Fehmi Koru*
Şu ‘dış güçler’ ve hele ‘üst akıl’ gerçekten çok oluyor. Bir yılda, bir ayda, bir haftada, hele dün tek bir günde, birbiri ardına bütün rekorları kırdırarak paramızın canına okudular.
TL’nin değeri bir yılda yüzde 67.24, son bir ayda yüzde 34.39, geçen hafta yüzde 24.96 azaldı. [Böyle bir durumla karşılaşıldığında eskiden “Devalüasyon oldu” deniliyordu, şimdi ne deniliyor, bilmiyorum.]
Dün bir an 13.77 TL’yi gördü dolar, ardından 13.44’e indi, sonra daha aşağıya; bu yazıyı yazdığım gecenin bir vakti 1 dolar = 12.90…
Burada dün yayımlanan yazımı şöyle bitirmiştim:
“Bu yazıyı yazdığım gecenin hayli erken bir vaktinde gazeteler dolar için 11.4112 TL anlık değer biçildiği bilgisini veriyor. / Siz bu yazıyı okurken ve piyasaların kapanacağı akşam saatlerinde TL bakalım nasıl bir seyir izleyecek… / Aşağıya mı, yoksa yukarıya doğru mu hareket eder dersiniz…”
Bir günde doların paramız karşısındaki değeri, 11.41’den 12.90’a yükseldi.
Hep o ‘dış güçler’ ve ‘üst akıl’ yüzünden…
‘Enflasyonla mücadele’ görevinin yasal sahibi, aynı zamanda TL’nin değerini koruma ve kollaması da kendisinden beklenen Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’dır (TCMB). TCMB’nin başında görevine 20 Mart 2021 tarihinde atanan Prof. Dr. Şahap Kavcıoğlu bulunuyor.
Şahap Kavcıoğlu’nun göreve atandığı 20 Mart 2021 günü, 1 Dolar 7.21, 1 Euro 8.58, 1 Sterlin de 10.97 TL’den işlem görüyordu.
Aradan sekiz ay geçmiş, dün (24 Kasım 2021) piyasalardaki durum şuydu:
1 Dolar 12.90, 1 Euro 14.50 ve 1 Sterlin de 17.25 TL…
İyi bir şey değil elbette bu; işte zaten bu yüzden şu günlerde ‘ekonomik kurtuluş savaşı’ verdiğimiz bir kez daha hatırlatılıyor.
Bilindiği gibi, kurtuluş savaşları yabancılara karşı verilir.
Şimdiki kurtuluş savaşı da, herhalde, yabancı paralara karşı veriliyor.
‘Yabancı’ olan her şeyden kuşku duyulması gerekiyor ya, bu defa kuşku duyulan yabancı paralar…
Ne olacak peki?
Kendi tarihimize bakıldığında, yabancılara karşı kurtuluş iddialı bir savaş verdiğimizde, o savaştan muzaffer çıkan hep biz olmuşuz. Yabancı paralara karşı mücadelemizde de yine zafer bizim olmak zorunda.
Ancak nedense bir türlü o zafere ulaşamıyoruz.
Bazı TV kanalları arşiv karıştırarak ‘ekonomik kurtuluş savaşı’nın ilk ilanının 2013 yılında yapıldığını bulmuş. Kürsüye çıkan -o zaman Başbakan- Tayyip Erdoğan “Allah’ın izniyle bu kurtuluş savaşında da yine muzaffer olacağız” demiş… 2013’te.
Aynı cümle düne kadar galiba altı kez daha yine -bu defa Cumhurbaşkanı- Tayyip Erdoğan tarafından ve yine aynı kürsüde tekrarlanmış…
‘Ekonomik kurtuluş savaşı’ ilan edilmesi ilk gerektiğinde -Aralık 2013 sonu- 1 Dolar 2.02 TL idi.
Bugünkü 12 küsur -hatta 13- TL nerede o günkü 2 TL nerede…
Bu durumda savaşın her safhasında yenilen biz mi oluyoruz?
Her telaffuz edildiğinde kurtuluş savaşını ‘dış güçlere’ karşı verdiğimiz de duyuruluyor.
Ancak “Hangi güçlere karşı?” sorusu her birinde cevapsız kaldı.
Bu defa da teamül değilmedi, yine ‘dış güçler’ suçlandı, ancak ‘hangi dış güçler’ olduğu hâlâ müphem.
Olağan şüphelilerden biri veya birkaçı herhalde…
Yalnız yine de benim anlamakta zorlandığım bir konu var: TL’nin yabancı paralar karşısında değer kaybetmesine hep ‘yerli ve milli’ isimlerin aldığı ekonomik kararlar sebep olmuşa benziyor. Geçen hafta dolar TCMB’nin Para Politikası Kurulu üyelerinin aldığı kararın ardından yukarıya doğru harekete geçti.
Dünkü hareketlenme de, yine kendilerini ‘yerli ve milli’ olarak tanıyıp bildiğimiz iki parti liderinin grup toplantılarında yaptıkları konuşma sırası ve sonrasında yaşandı.
İlginçtir, Cumhur İttifakı’nın hükümette temsil edilmeyen küçük ortağının lideri konuşurken, doların ayarının yukarıya doğru bozulduğu, konuşmayı canlı yayınlayan televizyonların ekranları altında akan anlık bilgilerde yer alıyordu.
TCMB Para Politikası Kurulu üyeleri farklı bir karar almış veya parti liderleri konuya değişik açıdan yaklaşmış olsalardı belki de bu yaşananlar yaşanmayacaktı.
Dolayısıyla daha önce beş kez ilan edilmiş ‘ekonomik kurtuluş savaşı’nın bir kez daha ilanı da -yine belki- gerekmeyebilecekti.
Bir dostum, “Bu olanlardan yabancılar suçlanıyor ama şimdiki bozulmayı iyileştirecek olanın aslında ekonomimize yabancıların yeniden ilgi göstermesi olduğu da bilmesi gerekenler tarafından biliniyor” dedi bana.
Yabancı ilgisi bekliyoruz fakat arada yabancıları ekonomimize çomak sokmakla suçluyoruz.
Geldik yazının sonuna…
Dünkü merakımı bugün için de koruyorum: Bakalım piyasalar yeni güne hangi kurdan başlayacak, gün bitene kadar doların seyri ne olacak?