Eskiden, her gün aksatmadan okur önüne çıkan gazeteler iki dini bayram boyunca yayınlanmaz, onların yerine her büyük ildeki gazeteciler cemiyetleri ‘Bayram’ adıyla bir gazete çıkarırlardı.
Günlük haber ve yorum ihtiyacını birden fazla gazeteyle doyuranların bulunduğu internet-öncesi dönemde, okurlar, yılda 7 gün tek bir gazeteyle yetinmek zorunda kalırlardı.
Benden de yazı istendiği için biliyorum, ‘Bayram’ gazetesini çıkaran cemiyetin görevlendirdiği konuk yayın yönetmeni, okur önüne, siyaset-dışı konularda yazılmış yazılarla hazırladığı gazeteyi sunardı.
Sonra bir gazete, Zafer Mutlu’nun Sabah’ı, “Bayramlarda gazete çıkarma yasağı kalkmalı”diye kampanya açmış ve işi emrivaki ile ilk bayramda gazete çıkaracağını ilana kadar vardırarak istediği sonucu almayı da başarmıştı.
O gün ‘Bayram’ gazeteleri geleneği yok edilmiş oldu.
İyi mi oldu? Sanmıyorum.
Kampanyaya en hızlı taraftar olan gazete yöneticilerinden biri, yıllar sonra, “Hayatımın en büyük hatası” diye hayıflanacaktı o girişime katılması yüzüne vurulduğunda…
Gazeteci milleti, herkes gibi bayramda tatil yapabilirken, şimdi yılın 365 günü görev başında olmak zorunda; diğer günlerde temcit pilavı gibi okurlara sunduğu türden siyaset kokan yazıları bayramda da yazmak zorunda artık.
Siyasi yorumcuların ‘siyaset-dışı’ konularda da kalem oynatabileceğinin kanıtı olan keyifli yazılardan da mahrum kalındı.
İki gündür gazetelere “Acaba farklı davranan olmuş mudur?” merakıyla göz gezdiriyorum, kimse “Bugün bayram, okurlara farklı bir ürün sunayım” endişesi taşımıyor.
Hep aynı konu: Siyaset, siyaset ve yine siyaset…
Geçenlerde Avrupa ülkelerinin birinde ikamet eden bir dostumla konuşurken, dünyanın en müreffeh toplumlarından biri olan o ülke insanlarının, kendilerini kimlerin yönettiğini merak etmediği konusu gündeme geldi.
Yıllar önce özel davetle gittiğim İsviçre’de, resmi mihmandarlar, ülkenin siyasi hayatına dair hiçbir bilgi vermemişler, ülkenin 24 kantondan oluştuğunu, az sayıda bakanı bulunduğunu, cumhurbaşkanı seçimi yapılmadığını, çünkü yerel kanton yöneticilerinin her yıl münavebeli olarak o görevi üstlendiğini söylemekle yetinmişlerdi.
“İsviçre’de de durum aynı” diye tasdik ettim dostumun tespitini.
Gerçekten de öyle, dünyanın en müreffeh ülkeleri siyasetle en az meşgul ülkeler…
Donald Trump başkan olduğundan beri, ABD halkı da, her gün, bizde olduğu gibi, siyasetle yatıp siyasetle uyanıyor; bu sebeple o ülkedeki refahın âkıbetinden kuşku duymaya başladım, ne yalan söyleyeyim.
Yukarıda da sorduğum soruyu yineleyeyim: Artık çalışanlarına tatil yaptırmamak pahasına gazeteler bayram günleri de yayınlanıyor da, iyi mi oluyor sanki?
Satış rakamları internet-sonrası dönemde ciddi darbe yemiş olan gazeteler, bayram günleri, rekor düzeyde az satılıyor. Her gün gazete aldığınız bayiye bugün gidin ve bir de bu gözle bakın, dünün gazetelerinin büyük bölümünün iade için paketlendiğini göreceksiniz.
Buna karşılık, az satıldığı halde, gönüllü katkılarla hazırlandığı için masrafsız olan ‘Bayram’gazetesini çıkartan gazeteciler cemiyetleri, yasak kalkınca önemli bir gelir kaynağından mahrum kalmış oldu.
Sizler de, yılda birkaç günlüğüne de olsa, siyasetsiz de nefes alınabileceğini görüp yararlanabildiğiniz bir teneffüsten mahrum kaldınız.
En iyisi bu yazıyı burada kesmek; aksi halde, kendime bu bayram için koyduğum‘bayramlarda siyaset yazma yasağını’ çiğnemiş olacağım.