Fehmi Koru*
Cumhurbaşkanlığı seçiminde adaylardan biri ilk turda yüzde 50+1 oyu bulamazsa ne olacak?
Seçim iki hafta sonra yapılacak ikinci tura kalacak; o turda en çok oyu alan iki aday çekişecek…
İkinci tura kimler kalacak peki?
CHP adayı Muharrem İnce yola çıkarken “İkinci tura ben kalacağım” diye sözlerine başlıyordu, şimdilerde o “Seçim ilk turda bitecek ve ben kazanacağım” demekte…
İYİ Parti adayı Meral Akşener de iddialı; ikinci tura kalacağı ve ikinci turda da seçimi kendisinin kazanacağı iddiası bu…
[Seçim tarihinin erkene alınmasını Devlet Bahçeli’ye, Abdullah Gül formulünün boşa çıkartılması ile HDP’nin ittifak dışı kalmasını ve baraja takılırsa AK Parti’nin fazladan 70 kadar milletvekili kazanmasının ihtimal dahiline girmesini Meral Akşener’e borçlu olduğumuzu unutmamamız gerekiyor.]
HDP’nin eski eş-başkanı ve cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş da, cezaevinden medyaya ulaştırdığı mesajlarda ikinci tura kendisinin kalacağı görüşünü paylaşıyor…
Bu arada, 100 bin imzayı toplamayı başararak cumhurbaşkanı adayı olma hakkı kazanan Vatan Partisi genel başkanı Doğu Perinçek de, kendisine mikrofon uzatıldığında aynı iddiayı seslendiriyor; o da ikinci tura kendisinin kalacağı iddiasında…
Saadet Partisi de kendi adayı Temel Karamollaoğlu‘nun birinci turda olmasa ikinci turda seçimi kazanacağını ilandan geri durmadı.
AK Parti genel başkanı da olan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan‘ın iddiası ise seçimin birinci turda kendisinin yeniden seçilmesiyle sonuçlanacağı…
Siyaset böyle bir şey işte.
Dışarıdan bakanlar siyasi hayatın içinde bulunanların umutlu halini anlamakta hep zorlanırlar. Kimilerine o iddialar üfürükten bile gelebilir. Mübalağa edildiğini, palavra sıkıldığını sanan da çoktur.
Yakından gözlediğim için bilirim: İddia sahipleri genellikle iddialarına kendileri inanıyorlardır. İnce de, Akşener de, Karamollaoğlu da, Demirtaş da, Perinçek de ikinci tura kendilerinin kalacağını söylerken söylediklerine inanmaktadırlar.
Hepsi de bu kanaate etraflarından gördükleri sıcak ilgi sonucu varmışlardır.
Kalabalıkların siyasetçileri aldatmak gibi bir huyu vardır da ondan.
En yakından izlediğim seçimlerden biri Turgut Özal‘ın MSP’den aday olarak katıldığı 1977 genel seçimiydi. Turgut Bey kampanya için seçimden 40 gün önce İzmir’e geldi ve bir günü bile boş geçirmeden müthiş bir çalışma gerçekleştirdi. Vaktiyle DPT’de kendisiyle birlikte çalışmış genç bir kadro da münavebeli olarak İzmir’e gelip seçim kampanyasına katılmaktaydı.
Son gece, ertesi gün sandık başına gidilmesine birkaç saat kala, Turgut Özal yakın mesai arkadaşlarından seçimde nasıl bir sonuç alınacağına dair tahminlerini topladı. O kadar okumuş-yazmış adam içerisinden biri bile sonucu doğru tahmin edemedi.
En az söyleyen MSP’den iki-üç milletvekili çıkacağı tahmininde bulundu.
Oysa sandık Özal‘ı bile Ankara’ya göndermeyen bir sonuç verecekti.
Seçileceğinden -hatta yanında birkaç kişiyi daha Ankara’ya götüreceği çoklukta oy alacağından- emin olmasa Turgut Özal gibi biri neden aday olsun, neden çalışsın ki?
Gerçek durum budur; siyasiler son ana kadar en olumluyu tahayyül ederler…
Dün bir yakınım ablasının eve mesrur bir hava içerisinde geldiğini ve bunun sebebini de bir anketöre deneklik yapması olarak anlattığını aktardı. “Çocuğa tam dört soruda doğru olmayan cevaplar verdim” demiş abla.
Anketler bazen yanıltıyor ya, sebebi soru sorulan kişilerin bizim abla gibi şakacı olmasıdır.
Şakaların en büyüğünü 1989 yerel seçiminde yapmıştı seçmenler. Hürriyet gazetesi, hem de seçim günü, iktidar partisinin yeniden aday olan İstanbul belediye başkanı Bedrettin Dalan‘ın oyların yüzde 60’ını alacağı öngörüsünü manşetine taşımıştı.
O gun seçmenin şakacılığı tuttu ve kimsenin adını daha önce işitmediği CHP’nin adayı Nurettin Sözen İstanbul’a belediye başkanı seçilmeyi başardı.
Güvenilir bir kurumun yaklaşık 15 gün önce sahada gerçekleştirdiği son araştırmasında görüş aldığı deneklerin verdiği cevaplara göre, son seçimden bu yana seçmen eğiliminde fazla bir değişiklik olmamış.
Cumhurbaşkanı seçimi az farkla ilk turda da sonuçlanabilir, az farkla ikinci tura da kalabilir. Milletvekili genel seçiminde AK Parti Meclis çoğunluğunu az farkla kazanabilir de, az farkla kaybedebilir de…
Tabii, anketçileri reddetmeyip görüş açıklayan denekler yakınımın ablası gibi kendisine yöneltilen sorulara doğru olmayan cevaplar veriyorlarsa, bu 25 Haziran sabahına sürpriz bir sonuçla da uyanabiliriz.
Her sonuca hazırlıklı olun derim.