Habertürk gazetesi yazarı Fehmi Koru, Mısır’da eski Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin de aralarında bulunduğu Müslüman Kardeşler üyelerine verilen idam kararlarını eleştirdi. 27 Mayıs darbesinden sonra Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan’ın idam edilmesi örneğinden yola çıkarak siyasi suçlara idam cezası verilmesine tepki gösteren Koru, “Anlatılsa dinleyenler üzerinde etkili olabilecek bizdeki deneyimi Gen. Sisi ve bugünkü Mısır yöneticilerine kim aktaracak?” sorusunu dile getirdi.
Mısır’la ilişkilerin kötü olmasına rağmen idamların uygulanmasını durdurmak için girişimlerde bulunmak gerektiğini kaydeden Koru, bu konuda arabulu olarak 11. Cumhurbaşkanı Andullah Gül’ü önerdi.
Fehmi Koru’nun “Mısır’da idamları beklemeyelim...” başlığıyla Habertürk gazetesinde yayımlanan yazısının ilgili bölümü şöyle:
“Umarım, sağduyu hâkim gelir ve Türkiye’nin 1960’larda içine düştüğü durumdan kendisini uzak tutar.
Hukuki süreç idam cezasının infazını gerektirecek bir sonuç verirse, yanlışlığın önlenmesi için Türkiye’ye büyük görevler düşüyor. Günün havasına kapılıp gerçekleştirilen infazların, daha sonraları, infazları uygulayanların lanetlenmesine kadar varan tepkilere yol açabildiğini, kendi deneyiminden hareketle, Türkiye’den daha iyi hangi ülkenin yöneticileri anlatabilir?
Sadece 27 Mayıs’ın mağdurları için değil, 12 Mart (1971) ve 12 Eylül (1980) darbelerinden sonra gelen askeri ağırlıklı veya doğrudan askeri yönetim dönemlerinde idam sehpasına gönderilen siyasi suçlu mağdurlar için de, aradan yıllar geçmesine rağmen, yas tutuluyor bizim ülkemizde...
1980 darbesinin lideri Kenan Evren’in aile fertlerini isyana sevk eden hazin akıbetini birkaç gün önce hep birlikte gördük.
İbretlik bir durumdu gerçekten...
Anlatılsa dinleyenler üzerinde etkili olabilecek bizdeki deneyimi Gen. Sisi ve bugünkü Mısır yöneticilerine kim aktaracak?
Türkiye ile Mısır, tarihlerinin hemen hiçbir döneminde olmadığı kadar, birbirlerine soğuk ve uzak duruyor bugün. Büyükelçiler geri çekildi; asgari düzeyde bir temsille ilişkiler sürdürülüyor. Neredeyse savaş düzeyine yakın bir kötülükte ülkelerimizin ilişkileri...
Yine de bir şeyler yapılmalı.
“Ne yapılabilir?” sorusunun aklıma getirdiği tek bir cevap var: Kötüleşen ilişkilerde payı bulunmayan, karşı tarafın (Mısır) her şeye rağmen saygı duyduğu bir devlet adamının devreye girmesi... Abdullah Gül, eğer kabul ederse, böyle bir görev için biçilmiş kaftandır.
Müslüman Kardeşler ile Mursi’nin istenmeyen akıbete sürüklenmesini önlemek için elden gelen yapılmalı.”
Yazının tamamını okumak için tıklayınız…