S. Recep Oktayİstanbul
Bir süredir Türkiye'de ekonomi gündeminin ilk sıralarında yer alan faiz konusu Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) sert faiz indiriminin ardından daha da fazla konuşulur oldu. TCMB’de başkan değişikliği kararı alan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın faiz indirimlerinin kademeli olarak devam etmesi gerektiği yönündeki açıklamasının ardından ekonomi yönetiminin başındaki isim Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak da TCMB’nin faiz indirim sürecine vurgu yaptı.
Görevdeki bir yılını değerlendirdiği toplantıda basın mensuplarına konuşan Albayrak, TCMB’nin faiz indirim sürecine başladığını, yakın zamanda kamu bankaları öncülüğünde de faiz indirimlerinin gelmesini beklediklerini söyledi. Siyasi iktidar, yüksek faizler dolayısıyla vatandaşın harcama yapmadığını, iş dünyasının da yatırım yapmaktan geri durduğunu düşünüyor. Diğer deyişle ekonominin kötü gidişinin faturası yüksek faizlerle açıklanıyor.
Ekonomiyi takip eden uzmanlara göreyse ekonomideki kötü gidişatın tek sorumlusu faizlerin yüksekliği değil. Ekonomistler Albayrak’ın yeniden vurguladığı faiz indirim sürecinin ekonomiye bir miktar faydalı olabileceğini ancak tek başına bir çözüm yaratamayacağını düşünüyor.
Bilkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erinç Yeldan’a göre Türkiye ekonomisinin içinde bulunduğu kriz yapısal bir nitelik taşıyor. Prof. Dr. Yeldan’a göre bu kriz; borsa, döviz, faiz gibi göstergelerle değil daha çok yüksek işsizlik ve düşük yatırımlarla öne çıkıyor.
Türkiye ekonomisi son dönemde özellikle işsizliğin yüksek seyretmesinin olumsuz etkilerini hissediyor. Albayrak döneminde Türkiye’de işsizlik yüzde 15 seviyesine yaklaşarak son 10 yılın en yüksek seviyesini gördü.
Bu durum ülkedeki alım gücü seviyesinin düşmesini beraberinde getirirken, tüketimin durgunlaşması ekonominin gidişatı üzerinde olumsuz etki yarattı. Türkiye bu ortamda ekonominin büyümesi için devlet harcamalarını bir miktar daha öne aldı. Böylelikle devlet bütçesi açığı dikkat çekici bir biçimde genişledi. 2019’un ilk 6 ayında devletin gelirleri ile giderleri arasındaki fark, 2019’un tamamı için hedeflenenle neredeyse aynı seviyeye geldi. Prof. Dr. Yeldan’a göre bütçe açığında gelinen bu seviye dolayısıyla devlet harcamalarıyla yaratılan büyüme hikayesinde sona gelindi. Prof. Dr. Yeldan yüksek işsizlik ve düşük alım gücü ile canlılık sağlamanın mümkün olmadığını belirtiyor.
Ekonomist Veyis Fertekligil de faizlerin düşmesinin ekonominin toparlanması için sadece bir faktör olduğuna dikkat çekerken, yapısal reformlar gerçekleşmediği sürece toparlanmanın kalıcı olmayacağını vurguluyor.
Vatandaşın tüketim iştahı için önemli göstergeler sunan konut ve otomobil tarafında faiz indirim süreci daha yakından takip ediliyor. Alım gücünü düşüren unsurların etkisi ve faiz yüküyle vatandaş konut talebini ertelemeyi tercih ederken, otomotivde ise satışlar neredeyse durma noktasına gelmişti. Yılın ilk yarısında otomotivde vergi indirimi ile satışları hareketlendirmek isteyen hükümet, bütçe açığı baskısıyla bu vergi indirimlerinden vazgeçmişti. Ancak satışlar bundan oldukça olumsuz etkilendi.
Albayrak değerlendirme toplantısında özellikle otomotivde faizlerin düşmesi ile olumlu gelişmeler beklendiğini söylerken, gerekirse yeniden adım atacaklarını da ifade etti.
Ekonomistler Platformu Başkanı Dr. Oğuz Demir’e göre söz konusu faiz indirim süreci vatandaşın talebini ertelemekten vazgeçmesine neden olabilir. Bununla birlikte Demir, Türkiye’de ekonomiyi sadece tek bir gösterge ile ele almanın doğru olmadığı görüşünde. Demir’e göre Türkiye için faiz indirimi kadar ekonomik canlanmanın istihdama yansıyıp yansımayacağı da önemli olacak.
Vatandaş açısından Albayrak’ın verdiği mesajlar arasında enflasyona dair olanlar da öne çıktı. Albayrak 2019’u hedeflerin altında bir enflasyonla kapatmayı beklediklerini söyledi. Geçen bir yılda en çok konuşulan konulardan biri olan gıda enflasyonu ile ilgili olarak da Albayrak, önümüzdeki yıl bu konuda daha iyi bir mücadele verileceği mesajını verdi.
Albayrak döneminde enflasyon yüzde 25 seviyesini aşarak son 15 yılın en yüksek seviyesini görmüştü. Hasat mevsiminin başlamasıyla hükümet enflasyonda daha ılımlı bir seyir beklerken, geçen seneye kıyasla enflasyonun daha aşağı seviyelere inmesi de öngörülüyor.
Ekonomistlerin değerlendirmelerine göre ise ertelenen talebin geri gelmesi enflasyonda iyimser beklentileri törpüleyebilir. Dr. Oğuz Demir’e göre faizlerin düşmesiyle ertelenen talep fiili tüketime dönüşürken, bu durumda da enflasyonun geri gelmesi söz konusu olabilecek.