Fehmi Koru*
Tayyip Erdoğan, yaptırdıkları bir araştırmaya göre, cumhurbaşkanlığı adaylığı yarışında Kemal Kılıçdaroğlu’nun beş puan önündeymiş. ‘En beğenilen lider’ kategorisinde de, Erdoğan, aday olarak anılan diğer isimlerden açık ara önde çıkıyormuş. ‘6’lı masa’ya güven ise %38’e düşmüş…
Bu bilgileri birinci sayfasından duyuran gazete, Erdoğan’ın Kürt ve Alevi seçmenlerden de hatırı sayılır oranda oy alacağını aktarıyor. Kürt seçmenlerin %22’sinin, Alevi seçmenlerin %9’unun oyu Erdoğan’a gidecekmiş…
Kürt seçmenlerin bu ilgisinin sebepleri arasında, ‘6’lı masa’nın HDP ile birlikte hareket edeceğine yönelik kamuoyunda oluşan algı bulunuyormuş..
AK Parti heyetinin HDP’yi ziyaret ettiği, iki parti yetkililerinin samimi görüşmelerinin ekranlara yansıdığı, gazetelere haber olduğu gün -yani bugün- yayımlandı bu haber. [Haberin görüntüsü yazımın hemen altında yer alıyor.]
Eh, o halde, AK Parti neden hala seçime gitme konusunda fazla istekli görünmüyor?
Neden birbiri ardına olağanüstü masraflı gösteriler düzenleyerek kaybettiği seçmenleri yeniden yanına çekme girişimini sürdürüyor?
[Bu soruların cevabını yazımın sonlarına doğru vereceğim.]
Şu sıralarda herkesin ağzına bir parmak bal çalıyor iktidar; hayat pahalılığı karşısında ne yapacağını şaşırmış görünen insanları bugünü unutup yarını önemsemeye davet ediyor.
Bugün hayli zorlu çünkü; baksanıza dün TÜİK bile enflasyon oranını %85.5 olarak açıkladı.
Herkesi en fazla ilgilendiren gıda enflasyonu ise üç haneli bir rakam.
Bir dostum son günlerde burada yazdıklarımın kendisini hayal kırıklığına uğrattığını söylemeseydi, iktidarın aşırı takdirine mazhar bir gazetede çıkan bu haberi önemsemezdim.
Kalemi elime aldığım neredeyse ilk günden beri herkesin gündeminin kendine özel olduğunu bilirim ve bu tür eleştirileri fazla kaale almam; ancak dostum “Elinin altında bunca malzeme varken hem de…” demeyi de ihmal etmediği için beni nazik bir yönden vurmuş oldu.
Şu sıralarda araştırma kurumları olağanüstü faal; hemen her gün yeni bir kamuoyu araştırması ya benim elime ulaşıyor ya da öyle araştırmaların sonuçlarıyla gazetelerde karşılaşıyorum.
Malzeme bakımından zengin bir ortam var.
Alıntı yaptığım gazeteye yansıdığı kadar olmasa bile, AK Parti’yi umutlandıracak belirtiler yeni araştırmalara yansımaya başladı.
Yeniden aday olabildiği takdirde Tayyip Erdoğan’ın seçimde kazanma şansı olabilir görüntüsü var.
Önceki araştırmalarda “Ne dersiniz, Erdoğan seçimde kazanabilir mi?” türü bir soru yöneltildiğinde, vatandaşların önemli bir bölümü, ya “Kesinlikle kazanamaz” veya “Kazanamaz” cevabını veriyordu.
MetroPoll anketine göre, aralık 2021’de (%51.9) ve temmuz 2022’de (%50.1) “Tayyip Erdoğan kazanamaz” diyenler öndeydi.
Son MetroPoll anketi (Ekim 2022) ise, trendin tersine dönmeye başladığına işaret ediyor.
“Kesinlikle kazanır” ve “Kazanır” cevapları toplamı %52.9. [Neredeyse 2018 cumhurbaşkanlığı seçiminde aldığı oy kadar.]
Aynı soru ‘6’lı masa’dan aday olarak çıkması beklenen CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu için de sorulmuş. CHP’li siyasilere ve seçilmesini şiddetle arzu ettiklerini belli eden medyadaki taraftarlarına göre, aday olduğu takdirde kazanmaması imkansız görülen Kemal Kılıçdaroğlu için, aynı sorunun yöneltildiği vatandaşlardan “Kazanamaz” veya “Kesinlikle kazanamaz” diyenlerin toplam oranı şaşırtıcı derecede yüksek: %61.9…
İttifaklara yakınlık konusunda da eğilimin ‘Cumhur İttifakı’ lehine değişmeye başladığına işaret ediyor MetroPoll’ün son anketi.
Hem de vatandaşların yarıdan fazlasının -%58’inin- ekonominin kötü yönetildiği kanaatinde olduğu günümüz ortamında.
Vatandaşların yarıdan fazlası -%52’si- ekonomik krizin farkında olduğu, bu durumun ekonominin kötü yönetilmesinden kaynaklandığına ve mevcut hükümetin ekonomik sorunları çözemeyeceğine -%53.2- inandığı halde…
Ne yaman çelişki bu böyle.
İnsanlar ekonomik krizin varlığını kabul ediyor ve krizin sorumlusunun hükümet olduğunun da farkında; yine de krizden sorumlu tuttukları ve iktidarını sürdürmesi halinde sorunu çözemeyeceğine inandıkları yönetimin devamından yana oy kullanabileceklerini belli ediyor…
Çelişkininin temelinde propagandanın gücü yatıyor.
CHP’liler hala “Bu iktidar gidici, muhalefet olarak kimi aday göstersek seçilir” demeye devam etsinler; araştırmaya yansıyan gerçek güncel tablo onları haklı çıkaracağa benzemiyor.
Daha henüz iktidar cephesi kullanabileceği bütün kozları sahneye sürmediği halde durum bu.
Konuyu bu boyutuyla kimle konuşsam, bana da, yukarıda sorduğum “Peki de, iktidar neden derhal seçime gitmiyor?” sorusu yöneltiliyor.
Cevabım aylardan beri aynı: Millet İttifakı’nın adayının kesinleşmesini ve bir yanlış ismin aday gösterilmesini bekliyor iktidar.
Israrla beklenilen bazı isimler var, onlardan biri aday ilan edildiğinde, AK Parti ile ortağı MHP, TBMM’ye seçim tarihini erkene alma teklifini getirebilir.
“Muhalefetten oy alamadan teklifi Meclis’ten geçiremezler” diyenler çıkıyor. Muhalefet isteyip durduğu erken seçim kararına karşı çıkabilir mi? Diyelim ‘6’lı masa’ teklife karşı çıktı; kapatılma tehdidi altındaki HDP Meclis’e yeniden güçlü bir grup taşıma ihtimalini önemseyip destek verebilir.
Siyaset bu.
Referandum bahanesiyle AK Parti heyetinin HDP’yi ziyaretinin ve yakınlaşma girişiminin altında böyle bir niyet bile yatıyor olabilir.
Güncel tablo bu ve CHP lideri Londra’da. Sebeb-i ziyareti, iktidar değiştiğinde ihtiyaç duyulacak temiz parayı şimdiden bulmak imiş…
Türk siyasi hayatının önemli isimlerinden Süleyman Demirel, böyle durumlarda, “Doğmamış çocuğa don biçilmez” derdi.
Zaten o sayede yedi kez gitti-geldi ve sonunda cumhurbaşkanı da olabilmişti rahmetli.
Atı alan Üsküdar’ı geçmişti bir önceki cumhurbaşkanlığı seçiminde -2018’de-; tarihi bir kez daha tekerrür ettirmeye hazırlanıyor iktidar…
*Bu yazı fehmikoru.com adresinden aynen alınmıştır.