(İngiltere'nin Manchester'daki kentindeki terör saldırısı ve kreditörlerinden yardım elini uzatmalarını bekleyen Yunanistan'ın durumu, bugünkü Alman gazetelerinden seçtiğimiz yorumların konuları.)
‘Frankfurter Allgemeine Zeitung' yorumunda, terörün en çok yokladığı Avrupa ülkelerinden Birleşik Krallık'ın radikal eylemlere taviz vermeyeceği dile getiriliyor:
"Manchester'daki terör saldırısı gençlik kültürünü hedef alan nihilist zihniyetin bir ifadesidir. Ne kadar radikalleştirilmiş Britanya vatandaşının ya da IŞİD sempatizanının bu zihniyeti taşıdığı ve katliam yapmanın eşiğinde bulunduğunu söylemek mümkün değildir. Manchester belediye başkanının ‘menfur bir eylem' olarak tanımladığı katliama acaba sevinmişler midir? Alçaklık sınırını fersah fersah aşan bu eylemden ürkenler çıkacak mıdır? Bunu da kestirmek zordur. Kesin olan, terörün Birleşik Krallık'ı dize getiremeyeceğidir. Birleşik Krallık güvenlik önlemlerini arttıracak ama hayat tarzına ve politikasına karışılmasına izin vermeyecektir.”
Çoğu çocuk ve genç olmak üzere 22 kişinin ölümüne sebebiyet veren terör saldırısından ‘Südddeutsche Zeitung' gazetesi şu sonucu çıkarıyor:
"Ne zaman terör saldırısı olsa, birlik ve beraberlik çağrıları yapılır. Bu artık ritüel haline geldi. Beraberlik ve dayanışma mesajları verilmesi doğru olduğu kadar ‘ucuzdur' da. Terörün amacı toplumu bölmektir. Emeline ulaşması ancak toplumsal dayanışmayla önlenebilir. Bölünme ise radikalleşme doğurur, akıl dışı tepkilere çanak tutar, olmayacak çözümleri çözümmüş gibi gösterir. Terörü sona erdiremeyeceği için birlik ve beraberlik çağrıları havada kalıyor. Görebildiğimiz kadarıyla toplumdaki dayanışma teröristleri pek etkilemiyor. Teröristler saldırılarıyla hür toplumları saran korunma perdesini çekiştiriyorlar. Zaman gelir bu perde aşınır ve yırtılır. Birlikten kuvvet doğar ama kuvvet tek başına yetmiyor.”
Borç taksitlerini ödeyebilmesi için alacaklılarından ek yardım talep eden Yunanistan'ın ekonomik durumunu ‘Neue Osnabrücker Zeitung' gazetesi şöyle yorumluyor:
"Almanya hükümetinin halkına gerçeği anlatması için daha ne olması lazım? Almanya Başbakanı ve Maliye Bakanı Yunanistan krizinin gerçeklerini daha fazla görmezden gelemezler. Alman vergi mükellefi Yunanistan'a akan parasını bir daha göremeyecektir. Yürürlükteki üçüncü yardım programını dördüncüsü izleyecek ve muhtemelen önümüzdeki yıl Yunanistan'ın borçları kısmen silinecektir. Aksi takdirde Yunanistan iflas eder. Euro ülkeleri Yunanistan'ın aralarından ayrılmasına izin vermemekte ısrarlılar. Canlanmadan eser olmadığı için, Avrupa Birliği Komisyonu'nun Yunan ekonomisinin dirileceğine dair tozpembe tahminleri ütopik kaçmaktadır. Turizmin canlanması Yunanistan'ı kurtarmaya yetmez.”
‘Donaukurier' gazetesinin aynı konuya ayırdığı yorumda şu satırları okuyoruz:
"Atina yönetimi üzerindeki reform baskısını sürdürmek doğru olabilir. Ancak Euro Bölgesi'nin sorumlu aktörleri de kolaylık sağlanmadan Yunanistan'ın 314 milyar euroya yükselen borç yükünün altından kalkamayacağını teslim etmelidirler. Yunanistan'ın daha iyi günlere kavuşacağına güvenebilmesi için acilen gerçekçi kararlar alınmasına ihtiyacı var. Sadece tasarruf etmek ekonomiyi boğar ve hiçbir toplum uzun süre buna dayanamaz. Avrupa'nın dayanışmanın hakkını verme zamanı gelmiştir.”
© Deutsche Welle Türkçe
DW, AG/CÖ