HaberTürk yazarı Fatih Altaylı, Beyoğlu'nda bir temel açma çalışması sırasında toprak kayması nedeniyle yıkılan binayla ilgili olarak değerlendirmede bulundu. Altaylı, milli futbolcu Arda Turan'a ait olan otel için "O binada oturanlar Arda’ya kızıp küfredeceklerine, Arda’ya dua etsinler" dedi.
Altaylı gerekçesini "Arda sayesinde belki de kendilerinin, sevdiklerinin, çoluk çocuklarının ve hatta torunlarının hayatları kurtulmuş olabilir" sözleriyle anlattı. HaberTürk yazarının dün canlı yayında yıkılan binayla ilgili olarak köşesinde (25 Temmuz 2018) kaleme aldıkları şöyle:
TIKLAYIN: Beyoğlu'nda boşaltılan bina canlı yayında çöktü
Arda Turan’ın etrafında bir kara bulut dolaşıyor galiba.
Muhallebi yerken dişini kırar derler ya öyle bir hali var.
Bu kez de yaptırmakta olduğu otel için kazılan temele, yandaki bir bina kaydı.
TIKLAYIN: Arda Turan'dan Sütlüce'de yıkılan binanın yanındaki otel inşaatıyla ilgili açıklama
Çok şükür can kaybı yok.
Olaydan sonra Arda açıklama yapmış, belediye de.
“Otel inşaatı izinli ve ruhsatlı”.
İyi de izinli ve ruhsatlı olması, “Hatasız” olduğu anlamına gelmez her zaman.
Temeli doğru kazmadıysan, yandaki binaların kaymasını engelleyecek mühendislik önlemlerini almadıysam, temelin etrafına toprağı tutacak kazıklar çakmadıysan hem “ruhsatlı”, hem “izinli” hem de “atalı” olabilirsin.
Bir benzetme yaparsak; ehliyetin var, otomobilin ruhsatı tam ve muayenesi yaplmış diye kaza yapınca “kusursuz” olmuyorsun.
* * *
Belki de Arda’ya dua edeceksiniz
Sütlüce’deki binanın yıkılışını, belgesellerdeki bina yıkımları gibi canlı canlı izledik.
Bu yıkımda Arda’nın otelinin hatası var mı yok mu bilemem ama varsa bile o binada oturanlar Arda’ya kızıp küfredeceklerine, Arda’ya dua etsinler.
Niye mi?
Çok basit.
Arda sayesinde belki de kendilerinin, sevdiklerinin, çoluk çocuklarının ve hatta torunlarının hayatları kurtulmuş olabilir.
1999’dan beri ne diyoruz sürekli, “İstanbul deprem riski altında. Büyük bir İstanbul depremi eninde sonunda olacak”.
Bu yüzden de 1999 depreminden bu yana İstanbul’da sürekli bina denetimleri yapılıyor. Binalar testten geçiriliyor, binalar için depreme dayanıklılık raporları hazırlanıyor.
Kusura bakmayın ama böyle bir şeyin olmadığını, bize anlatılanların koca bir palavradan ibaret olduğunu dün Sütlüce’de gördük.
Temel çukuruna doğru kayan binanın görüntülerini izlediniz mi?
İzlemediyseniz mutlaka izleyin.
Koskoca 5 katlı binanın en küçük bir temeli yok.
Yumuşak toprak üzerine oturtulmuş bir beton kutu.
Üstelik beton olduğu da tartışmalı.
Çünkü kayan bina bir inda unufak oluyor.
Normalde düzgün yapılmış, doğru beton kullanılmış bir bina kaysa bile en azından sütunları durur, bina bütünlüğünü bir ölçüde korur.
Ama burada öyle olmuyor.
Bina tam anlamıyla “Unufak oluyor”.
Bir sütun, bir beton blok falan yok ortalıkta.
Koca bina kuma dönüşüyor.
İşte bu yüzden Arda’ya dua etsinler diyorum.
Bina göz göre yıkıldığı için önlem alınmış, içi boşaltılmıştı.
Eğer bu bina bir depremde yıkılsaydı içinden canlı fare bile çıkamazdı.
* * *
Hani denetim vardı
Sütlüce’de unufak olan “kaçak” ve “temelsiz” binanın arkasında can kaybı yok ama ciddi bir güven kaybı bıraktı.
“Hani İstanbul’da bina denetimleri yapılıyordu”
Belli ki, hiç bir şey yapılmıyormuş.
Temeli olmayan, betonu beton olmayan, koca bir bina İstanbul’un göbeğinde öylece duruyormuş ve içinde insanlar yaşıyormuş.
Ve kimbilir İstanbul’da daha kaç böyle bina var.