ABD Merkez Bankası Fed'e yöneltilen 'enflasyonun kontrolden çıkmak üzere olduğuna dair uyarılar'a rağmen enflasyon ılımlı bir seyir izliyor.
wsj.com.tr'nin haberine göre, ABD'de enflasyon son aylarda hızlanırken, Fed'in yüzde 2'lik yıllık enflasyon hedefine yakalaması olası görünüyor. En bilinen enflasyon şahinlerinden Richard Fisher, Charles Plosser ve Esther George bile enflasyonun 2016'da yüzde 2'lik hedefi aşmasını beklemiyor.
İşte Fed'in enflasyonu dert etmemesinin 5 nedeni:
Verilerin rahatsız edici olması: Enflasyon bazen uzun vadeli trendi değiştrmeden yükselip azalıyor. Fed Başkanı Janet Yellen'ın çarşamba günü düzenlenen basın toplantısında da dediği gibi: "Son dönemde tüketici fiyat endeksi biraz yüksek geliyor ama veriler düzensiz." Yellen'ın demek istediği şey şu: Et fiyatları ya da benzin fiyatları Mayıs ayında yükseldi diye Fed enflasyonun gidişatına dair fikrini değiştirmeyecek. Bazı fiyatlar oldukça kırılgan ve bir dönemde görülen büyük yükselişlerin ardından genellikle büyük düşüşler gelir.
Beklentiler: Fed'de enflasyonun hangi seviyeye doğru yol aldığı sorusuna cevap aranıyor. Gelecek her zaman belirsiz. Teori basit: Kreditörler, yatırımcılar, patronlar ve çalışanlar kesin bir karar vermeden önce enflasyon oranının belli bir süre içinde hangi seviyede olacağına dair bir fikre sahip olmalı. Kendi kendini gerçekleştiren kehanet: Beklenen enflasyon gerçek enflasyon haline gelir. Şu an için enflasyonun gelecek 10 yıl içinde ortalama yüzde 1,83 seviyesinde gerçekleşmesi bekleniyor. Beklentiler teorisine göre enflasyonun bir yere gittiği yok.
Emlak sektörü: Hane halkının bilançosunu düzeltmesine yardımcı olmak ve konut piyasasını düzeltmek için Fed konut fiyatlarının bir miktar yükselmesini ister. Fed istediğini alıyor gibi: Konut fiyatları geçtiğimiz yıl yüzde 10,3 yükselerek 2006-2012 arasında yaşanan yüzde 34'lük kaybın bir kısmını telafi etti.
İstihdam İstatistikleri Bürosu'na göre geçtiğimiz yıl enflasyonda yaşanan artışın yarısından fazlasının sorumlusu konut fiyatlarındaki yükseliş. Konut fiyatları değişmeseydi tüketici fiyat endeksi yalnızca yüzde 1,2 yükselmiş olacaktı ve hiç kimse şu an hiperenflasyon tehdidinden söz ediyor olmayacaktı.
Gelirler: Konut fiyatlarının yanı sıra Fed'in daha yüksek olmasını isteyeceği bir gösterge daha var: Emeğin fiyatı. Ücretler hızlı bir şekilde yükselmiyor. Geçtiğimiz yıl ortalama ücretler yalnızca yüzde 2 yükseldi. Tüketici fiyatlarındaki artış ise yüzde 2,1 idi. Reel ücretler yüzde 0,1 azalmış oldu.
Ücretlerin düşük olması işsizliğin çok yüksek olduğunu gösteren güçlü bir işaret. Ücretlerin düşük olması tüketici harcamalarını kısıtlaması ve ekonomiyi potansiyelinin altında tutması nedeniyle de deflasyonist bir güç. Ücretler yükselmeye başlamadıkça Fed tatmin olmayacak.
Enflasyonun nedeni talebin güçlü olması değil: Kanunlara göre Fed'in fiyat istikrarını sağlaması gerekiyor ancak bu amaç Fed'in elindeki araçlarla kısıtlı. Fed, ekonominin aşırı derecede ısınması nedeniyle yükselen enflasyonu düşürmek için faiz oranlarını yükseltebilir ancak jeopolitik belirsizlikler nedeniyle yükselen yükselen enerji fiyatları ya da kuraklık nedeniyle artan gıda fiyatları gibi arz şoklarından kaynaklı enflasyon için pek fazla yapabileceği bir şey yok.
Bu örneklerdeki sorun ekonominin aşırı derecede ısınması nedeniyle talebin artması değil. Faiz oranlarını yükseltmek de petrol üretmeyecek ya da yağmur yağdırmayacaktır. Fed talebi artırıp azaltabilir ama arzı değiştiremez.
Enflasyon talebin yüksek olmasından kaynaklansaydı neredeyse tüm fiyatların yükseldiğini görürdük. Ancak veriler böyle bir gelişmeye işaret etmiyor. Yeni araçlardan, bulaşık makinelerine, kanepelerden kahveye, ekmekten fıstık ezmesine kadar neredeyse her şeyin fiyatı düşüyor.
Son olarak Fed'in en büyük endişe kaynağının enflasyonun çok yüksek değil çok düşük olması olduğunu unutmayın.
Yellen bunu söylemek istemiyor ancak enflasyonun, yüzde 2 olan hedefi geçici olarak aşması muhtemelen Fed'i çok da kızdırmayacaktır. Özellikle de enflasyonun yükselmesinin yanı sıra ücretlerin yükselmesi, konut fiyatlarının artması ve ekonomik büyümenin güçlenmesi durumunda.