11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün oğlunun düğünündeki gözlemlerini aktaran Habertürk yazarı Fehmi Koru, “Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a, abartılı giriş anonsuna rağmen, alışılmış alkış yağmuru kopmadı. Seçime gidilen ortamda potansiyel adaylarla dolu salon, AK Parti Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nu fazla heyecanla karşılamadı” dedi.
Fehmi Koru, Taha Kıvanç mahlasıyla kaleme aldığı yazıda, “Eskiden olsa, Erdoğan ve Davutoğlu yanlarına gelen ünlülerle fotoğraf çektirme meraklıları yüzünden pek oturma fırsatı bulamazlardı; bu defa ayağa kalkma fırsatı verilmedi onlara... AK Partili davetlilere bakıldığında 2 ay içerisinde seçime gidileceğinden kuşku duymamak mümkün değildi. Yüzler asıktı” ifadelerine yer verdi.
Fehmi Koru’nun Habertürk gazetesinin bugünkü (24 Ağustos 2015) nüshasında, “AK Parti-HDP el ele, Türkiye seçime...” başlığıyla yayımlanan yazısının bir kısmı şöyle:
Seçimlere AK Parti-HDP koalisyonuyla mı gidilecek? Olaylar tabii akışında gelişirse herhalde öyle.
MHP daha en baştan HDP ile ortak sorumluluk üstlenmeyeceğini açıkladı; CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun “Yüzde 60 bloku” beklentisini suya düşürmek pahasına...
“Yüzde 60 bloku” projesi suyan düşen CHP, samimiyetle, bir AKP-CHP hükümeti kurulacağı beklentisi içine girdi; ama kendisine koalisyon ortaklığı teklif edilmediğini haftalar süren görüşmeler sonunda anladı. Bunun üzerine, CHP de, “seçim hükümeti” için Anayasa’nın öngördüğü “her partiden bakan” formulüne sempatik bakmadığını, hükümete bakan vermeyeceğini açıkladı.
HDP ise her halükârda hükümette yer almak niyetinde...
Bu durumda 2 aylık dönem için kurulması beklenen hükümet, AKP’li ve HDP’li bakanlara sahip olacak...
İşe bakın, daha en baştan “AK Parti, hükümeti HDP ile kurmalı” diyen azınlığın çizgisine bugün gelindi.
Sandıktan bir kez daha 7 Haziran tablosu çıkarsa, kurulması beklenen hükümetin ömrü 2 aydan çok daha uzun olabilir.
Kuşkucu dostum, “Hiç güvenme” diye uyarıyor beni. Hükümeti tek başına seçime götürmek için elinden geleni yaparmış AK Parti... “Ne yapabilir?” soruma o bile cevap veremedi.
12 Eylül günü AK Parti’nin kongresi var. 1 Kasım’da yapılacak seçim için listelerin 14 Eylül günü Yüksek Seçim Kurulu’na teslimi öngörülüyor. Zaman dar ve bu dar zamanı hükümet kuruluşunu erteletmek için geçirmek AKP’nin lehine olmayabilir.
“Hiçbir şey onun lehine olacağa benzemiyor ki” dedi kuşkucu dostum.
Ahmet Münir ile Ayşe Zehra’nın düğünündeydim; “Ben de oradaydım” diyebilecek en az 1500 kişiyle birlikte...
Sevecen ve güleryüzlü Ahmet Münir’in ilkokuldan yüksek lisansa uzanan eğitim hayatında, sonraki iş dünyasında tanıdığı genç arkadaşları... Babası Abdullah Gül ile annesi Hayrünnisa Gül’ün zengin siyasi hayatlarından simalar... Karadere Ailesi’nin yakınları, dostları, Ayşe Zehra’nın arkadaşları... İki ailenin akrabaları...
Listelere sığmayacak sayıda insan önceki akşam İstanbul Yeşilköy’deki WOW Otel’in geniş salonunu doldurdu. Gözüm siyasi simalardaydı doğal olarak ve onların davranış tarzlarında...
Özet gözlemim şu: Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a, abartılı giriş anonsuna rağmen, alışılmış alkış yağmuru kopmadı. Seçime gidilen ortamda potansiyel adaylarla dolu salon, AK Parti Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nu fazla heyecanla karşılamadı.
Eskiden olsa, Erdoğan ve Davutoğlu yanlarına gelen ünlülerle fotoğraf çektirme meraklıları yüzünden pek oturma fırsatı bulamazlardı; bu defa ayağa kalkma fırsatı verilmedi onlara...
AK Partili davetlilere bakıldığında 2 ay içerisinde seçime gidileceğinden kuşku duymamak mümkün değildi. Yüzler asıktı...
İş dünyasından davetliler sessizce oturmayı ve gözlemde bulunmayı tercih etti.
Genç evlilere mutluluklar dilerim.