Fatih Altaylı'dan "İnönü mücevherlerimizi aldı" diyen Nihal Osmanoğlu'na: İftiranın bu kadar aşağılığını görmedim

Fatih Altaylı'dan "İnönü mücevherlerimizi aldı" diyen Nihal Osmanoğlu'na: İftiranın bu kadar aşağılığını görmedim

2. Abdülhamid'in torunu Nilhan Osmanoğlu'nun Türkiye Cumhuriyeti'nin 2. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'nün Türkiye'ye dönmek isteyen Osmanlı hanedanı üyelerine "Bunun bir bedeli var" dediğini ve ellerindeki mücevherleri aldığını iddia etti. HaberTürk yazarı Fatih Altaylı bu iddiayı bugünkü köşesine taşıdı ve Osmanoğlu'na tepki gösterdi. "Ne yalanın ne de saçmalamanın bu kadarını ne de iftiranın bu kadar aşağılığını gördüm" diyen Altaylı, "İnönü’nün siyasi tarafı pek çok açıdan eleştirilebilir ama dört dörtlük bir devlet adamı olan Paşa’ya böyle bir iftira atılamaz. Atandan da hesap sorulur, sorulmalıdır" ifadesini kullandı.

Altaylı "Sözde Sultan, özde iftiracı" başlığıyla (7 Şubat 2019) yayımlanan yazısının ilgili bölümünde şunları kaydetti:

Güney Fransa’da bikinili, Türkiye’de başörtülü pozlarıyla ünlü, “sözde” Osmanlı torunu bir kadın var, ismi lazım değil.

Saçmalamak için hiçbir fırsatı kaçırmıyor.

Şimdi de İsmet İnönü’nün Osmanlı hanedanı mensuplarından bazılarının Türkiye’ye dönmelerine izin vermesi karşılığında aileye ait mücevherleri aldığını iddia ediyor.

Ne yalanın ne de saçmalamanın bu kadarını ne de iftiranın bu kadar aşağılığını gördüm.

Bu konuları elbette Murat Bardakçı kadar bilemem.

Ancak Osmanlı Ailesi’nden bazı kişiler ile benim aile büyüklerimin de geçmişte iyi dostlukları vardı. Hiçbirinin ağzından Cumhuriyet’le ilgili olumsuz tek kelime çıkmadığını, hele böyle deli saçması iddialar ortaya atılmadığını biliyorum.

Tamamı Avrupalı soylulardan daha asil, daha soylu insanlardı.

Her açıdan.

Ve yine çok açık bildiğim bir gerçek var ki, İsmet İnönü, Osmanlı soyundan gelen kimse ile görüşmedi.

Kendisine yazılan mektuplara yanıt bile vermedi.

Sadece 1940’lı yılların başında babası Abdülmecit Efendi’nin cenazesini Türkiye’ye getirmek isteyen Dürrüşehvar Sultan ile bir araya geldi.

Ama orada da Dürrüşehvar Sultan bir Osmanlı Prensesi değil, o sırada bağımsız bir krallık olan Haydarabad veliahtının eşi sıfatıyla İnönü’nün karşısına geldi.

Onda da cenazenin Türkiye’ye defnine izin vermedi.

Bir kez Londra’da bir davette Dürrüşehvar Sultan’la karşılaştı ve Dürrüşehvar Sultan’ın kendisine yönelik sert sözlerine yanıt bile vermeden uzaklaştı.

İnönü’nün siyasi tarafı pek çok açıdan eleştirilebilir ama dört dörtlük bir devlet adamı olan Paşa’ya böyle bir iftira atılamaz.

Atandan da hesap sorulur, sorulmalıdır.

Bu arada çok övündüğü büyük dedesinin tahta geçtiği ve tahttan indiği yılı bile bilmeden, dedesi üzerinden ekmek yemeye çalışan bu kadına sorulması gereken bir sual var.

“Hangi PR şirketi ile çalışıyorsunuz ve şu ana kadar konuşma yapmaya gittiğiniz belediyelerden kaç lira gelir elde ettiniz?”

Bu soruya yanıt gelir mi emin değilim.

Ama ortalıkta böyle iftiralarla gezen birinin değil Osmanlı, herhangi bir soya mensup olması düşünülemez bile…

Yazının tamamı için tıklayın