HaberTürk gazetesi yazarı Fatih Altaylı, asıl sorunun Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın üniversite sınavı öncesi gençlerle yaptığı canlı yayında aldığı 'dislike'ların sorun olmadığını belirtti. Altaylı,"Erdoğan açısından asıl ve yakın sorun gençliğin 'dislike'ları değil, gençliği böyle bir yayınla ikna edebileceğine inandırmış olanlar" düşüncesini dile getirdi.
Altaylı, "Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gençlerle online buluşması ciddi bir sorun haline geldi.İddialara göre bu Youtube yayını sırasında 'dislike' yani beğenmeme rekoru kırılmış. Gençler Cumhurbaşkanı’na tepki göstermişler. Ahmet Hakan’a göre bu, muhalefetin organize ettiği bir komplo imiş. Yani tepkiyi gençler değil muhalefet göstermiş. Bu rekoru muhalefet organize etmiş. Eğer öyle ise muhalefet kedi olalı bir fare tutmuş olacak. Bunca insanı Youtube’a sokup böyle bir şey yapabildiyse muhalefeti kutlamak lazım. Böyle bir beceriye kendileri bile şaşırmışlardır." görüşünü savundu.
Altaylı, "Burada muhtemelen muhalif bir organizasyon da olabilir ama ben asıl olarak gençlerin tepkili olduğunu düşünüyorum. Sınav tarihleri ile oynanmasına, kendilerine kulak verilmemesine kızdıkları sır değil. Bence Cumhurbaşkanı Erdoğan açısından asıl ve yakın sorun gençliğin “dislike”ları değil, gençliği böyle bir yayınla ikna edebileceğine inandırmış olanlar. Siyasi liderlerin gençliğe ulaşmak için kullandıkları bu online buluşmaları izliyorum ben de." ifadesini kullandı.
Altaylı yazısında şunları kaydetti:
Gençlere mesaj verme çabasının ilk örneğini İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adaylığı sırasında Teke Tek’e katılan Binali Yıldırım’da görmüştüm. “Sosyal medya kullanıyor musunuz?” soruma “Yüze vurur ifadesi, kullanıyorum bi’tanesi” diyerek beni dumura uğratmıştı.Çünkü ben de o söylemin gençlerin o günlerde sosyal medyada kullandığı popüler bir jargon olduğundan habersizdim. Ve koskoca Binali Yıldırım’ı bana “bi’tanesi” dediğini zannetmiştim.Son günlerde izlediklerimden bir tanesi Ahmet Davutoğlu idi.İnandırıcı olmaktan uzak bir çaba içindeydi gençlere ulaşacağım diye.Keza Ali Babacan.
Bu yayınlarla gençlere ulaşmak, daha doğrusu gençleri ikna etmek kolay bir iş olmayı bırakın neredeyse imkânsız. Bu kadar kolay olsa idi iyi olurdu ama gençleri öyle ikna edemezsiniz.Tam aksine gençleri kaçırırsınız, uzaklaştırırsınız. Ortada Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu örnekleri var iken bu kadar kolaycı bir yolla gençleri “kafalayacağını” zannetmek gibi hatanın sonucudur bu.Herhangi bir organizasyonun değil.
Yazının devamı için tıklayın