Gazeteci Fatih Tezcan, darbe girişiminine ilişkin olarak, “Millete, karma savaşın ne olduğu anlatılması lazım. Erdoğan'a atış, Türk devletine atıştır. Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan başka, ben dahil hiç kimseye güvenmeyeceksiniz. Güvendiğiniz anda bitersiniz şu anda” görüşünü dile getirdi.
Darbe girişimini kişisel Twitter hesabından ilk duyuran isimlerden olan Tezcan, "MİT ve Hakan Fidan ile Genelkurmay ve Hulusi Akar'ın zafiyeti var. Hakan Fidan neden Genelkurmay'a gitti, neden kırmızı hattan aramadı? O binaya neden fiziki giriş yaptı? Çünkü, fiziki giriş yaptığında bunun görüneceğini biliyordu. Karşı tarafın erken reaksiyona geçeceğini biliyordu" ifadelerini kullandı. "Hakan Fidan için şu anda, ‘gidecek' deniliyor, Cumhurbaşkanı görüşüyor kendisiyle. Şimdi o zaman, Cumhurbaşkanımızın sıradaki açıklamasını beklemek lazım" diyen Tezcan, "Veya şöyle bir bilginin kamuoyuna düşmesine beklersek, o zaman ne olacak? Ya Hakan Fidan'la darbeden bir hafta on gün önce, Cumhurbaşkanı oturduysa ve ‘Hakancığım bitiriyoruz veya senin yerine şunu düşünüyorum.' dediyse?" sorusunu yöneltti.
Fatih Tezcan’ın Zaman gazetesine verdiği söyleşiden satır başları şöyle:
- 14 Temmuz'da neredeydiler? Emre Uslu diye bir isim geziyor. Emre Uslu, Fetullah Gülen ile şu anda CIA başkanı olan John Brennan arasındaki tek tercümandır sekiz sene boyunca. Siz Emre Uslu'yu ele geçiremediyseniz, aklın yolu birdir, bütün Twitter mesajlarına bakmak zorundasınız. Bu adam bilinçaltından bir dışavurum yapacak. Bu adam bilet tarihini vermiş, en azından dönersiniz dersiniz ki, temmuz ayında bir sıkıntı var. 1 Temmuz'dan 31 Temmuz'a kadar bak bakayım, 16 Temmuz'da hicretin yıldönümü var. Kodlarsınız, 16 Temmuz'da bir risk var. Bu örgüt, subliminal mesajlarla çalışıyor. Sembolizm dili kullanıyor. O kadar basit ki aslında, çıldırıyorum, ama bu işleri bilenler için basit. Ben daha önce terörle mücadeleyle oturduğumda, Ahmet Kara ‘İstanbul İmamı' dediğimde, bana ‘İstanbul İmamı Ahmet Kara kimdir?' demişti. Bunu söyleyen, üst düzey bir rütbeli. ‘Ahmet Kara İstanbul İmamı' kim mi? Nasıl ya? Terörle mücadele nasıl biz MİT'ten bir sayfa bilgi almadık der? O zaman iki tane ihtimal vardır; bir yalan söylüyorsunuz, MİT'ten size bilgi geldi ve siz arızalısınız. İki, MİT'te sıkıntı var, vatana ihanet içerisinde, terörle mücadele operasyon yaparken, temel bilgiyi indirmiyorlar. Niye çok az kişi gözaltında, niye imamlar geziyor? Koskoca darbe oldu, 248 şehit var, FETÖ imamlarının hepsi neden gözaltına alınmadı?
- Bir darbe girişimi atlattık, bir demo darbeydi bu, biz hibrit savaş denilen, benim karma savaş olarak daha anlaşılabilir olarak adlandırdığım süreçteyiz. Şimdi millete, karma savaşın ne olduğu anlatılması lazım. Erdoğan'a atış, Türk devletine atıştır. Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan başka, ben dahil hiç kimseye güvenmeyeceksiniz. Güvendiğiniz anda bitersiniz şu anda. Bütün gözler orada olacak. Tayyip Erdoğan, şu anda Türk milletinin ta kendisidir. Türk devleti, Tayyip Erdoğan öncülüğünde yürümektedir.
- 15 Temmuz gecesi arkadaşımızın kardeşi köprüden geçerken orada tankları görüyor. Bu bilgi geldiği anda hemen lokasyon analizi yapmaya çalıştım. Köprüler aynı zamanda askeriyenin de sorumluluk alanında. Nice'de İŞİD yeni bir terör eylemi yapmıştı, onun arkasından Türkiye'ye vuracaklar diye düşündüm.
- Reis bir haftadan beri yok, görüşmüyoruz, bilmiyoruz, Cumhurbaşkanımız yok, kötü bir şey geldi aklıma. Bu arada, MİT' in merkez departmanına girildiği, orada çatışma başladığı haberi geldi. Bunların hepsi 5-10 dakika içerisinde oluyor.
- Polisten uzun namlulu silahların istendiği bilgisi geldiği anda, benim için bitti. MİT de benim için bitmişti zaten. Darbe dedim. Sadece yöntem düşünüyordum, evvela evimi terk etmem lazım, çünkü 25 Aralık'ta evden alınacak gazeteciler listesindeydim. Bir de 2013' ün sonbaharında, Fetullah Gülen'in ‘susturun artık şunu' diye bir emri var bana karşı. Ben başladım yazmaya zaten de, aklımdaki şuydu, Cumhurbaşkanı nerede? Cumhurbaşkanı'nı enterne etmeden bir darbeye başlayacak kadar gerizekalı olduklarını ben hiç düşünmedim. Bu zaten bir intihar olacaktı. Cumhurbaşkanı varken bu ülkede bir şey yapamazsanız zaten. Bu insan, sokağa çıkın dediğinde, bu insanlar çıkarlar.
- Eniştesi de bilmiyor, söyleyen kişiyi de bulduk, o da daha da vahim bir durum ama isim paylaşmam. Aile içinden yine, zaten çok fark etmez, Beyefendi yine ondan alıyor bilgiyi. Şu anda cömert konuşamıyorum edebimin gereği. Cumhurbaşkanı Erdoğan'a olan sevgimi zaten biliyorsunuz. 22.15'te ben bir alarm veriyorsam, bir işaret fişeği yakıyorsam, 22.18' de ‘darbe var, çıkın sokağa, yanınıza silahları alın' diye bu duyuruları arka arkaya yapmaya başlıyorsam, bir buçuk saat daha çıkıp açıklama yaptırılmıyorsa burası önemli. Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendisine darbe olduğuna dair bilgi geldiği anda, hemen beni bir kanala bağlayın demeli ve açıklama yapmalı, insanları sokağa çağırmalıydı. Eğer bu akıl yürütmesi doğruysa, o zaman öğrendiği saatle, benim Tweetin arasında...
- Minimal 1 saat var. MİT'ten herhangi bir şahıs, Fatih Tezcan'ın attığı Tweet’i görüp de mi Tayyip Erdoğan'ı aramadı? MİT fırlıyor, Fatih Tezcan nereden aldı ki bilgiyi diyor, uzaydan gelecek hali yok. Peki MİT kendi binasının vurulduğunu da mı haber vermedi? Aynı anda da polisten uzun namlulu silahlar istiyor MİT. MİT buralarda nerede? MİT bu üç konuyu niye bildirmiyor? Tamam, darbeyi bildirmiyor. Bendeki bilgi şu, MİT bilginin işlenmesi diye bir bahane veya mazeret diyelim sunuyor. Bu Beyefendi'ye Hakan Fidan'ın da sunduğu bahane olabilir. Yüksek ihtimal, Hakan Fidan ‘bize bilgiler gelir, biz size ham olarak yansıtamazdık' gibi bir argümantasyon belirtiyor.
- MİT ve Hakan Fidan ile Genelkurmay ve Hulusi Akar'ın zafiyeti var. Hakan Fidan neden Genelkurmay'a gitti, neden kırmızı hattan aramadı? O binaya neden fiziki giriş yaptı? Çünkü, fiziki giriş yaptığında bunun görüneceğini biliyordu. Karşı tarafın erken reaksiyona geçeceğini biliyordu. Burada bizim şunu sorgulamamız lazım. Hakan Fidan için şu anda, ‘gidecek' deniliyor, Cumhurbaşkanı görüşüyor kendisiyle. Şimdi o zaman, Cumhurbaşkanımızın sıradaki açıklamasını beklemek lazım, veya şöyle bir bilginin kamuoyuna düşmesine beklersek, o zaman ne olacak? Ya Hakan Fidan'la darbeden bir hafta on gün önce, Cumhurbaşkanı oturduysa ve ‘Hakancığım bitiriyoruz veya senin yerine şunu düşünüyorum.' dediyse?
- Vatan hainliğidir. Gideceğini anlayan bir MİT müsteşarının, beni nasıl gönderirsin reaksiyonu ise ne olacak?
- FETÖ, CIA'in portner örgütüdür. FETÖ tetikçi örgüttür. FETÖ kim? 1950'lerde istihdam edilen, 15 yaşında psikopat bir çocuk var, ‘ben Türkiye Büyük Millet Meclisini patlatacağım, üzerimde patlayıcı olduğu halde gireceğim ve içeride İsmet İnönü varken meclisi patlatacağım.' diyen bir psikopat çocuk var. Bunu, Yaşar Tunagür isimli bir müftü hoca buluyor. ‘Evladım İslam'da bu yok falan filan, sen bizimle gel, biz seni istihdam ederiz, biz seninle yürürüz' diyor. Yaşar Tunagür'ü çok araştırdım, bulamamıştım bir resim. Sibel Edmonds, FBI'da çalışıyordu ayrıldı, Amerika'da FETÖ'ye karşı çok aktif bir kadındır. Sibel Edmonds kitabında, Yaşar Tunagür'ün Amerika bayrağının önünde fotoğrafını koydu. Şimdi Fetullah Gülen'i, biz buradan anlıyoruz ki, 15 yaşında ergen ve şiddet eğilimli, kullanıma müsait bir eleman olarak istihdam edilmiş. Eğer böyleyse, son 5-10 senede örgütlendi lafları, çok gerizekalıca laflardır. Bu klik tarafından korunan birisine, Türkiye'de birisinin dokunması mümkün değildir. Aynı zamanda bu klik, Amerikan karşıtı kim varsa suikast düzenlemiştir. Bu isimlerin laik olarak yansıtılması, tamamen Türkiye'deki İslamcı medyanın hatasıdır. Necip Hablemitoğlu, Atatürkçü olduğu için öldürülmemiştir. Almanya istihbaratının Türkiye madenlerinden sorumlu birim şefi bile diyebileceğim Akın İpek arasındaki koordinasyonları çözdüğü için öldürülmüştür. Necip Hablemitoğlu, anti-emperyalist olduğu için öldürülmüştür. Bu ülkedeki, kısır, laik- dinci, İslamcı -Atatürkçü çekişmesi bunları bize görmemizi engellemiştir. Bahri Üçok, Uğur Mumcu, Çetin Emeç, bunlar Amerikan karşıtı olduğu için öldürülmüştür. Bunların hepsi İran'a ihale edilmiştir, burada İran'la FETÖ'nün işbirliği söz konusu. Bunların olduğu dönemi incelerseniz, buradaki bütün istihbarat zaten, FETÖ elindedir. Aslında darbenin bütün şifresi isminde. Konseyin ismi ne? Yurtta Sulh, devamı ne? Cihanda sulh. Eğer ‘yurtta sulh cihanda sulh'un 1920-30 ‘lu içimize kapandığımız dönemde, ‘yurtta sus cihanda sus' olarak bize empoze edildiğinizi kabul edersek ki, yorumlanabilir bir şeydir bu; ‘Yurtta sus', gerçekten de susturmaya çalıştırdılar. Devamı ne, cihanda da sus. Bölgene sarkma. Bölgede emperyalist operasyon olacak.
-Ben havalimanına geçtim. Havalimanına girdiğimizde, orada yaptığım şeyi anladım. Beni gören yüzlerce insan, senin çağrınla buraya geldik diyordu. Orada Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamasının geldiğini öğrendim. Havalimanında tankların üstüne çıktım, periscope yayınları yaptım, bütün millet sokağa döküldü, şimdi meyvesini topluyorum, benim için tek meyvesi vardır, dua. Allah razı olsun desinler yeter. Kahraman arayan şehitlere baksın. Havalimanında askerin gidip gelmelerini gördüm, içeriden silah sesleri patır patır geliyor. Silah sesi neredeyse, biz oraya doğru gideriz takdir edersiniz. Tam oraya doğru giderken, benim yanımdaki asker havaya ateş açtı. Elinde G3 olan askerin, kaskına vuruyor halk. Görüntüsü var elimde. Daha sonra havalimanının içine geçtik, ben reis nerede onu öğrenmeye çalışıyorum, önemli olan o sağ salim varsın.
-‘Ben sizin dizinizin dibinden ayrılmam' dedim. (gözleri doluyor) Ondan sonra, ‘Eyvallah Fatih'im' dedi. Sonra döndü, dışarıya baktı. Helikopter uçuyor. Ben ‘siz nasılsınız' dedim, ‘iyiyim, bir dakika' dedi. Beyefendi böyle oturuyor, ben önündeyim, değiyorum zaten, o değil de dışarıda helikopter uçuyor. Beyefendi helikoptere dikkat çekmeye çalışıyor, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı darbeden saatler sonra, ‘Dışarıda helikopter uçuyor, bu kimin bakmayacak mısınız? diyor. (yine gözleri doluyor) ‘Bizdenmiş efendim.' diyorlar. ‘Nereden anladınız?' ‘El salladık, oradan anladık.' diyor. Skorsky uçuyor alçaktan, üzerinde uçaksavar var. Ben duruma bakıyorum.
- Bakın, darbe olmuş, camın kenarında oturuyor Beyefendi. Atatürk Havalimanı'nı koruyacak bir uçaksavar yok. Ve camın kenarında oturan Cumhurbaşkanı, darbeden birkaç saat sonra, ‘helikoptere baksanıza' diyor. Amerikan Başkanı'na, darbe olmasına gerek yok, diyelim ki kafasına taş attılar, bakın o helikopteri havada yakarlar. Biz onu söylerken, Bilal geldi, dedi ki, ‘indirmeyecek misiniz bunları, camın önünde uçuyor bu' dedi. Balıkesir'den F'ler çağrıldı, bunu kovaladılar. Helikopterin kim olduğu belli değil, üzerinde uçaksavar var, Beyefendi o odadan alınıp, yan odaya konulabildi maksimum, elimizden gelen şey buydu. Bakın Marmaris'ten buraya gelişi falan, bunlara ben çok üzülüyorum. Kalbim yanıyor çünkü niye? (gözleri doluyor) Benim karşımda FETÖ varsa, ben de Türk devletiyim, yakarım yani, havada yakarım helikopteri, uçağı . Niye? Çünkü devlet söz konusu, devlet bittiğinde ne var, kaos var, kaos kime yarar, emperyalizme yarar.