'Faizlerin yükseltilme zamanı çoktan gelmişti'

'Faizlerin yükseltilme zamanı çoktan gelmişti'

Amerikan Merkez Bankası Fed’in faiz hadlerini neredeyse sıfırdan yüzde 0.25 ile 0.50 arasında yükseltme kararına ilişkin olarak Alman Deutsche Bank’ın şef iktisatçısı David Folkerts-Landau, “Faiz hadlerinin yükseltilmesi ABD açısından küresel finans krizinin sona erdiğinin ve Amerika’nın para politikalarının normalleşmesinin bir göstergesi” diyor.

'Kalkınmanın eşiğindeki ülkelerden para çekilmesi yatırımları güçleştirecek'

Alman Commerzbank’ın şef iktisatçısı Jörg Krämer, yatırımcıların bu gelişmeye nasıl tepki vereceklerini ise şöyle izah ediyor: “Amerika’da faiz hadleri gelecek yıl daha da yükselecek. Böylece ABD’de ve kalkınmanın eşiğinde olan ülkelerde 10 yıl kadar süren ucuz para dönemi sona ermiş olacak. O yüzden birçok yatırımcı parasını kalkınmanın eşiğinde olan ülkelerden çekecek. Zira ABD’de yeniden yatırımlar iyi faiz getirmeye başlayacak. Tabii kalkınmanın eşiğindeki ülkelerden paranın çekilmesi, o ülkelerde yatırımları güçleştirecek. Bu da kalkınmanın eşiğindeki ülkelerde ekonomik büyümenin gittikçe düşecek olmasının gerekçesi olarak gösteriliyor.”

'Almanya ekonomisinin büyüme oranı gelecek yıl yüzde 1,3’e düşebilir'

Bu gelişmenin, ekonomisi daha çok ihracata bağlı Almanya’yı etkileyeceğini belirten ekonomi uzmanı Jörg Krämer şunları söylüyor: “Almanya’nın dünya ekonomisinde çok büyük bir ihracat payı olduğu için Almanya’ya etkisi olacaktır. Nitekim ihracatlarımızın yüzde 40’ı kalkınmanın eşiğinde olan ülkelere gidiyor. Bu nedenle Almanya ekonomisinin büyüme oranlarında gelecek yıl itibarıyla azalma olacağı, 2015’te tahminen yüzde 1,7 civarındaki büyümenin gelecek yıl yüzde 1,3’e düşeceğini sanıyorum. Ama yüzde 1,3’lük ekonomik büyüme oranı da Almanya için kötü sayılmaz. Özetle, sanayi ülkeleri ve Almanya faizlerdeki gelişmelerden olumsuz etkilendi, ancak büyük ölçüde değil!”

'Fed’in faiz yükseltme kararının Avrupa Merkez Bankası’na etkisi olmaz'

Dekabank'dan Ullrich Kater, Reuters ajansına yaptığı açıklamada, “ABD'deki faiz dönüşümü Euro Bölgesi'nde de faizlerde yeni bir başlangıç umudunu teşvik ediyor; her ne kadar bu süreç iki-üç yıl alacak olsa da” diye konuşuyor. Ancak diğer Avrupalı iktisat uzmanları onun gibi düşünmüyor. Alman Sigortalar Birliği’nden Klaus Wienert, Fed’in faiz yükseltme kararının Avrupa Merkez Bankası’na (EZB) bir sinyal etkisi olmayacağı görüşünde. Wienert, Euro Bölgesi’ndeki sermaye piyasası faizlerinin daha uzunca bir süre daha düşük seviyede kalmaya devam edeceğini vurguluyor. Nordea Bank’dan Holger Sandte de, Fed’in attığı adımın Avrupa Merkez Bankası için çok bir anlamı olmadığıni belirtiyor.

'ABD’de faizlerin yükseltilmesinin zamanı çoktan gelmişti'

Alman ekonomi uzmanları ABD’nin faiz politikalarındaki bu yeni dönemi genelde olumlu olarak değerlendiriyorlar. Münih Ifo Enstitüsü’nden Hans-Werner Sinn’in bu konudaki görüşleri ise şöyle: “ABD’de faiz hadlerinin yükseltilmesinin zamanı çoktan gelmişti. Sadece ülkelerin kötü bütçelerini düzeltmek ya da yüksek borçlanmalarına karşı bir teşvik önlemi olarak düşünülmüş olan bu sıfır faiz politikalarından artık uzaklaşmamız gerekir. Ben ABD’de iki buçuk yıllık bir uygulamadan sonra nihayet ilk kez olarak faiz haddinin yükseltilmiş olmasını olumlu buluyorum.”

'Sıfır faiz politikalarıyla faizler kontrol işlevini de yitiriyor'

İktisatçı Hans-Werner Sinn, yıllarca süren sıfır faiz politikalarıyla faizlerin, yatırımların kârlı olup olmadığı yönünde gördüğü kontrol işlevini yitirdiğini de söylüyor. Ekonomi açısından bunun kötü bir durum olduğuna değinen iktisatçı, çünkü yatırımcıların bu durumda parasal kaynakların sonsuz olduğuna inandıklarını, düşük faizlerin ayrıca emlâk balonları oluşturduğu, bunların patlaması sonucu bankaların zor durumda kaldığı görüşünü de savunuyor.