Fehmi Koru*
Uluslararası Para Fonu (IMF) dünya ekonomisini ve tek tek ülkelerin ekonomik durumlarını en yakından izleyen kurumlardan. Her yıl 9 ayrı dilde yayımladığı (aralarında Türkçe yok) World Economic Outlook (WEO, Dünyanın Ekonomik Görüntüsü) raporu ülkeler için bir röntgen gibi. Ara sıra da devreye girip dünya ekonomisinin güncel görüntüsüyle ilgili uyarılar da yapıyor IMF. Ben IMF’nin bilgilendirdiği gazetecilerdenim ve her açıklaması bana da ulaşıyor.
Yakın zamanlara kadar ayda bir-ikiyi geçmeyen IMF bildirimleri şu günlerde günde beş-altıya ulaştı. Bunun sebebi korona salgını olabilir, çünkü salgının etkilemediği hiçbir ülke ve hiçbir sektör yok. Ancak bir yıl önce IMF direktörlüğüne getirilen Bulgar ekonomist Kristalina Georgieva’nın fark edilmek istemesinin de açıklama sıklığında rolü olabilir.
IMF bu hafta Latin Amerika ülkesi Arjantin’le ilgili alarm zilleri çaldırdı. Anlaşılan Arjantin IMF’den 2018 yılında aldığı krediyi ödeyemeyecek duruma gelmiş.
Georgieva’nın uyarısından haberim olduğu gün, yani dün (16 Ekim 2002), Wall Street Journal (WSJ) gazetesi Arjantin ekonomisinin durumuna ışık tutan bir haber-değerlendirme yayımladı. Haberin başlığı şu: “Dolardan yoksunluk Arjantin’i tehlikeye düşürüyor.”
Arjantin bir zamanlar başarı öyküsüydü. Halen bölgesinin üçüncü büyük ekonomisine sahip bir ülke. Bir süreden beri şahıs kültüne dayalı bir ideolojiye sıkı sıkıya bağlı bir parti ve onun çıkardığı başkan –Alberto Fernandez– tarafından yönetiliyor.
İktidarda arada askeri müdahalelerle kesilmiş olsa da ülkeyi 1940’lardan 1970’lere kadar yönetmiş Juan Peron’un izinden gittiği iddiasına sahip bir parti var. Bolluk vaat ederek iktidara geldiği için yapılmaması gereken yanlış adımlar atmak zorunda kaldığı anlaşılıyor Fernandez’in. Sonuç WSJ haberinin başlığına yansıttığı gibi: 70 sente muhtaç bir ülke haline gelmiş Arjantin.
Aklına hemen ülkemiz gelecekleri uyarayım: Sorunlardan bir bölümü benzese de Türkiye ekonomisi Arjantin ile mukayese edilemeyecek kadar büyük. Haberde kullanılan göstergeler bile oradaki sorunun daha farklı yönleri de olduğuna işaret ediyor.
Dolarlar çabucak çarçur edilmiş görünüyor. Güven kaybolduğu için Arjantin vatandaşları tasarruflarını kendi milli paralarına değil dolara sabitlemişler. Dolarizasyonun önüne geçmek için alınan tedbirler işe yaramamış; pesosun değeri düştükçe düşmüş. Resmi kurda 1 dolar 82 pesos, fakat karaborsada Ağustos ayında bu rakam 130 pesos imiş. Haberin yazıldığı gün ise karaborsada dolar 167 pesostan işlem görmekteymiş.
Çarkı döndürmek için çare milli para basımında bulunmuş. Arjantinlilerde gıcır gıcır paralar var, fakat ithalat bıçakla kesilircesine durduğu için o paralarla alabilecekleri şeyler sınırlı.
Ülkenin yabancı para rezervi Ağustos’ta 6 milyar dolara inmiş; bugün bu rakam da 1.6 milyar dolar kadarmış. Hazinenin kasası resmen boşalmış sizin anlayacağınız.
Ekonomi kötü olduğu ve yönetime güven kalktığı için yabancı yatırımcı da ortalıktan çekilmiş.
Hazinede dolar kalmadığından ithalat bütünüyle durmuş; pek çok alanda yerli üretim bulunmadığı veya ithal ham madde alınamadığından üretim yapılamadığı için en temel ihtiyaç maddeleri bile raflardan çekilmiş.
WSJ’ya göre, hükümetin vatandaşların dolar hesaplarının boşalmaması için getirdiği tedbirler de ters tepmekteymiş. Bankalardaki kendi dolar hesaplarından para çekmek isteyenlere yüzde 35 vergi getirilmiş. Ayrıca dolar çekmek, kendi hesabından bile olsa, ayda 200 dolarla sınırlandırılmış.
Karanlık tablo böyle olunca halkın arasında ekonominin geleceğiyle ilgili kötü senaryolar yayılmaya başlamış. Akla endişe verici şeyler getirebileceği için o kötü senaryoları buraya yansıtmayacağım. Ancak parası olanları bile telaşa düşürecek cinsten dedikodularla ülkenin ekonomisi daha da sarsılma sürecine girmiş.
Öyle anlaşılıyor ki, Arjantin bugün en kötü senaryoların bile gündeme gelebileceği bir ekonomik durumda.
Ekonomi kötü, vatandaş şaşkın, şaşkın vatandaş ekonominin daha da kötüye gidebileceğine dair senaryolar üretiyor, üretilen dedikodular ekonomiyi daha da olumsuz ekliyor ve olmayacak şeyler bile olur hale geliyor.
Arjantin’de durum bu.
Lübnan’da da benzer bir durum var. Orada da para pula dönmüş durumda, ayrıca siyasi bir kriz de ona eşlik ediyor ve sorunlar çözümden giderek uzaklaşıyor.
Her iki ülke de sıkıntılarından kurtulmak için IMF’nin kapısındalar.
Bn. Georgieva’nın başında olduğu ve böyle ortamlar için hazırda bekleyen IMF para musluğunu açarak dolar sıkıntısını sona erdirebilir, fakat buna karşılık talep edeceği sıkı tedbirler ülkelerin vatandaşlarını sisteme tepki verecek hale getirebilir.
İktidarlar ekonomik sıkıntıya muhatap ülkelerde bu sebeple ne yapacağını bilmez haldeler. Kendi başlarına sorunun altından kalkamıyorlar, bu da vatandaşları kötü etkiliyor ve tepkilerine yol açıyor; buna karşılık IMF’ye gidip borçlansalar aldıkları dolarlarla günlük ihtiyaçları görebilecek hale gelebilirler, ancak IMF kemer sıkma tedbirleri isteyeceği için vatandaşları daha fazla öfkelendirme ihtimali var.
Eskiden böyle ortamlarda askerlerden endişe edilirdi, Latin Amerika’da da darbe tehlikesi ortadan kalktı; bu bakımdan sivil yönetimler kendi ürettikleri sorunlara kendileri çare bulmak zorundalar.
Arjantin’in işi zor görünüyor.
IMF’nin sıklaştırdığı basın açıklamalarını Arjantin’de neler olduğunu öğrenmek için sizin adınıza daha yakından takip edeceğim.
*Bu yazı fehmikoru.com'dan alınmıştır.