri yolladığını dile getiren Saymaz, aralarındaki gerilimin seçim hazırlıklarından ötürü olduğunu söylemişti.
TIKLAYIN | İsmail Saymaz: Cumhurbaşkanı ile Soylu arasında bir yol ayrılığı var
Fahrettin Altun, İsmail Saymaz'ın dünkü canlı yayında verdiği bilgilerin ardından sosyal medya hesabından açıklama yayımladı. Altun, çıkan habere; "yalan, iftira, dedikodu" dedi. Altun, şu ifadeleri kullandı:
"Doğru ve güvenilir haberciliğin tüm dünyada kabul görmüş temel gereklilikleri vardır. Bir haberin en başta “Ne? Nerede? Ne zaman? Neden? Nasıl? Kim?” sorularına cevap veren 5N1K kuralına uygun olması gerekmektedir. Bu kural, üniversitelerde gazeteciliğin ilk dersinde öğretilir.
Gazeteci, bir haber yaparken bu soruları sormalı, bu soruların cevaplarına haberinde yer vermeli ve mutlak surette habere konu şahıslardan konu hakkındaki bilgilerini sormalıdır. Bunlar haberciliğin, gazeteciliğin olmazsa olmazlarıdır.
Bugün ne yazık ki sözde “siyasal muhalefet” uğruna birçok medya kuruluşu habercilik yerine dedikoduculuk yapmakta, sözüm ona kulis haberciliği adı altında, belirsiz ifade kalıplarıyla bezenmiş sözde haberlerle yalan, iftira ve palavralara zemin oluşturmaktadır.
Gazeteciliğin güvenilirliğini ve saygınlığını zedeleyen dedikodu ve dedikoducular, bugün medya etiği ve basın ahlakı açısından ciddi bir sorun haline gelmiş durumdadır. Gazeteciliğin haysiyetini korumak için bu sorun ortadan kaldırılmalıdır.
Yalana, dedikoduya, çarpıtmalara tevessül edenler için meslek ilkeleri hiçbir anlam ifade etmiyor olabilir. Ancak toplumun haber alma hakkı ancak ve ancak doğrulukla yapılan habercilikle eksiksiz ve sağlıklı bir şekilde karşılanabilir.
Masa başında üretilen, hiçbir gerçekliği olmayan, siyasi ve ideolojik operasyon amaçlı uydurma birçok tezvirattan biri de bugün şahsım ve bir bakanımız hakkında çıktı. Sözde “haber” adı altında ortaya atılan bu dedikodular külliyen yalandır, asılsızdır.
Sayın Cumhurbaşkanımız, büyük ve güçlü Türkiye’nin inşası yolunda tarihi adımlar atmış, ülkemizi bölgesel bir güce, küresel bir aktöre dönüştürmüştür. Bu süreçte kendisiyle beraber çalışmak, onun hizmetinde olmak bizim için büyük bir şereftir.
Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde her platformda, hakikatin yaşaması, doğrunun yalana galip gelmesi ve dedikoduların iletişim alanını kirletmemesi için mücadeleye devam edeceğiz."