Fatih Altaylı: TÜİK “Büyüdük” dese de büyümediğimizi, TÜİK “İşsizlik azalıyor” dese de işsizliğin arttığını saklamak bir noktadan sonra mümkün değil

Fatih Altaylı: TÜİK “Büyüdük” dese de büyümediğimizi, TÜİK “İşsizlik azalıyor” dese de işsizliğin arttığını saklamak bir noktadan sonra mümkün değil

HaberTürk gazetesi yazarı Fatih Altaylı,"TÜİK 'Büyüdük' dese de büyümediğimizi, TÜİK 'İşsizlik azalıyor' dese de işsizliğin arttığını saklamak bir noktadan sonra mümkün değil." düşüncesini dile getirdi. 

Altaylı, "Bugün benim tarımla ilgili bir şeyler yazma niyetimin en önemli nedeni içinden geçmekte olduğumuz 'corona süreci' ve bu sürecin sosyal ve ekonomik yan etkileridir. ABD’nin, Avrupa’nın devleri bu süreç nedeniyle batarken, en büyük diye bildiğimiz firmalar peş peşe iflas açıklarken, çok büyük üretim araçlarına ve para kaynaklarına sahip ülkeler ekonomilerini ayakta tutmakta zorlanır, yüzde 10’ları hızla aşan ve ABD’de muhtemelen yüzde 20’leri de aşacağı kesin gibi görünen işsizliği azaltabilmek için dolar ve avro pompalarken corona öncesinde de ekonomisi çok da olumlu sinyaller vermeyen Türkiye’nin bu krizden 'TÜİK verileri' ile oynayarak çıkması mümkün değil." görüşünü savundu. 

Altaylı, "Yani TÜİK 'Büyüdük' dese de büyümediğimizi, TÜİK 'İşsizlik azalıyor' dese de işsizliğin arttığını saklamak bir noktadan sonra mümkün değil. Oysa Türkiye bu durumu bir tür fırsata çevirebilir ve özellikle servis sektörünün en alt kademesindeki işsizliği tarımsal üretimi arttırmak için bir fırsata çevirebilir." ifadesini kullandı. 

Altaylı yazısında şunları kaydetti: Peki Türk tarımının en önemli sorunları neler?Bu soruya yanıt verebilmek için benimle konuşmayı kabul eden bazı eski bakanlarla, bürokratlarla ve tarım sektöründeki büyüklü küçüklü oyuncularla konuştum.Temel sorunlar şöyle:- En temel sorun sevk ve idare- Devletin düzenleyici rolü eksik- Devlet düzenleyici rolünü üstlenmek istese bile devletin elinde işe yarar hiçbir veri yok.- Tarım arazilerinin yapısı, hangi tarım tipine uygun olduğu ile ilgili datalar işlenmemiş vaziyette- Tarım arazilerinin bölünmüşlüğü- Bu bölünmüşlüğü ortadan kaldırmak için yapılan yasal değişikliğe rağmen toplaştırma çalışmalarının yetersizliği- Mera ıslahlarının yapılamaması- Mera Fonu’nun amaç dışı kullanımı- Hayvancılıkta ithalatın hayvancılığı düzenleyici değil yok edici şekilde kullanılması- İşletme bozukluğuna bağlı verim düşüklüğü- Devletin ithalat politikasının yönlendirici ve terbiye edici değil cezalandırıcı olarak kullanılması- Devletin üretim, planlama ve yönlendirmede etkisiz olması ve bu etkisizliğin nedeni olan bilgisizliği- Diğer sektörlere oranla ücret artışlarının daha düşük olması- Tarımsal üretimde yaş ortalamasının 50’nin üzerine çıkması, gençlerin tarımdan uzaklaşması- Tarıma dayalı sanayinin yeterince desteklenmemesi

Tüm bunlara AK Parti dönemine kadar tarım bakanlarının ortalama görev sürelerinin 1,5 yıl olmasını da eklemek lazım.Tabii AK Parti döneminde de, değişen bakanların kendilerinden önceki bakanlar tarafından yapılan doğru işleri, sanki başka bir parti tarafından yapılmış gibi yıkılarak sil baştan yapılmasını da eklemek lazım.

Yazının devamı için tıklayın