CHP kontenjanından Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), üyesi olan Faruk Bildirici'nin üyeliği düşürüldü. Karar 2'ye karşı 6 oyla alındı. TBMM'de 283 milletvekilinin oyuyla seçilen Bildirici, RTÜK toplantısında AKP ve MHP kontenjanlarından seçilen 6 üyenin oyuyla ve 'üyelikten çekilmiş sayılarak' görevden alındı.
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu, bugün yapılan toplantıda Faruk Bildirici hakkında RTÜK Başkanı'nın sunduğu dilekçede yer alan "Bildirici’nin hem siyasi tarafsızlığını hem de RTÜK’ün düzenleyip denetlemekle yükümlü olduğu medya hizmet sağlayıcılara karşı tarafsızlığını yitirdiği, Üst Kurul toplantılarının gizliliğini ihlal ettiği, yargı kararlarına muhalefet ettiği" ve Üst Kurul’u, Üst Kurul Üyeleriyle çalışanlarını hedef aldığı" gerekçesiye 'üyelikten çekilmesi' durumunu gündeme alarak karara bağladı.
Dilekçeyi gündemine alarak değerlendiren Üst Kurul, Bildirici’nin 6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun’un 38. maddesine göre Üst Kurul üyeliğinden çekilmiş sayıldığına karar verdi.
Üst Kurul, kararını 6112 Sayılı Kanun’un 34/1, 34/2, 35/2, 38/2-4, 40/5 maddeleriyle Anayasa’nın 138. maddesi ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 28. Maddesine dayandırdı.
Karar metninde 'Üst Kurul Üyeliği ile Bağdaşmayan Siyasi Eylem ve Açıklamalar' sıralanırken, Faruk Bildirici’nin '11 Eylül 2019 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde bir siyasi partinin Grup Başkanvekili ile birlikte basın toplantısı düzenlediği' bilgisi yer aldı.
Kararın gerekçesini oluşturan dilekçede şu ifadeler yer aldı:
"Faruk Bildirici, Üst Kurul üyeliğine seçildikten sonra 6112 sayılı Kanun’un 38. maddesine göre bir siyasi partiye üye olamayacağı gibi bağımsız ve tarafsızlığını da koruması gerekmektedir. Bu Kanun’un amir bir hükmüdür. Öyle ki Üst Kurul üyeleri TBMM’de bir siyasi parti tarafından aday gösterilmiş olmalarına rağmen yine Kanuna göre seçimlerde kime oy kullanılacağına dair görüşme yapılamaz ve karar alınamaz hükmü ile daha seçim aşamasında bile siyasi partiler ile seçilecek adaylar arasında bir bağlantının bulunmaması gerektiği açıktır. Bu açık düzenlemelere rağmen Faruk Bildirici bir siyasi partinin Grup Başkan Vekili ile basın açıklaması yapmış ve siyasi olarak bir parti ile arasına koyması gereken mesafeyi koyamamış ve bağımsızlığını yitirmiştir.
Bir Üst Kurul üyesinin gerek kurum faaliyetleri gerekse de diğer konular ile alakalı eleştiriler getirmesi yönünde hiçbir engel bulunmamaktadır. Ancak Faruk Bildirici açıkça görülmüş olacağı üzere bir siyasi parti temsilcisi ile birlikte hareket etmiş, yine söz konusu basın açıklamasını ‘..bundan sonra yapılması gereken artık tabi ki kendilerinin tavrına bağlı olacak ama sonuna kadar izleyeceğimi, yasal süreçler dâhil sonuna kadar izleyeceğimi ve izleyeceğimizi şimdiden söyleyebilirim.’ ifadeleri ile sonlandırmış ve iddialarını bir siyasi parti ile birlikte savunduğunu ve bu konuda birlikte yürüyeceklerini açıkça ifade etmiştir.
Kararın başka bir gerekçesinde ise, bir internet sitesinin programına konuk olarak katılan Faruk Bildirici’nin programın başında “Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nda bir siyasi partinin temsilcisi olarak” tanıtılması ve 'kendisinin bu ifadeleri düzeltme ihtiyacı hissetmemesi adeta onaylaması' ifadeleri yer aldı.
Üst Kurul Kararında, “Üst Kurulun Gizlilik Taşıyan Bilgilerini Kamuoyuna Açıklama” bölümünde, Bildirici’nin kendi şahsına ait @farukbildirici adlı twitter hesabından yaptığı Üst Kurul müzakerelerine yönelik paylaşımlarına yer verildi.
Bildirici’nin 26 Ağustos 2019’da Salda Gölü Kamu Spotu, 23 Ağustos 2019’da Okçular Vakfı Kamu Spotu, 19 Ağustos 2019’da AFAD Kamu Spotu, 16 Ağustos 2019’da İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Kamu Spotu paylaşımları örnek gösterildi.
Kararda, “6112 sayılı Kanunun 40’ıncı maddesinin beşinci fıkrasında 'Üst Kurul toplantılarındaki müzakereler gizlidir ve açıklık kararı alınmadıkça müzakereler açıklanamaz' ve Radyo ve Televizyon Üst Kurulunun Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik’in 'Kurul kararlarının açıklanması ve yayımlanması' başlıklı 12’nci maddesinin birinci fıkrasında 'Üst Kurul toplantılarındaki müzakereler gizlidir ve açıklık kararı alınmadıkça müzakereler açıklanamaz. Ancak, gerekli görülmesi halinde toplantılarda görüşülen konular ve alınan kararlar hakkında basın ve yayın organlarına Üst Kurul Başkanı veya Başkanın yetkili kıldığı Üye tarafından açıklama yapılabilir' hükmü yer almakta olup, anılan düzenlemelere göre Üst Kurul toplantıları esnasında yapılan tartışmaların açıklık kararı alınmadıkça toplantı dışında bulunan üçüncü kişilere veya belli bir grup ya da kitleye Başkan veya Başkanın yetkili kıldığı üye dışında açıklanması yasaktır.' bilgileri aktarıldıktan sonra, 'Üst Kurul Üyesi Faruk Bildirici’nin, şahsi twitter hesabından Üst Kurul toplantılarının içeriğine yönelik yapmış olduğu açıklamaların 6112 sayılı Kanun’un 38 inci maddesinde yer alan gizli bilgilerin ifşası niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır” denildi.
Üst Kurul, Bildirici’nin “üyelikten çekilmiş sayıldığı” kararını “Medya Kuruluşlarına Yönelik Tarafsızlığını Yitirmesine” de bağladı.
Üst Kurul toplantısında, TBMM tarafından seçilen bir üyenin ön yargılı hükümlerinden, siyasi eğilimlerinden kaçınarak adaletli ve objektif bir biçimde hizmet vermesi gerektiği değerlendirilerek, tarafsız olan Üst Kurul Üyesinin medya hizmet sağlayıcı kuruluşlara karşı yan tutmaması gerektiği vurgusu yapıldı.
Kararda, Bildirici’nin 16 Eylül 2019 tarihinde bir televizyon kanalının canlı yayınında, 6112 sayılı Kanun’a aykırı olarak bazı medya kuruluşlarını aleyhine bazılarınınsa lehine açıklamalarıyla, 13 Eylül 2019 tarihinde yine bir TV programındaki “İnsanlar gördüler zaten ne olduğunu. Bu kadar net ya da yandaşlara oradan nasıl para akıtıldığını, yandaş medya dahil nasıl para akıtıldığını gördü. Yani ve daha da göreceklerimiz var sanıyorum” sözleri tespit edilerek, “Üst Kurul Üyesi Faruk Bildirici’nin yapmış olduğu açıklamalar ile tarafsızlığını yitirdiği değerlendirilmektedir. Öyle ki bazı medya kuruluşları ile alakalı karşıt bir tutum içerisinde girerken, kimi kuruluşlar ile de taraflı bir bakış açısına sahip olduğunu açıkça ifade etmiştir. Medya kuruluşların yayın politikalarına göre eleştirilerin olabileceği ancak tüm medya kuruluşlarına karşı tarafsız olması gereken bir Üst Kurul üyesinin medyanın bir kısmı için 'yandaş' ifadesinin kullanmasının kabul edilebilir olmadığı açıktır. Bununla birlikte, Radyo ve Televizyon Üst Kurulunun 6112 sayılı Kanun’da yer alan düzenlemelere aykırı davranan medya hizmet sağlayıcı kuruluşlara lisans iptali boyutunda ağır idari yaptırımlar uygulama yetkisinin varlığı düşünüldüğünde, Üst Kurul üyelerinin medya hizmet sağlayıcı kuruluşlar aleyhine açıklamalarda bulunmaları ve daha sonra Üst Kurul gündemine gelebilecek aynı kuruluş ile ilgili oy kullanacak olması durumunun tarafsızlık ilkesine aykırı olduğu değerlendirilmektedir” denildi.
“Kurul Kararı” metni şu ifadeler ile tamamlandı:
"Üst Kurul üyesi Faruk Bildirici’nin yukarıda sayılan eylem, açıklama ve demeçleri ile 6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun’un 38. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan 'Üst Kurul üyeleri özel veya kamu medya hizmet sağlayıcılarının görev ve yetki alanına giren konularda doğrudan veya dolaylı olarak taraf olamaz ve bu konularda hiçbir maddî menfaat sağlayamaz ve siyasî partiye üye olamaz' hükmü ile aynı maddenin dördüncü fıkrasında yer alan 'Üst Kurul üyeleri ve Kurum personeli, Kurumla ilgili gizlilik taşıyan bilgileri ve medya hizmet sağlayıcı kuruluşlara ve yayın hizmeti yapan gerçek ve tüzel kişilere ait her türlü sırları, görevlerinden ayrılmış olsalar bile açıklayamaz, kendilerinin veya başkalarının menfaatine kullanamaz' hükümlerine aykırı hareket ettiği sabit olduğundan kamu yararı ve hizmet gerekleri ilkeleri gözetilerek; Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun’un “Yasaklar ve denetim” başlıklı 38. Maddesine aykırı eylem ve açıklamaları; Üst Kurulun gizlilik taşıyan müzakerelerini kamuoyu ile paylaşması; medya hizmet sağlayıcılarına yönelik tarafsızlığını yitirmesine yol beyanatları nedeniyle Üst Kurul üyesi Faruk Bildirici’nin mezkûr maddenin 6. Fıkrası gereğince Üst Kurul üyeliği görevinden çekilmiş sayılmasına, İşbu Üst Kurul kararının gereğinin yerine getirilmesi için Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına gönderilmesine, oy çokluğu ile karar verildi."