Fehmi Koru: Muhalefetin Messi’si, Mbappe’si, Ronaldo’su var da bir ben mi göremiyorum?

Fehmi Koru: Muhalefetin Messi’si, Mbappe’si, Ronaldo’su var da bir ben mi göremiyorum?

Fehmi Koru*

İleride bugünlerde yaşananları kaleme alacakların bir hayli zorlanacaklarını görebiliyorum.

Neden böyle düşündüğümü siyasette karşı karşıya kalınan gelişmelerden hareketle yazacağım, ama önce futboldan bir örnek verme ihtiyacı duyuyorum.

Şöyle düşünün: Eşit geçmekte olan bir futbol karşılaşmasında, takımlardan birinin şampiyon olmak diğerinin de küme düşmemek için yalnızca tek bir gole ihtiyaçları olsun. Hakemin maçı sona erdirecek düdüğü çalmak için eli dudağına gitmek üzereyken, takımlardan şampiyon olmayı bekleyenin bir oyuncusunun ayağına top geçsin ve o da rakip takımın savunmasını boşa düşürüp kaleye yaklaşmış olsun.

Ne beklenir o oyuncudan?

Topu ağlara göndermesi, değil mi?

Golü atabilse takımı şampiyon olacak, rakip takım ise küme düşecek…

Siyasette karşı karşıya kalınan güncel durumu bu örnektekine benzetiyorum.

Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerinde sandığa atılacak oylar mevcut iki ittifaktan birini iktidara taşıyacak, diğerini de tarihin unutulanları arasına girmesini sağlayacak bir sürecin içine sokacak…

Reklam

Millet İttifakı ve Cumhur İttifakı böyle bir durumla karşı karşıya.

Hangisi iktidar olup diğerini unutulanlar arasına gönderecek?

Kamuoyu yoklamaları bile bu soruya kesin bir cevap vermeye yardım etmiyor.

O da kazanabilir bu da…

İki ittifakın taraftarları da, hal ve tutumlarına bakılırsa, sandıktan kendilerinin önde çıkacağından son derece eminler; bir ‘pata’ durumu var iki ittifak arasında ama nihai başarıyı getirecek son atağı kendilerinin yapacağına duyulan güven hissi iki taraftan da alınabiliyor.

Futboldaki hazırlık pasları gibi, iktidar cephesi, Cumhur İttifakı bileşenleri -özellikle de AK Parti-, hemen her gün toplumun -seçmenlerin- aklını çeleceğine inandığı hoşa gidecek vaatler eşliğinde kendince bazı iyileştirmeleri duyuruyor.

Dünün nasibine, uluslararası piyasalardaki karşılığının 1 trilyon dolar olduğu vurgusuyla duyurulan Karadeniz’de keşfedilmiş doğalgaz kaynağı düştü.

Önceki gün de, iktidar cephesi, ‘tarihin en büyük asgari ücret zammı’ iddiasını taşıyan bir iyileştirme müjdesiyle kamuoyu karşısına çıkmıştı.

Yarın ise, sayılarının birkaç milyonu bulduğu anlaşılan emeklilikte yaşa takılanların taleplerine karşılık anlamına gelecek bir açıklama yapılması bekleniyor.

Yalnız gönül çelen günlük açıklamalarla da yetinmiyor iktidar cephesi, rakibin ayağına çelme anlamı taşıyan hamleleri de ihmal etmiyor.

Futbolda rakibin golcüsünü oyun dışı bırakmak ne kadar sonuç almaya yardımcı bir gelişme ise, siyasette de onun karşılığı elbette var ve iktidar cephesi bugüne kadar bir değil birkaç sağlam adayı devre dışı bırakacak hamleleri başarıyla devreye soktu. Kendisinin kart yasaklısı durumunda bulunan golcüsünü, yönetmeliği geçersiz kılacak manevralarla oyunda tutma gayreti sergileyen bir takım düşünün; iktidarın adayı da o durumda, ama ısrarla onun adaylığının geçerli olduğuna toplumu ve hakkında karar verecekleri inandırma yolunda adımlar atıyor iktidar cephesi.

Seçime beş kalaya sakladığı kim bilir daha ne sürprizleri var iktidar cephesinin…

Muhalefet ne durumda?

Erken sevindirik olma hali muhalefete hakim.

CHP, teşkilatlarına, seçimde aday olmayı düşünen yönetim kademelerinden isimlere istifaları için bir tarih vermiş; son gün dünmüş. 25’in üzerinde il başkanı ile sayısı bilinmeyen ilçe başkanı istifalarını genel merkeze göndermiş…

İktidar ateşi CHP’yi ve CHP’lileri bayağı sarmış, anlaşılan.

Yine CHP’den düne ait bir haber: Parti sözcüsü, erken seçim için razı olabilecekleri en son tarihin, 2023 yılı mart ayının sonu olduğunu açıkladı dün. 2022 yılı nisan ayının ilk haftasında -6 Nisan 2022 tarihinde- yasalaşan yeni seçim sistemi 6 Nisan 2023 tarihinde yürürlüğe gireceğinden, seçim o tarihten önce yapıldığında eski sistem geçerli oluyor; muhalefetin istediği eski sistemle seçime gitmek…

Her iki gelişmede, seçimin akıbetini muhalefet cephesinden yana etkileyecek bir hamle gücü görebiliyor musunuz? 

Ben göremiyorum da ondan bu soruyu soruyorum.

‘Hamle’ anlamına gelebilecek vaatler var elbette, ama seçimi kazanabileceği görüntüsüyle destekli olmayan vaatlerin inandırıcılığı bulunmadığını birilerinin muhalefete fısıldaması şart.

O güç ise, ancak Messi, Ronaldo, Mbappe gibi golcülüğü sınanmış bir ismi kadrosuna katmış bir futbol takımının şampiyonluk iddiasına benzer bir güvenceyi kendi kadrolarında gösterebilecek siyasi muhalefette bulunabilir.

Muhalefetin Messi’si, Mbappe’si, Ronaldo’su var da bir ben mi göremiyorum?

İktidarın kart yasaklısı da olsa bir golcüsü var oysa…

“Yıpratırlar” gerekçesiyle adayını açıklayamayan bir muhalefet ne yapabilir?

Kendini bu gerekçeyle ve bu haliyle yıprattığını bile göremiyor muhalefet.

Aylarca önce, burada, muhalefete rakibini küçümsememesi ve başarılı olmak isteniyorsa, karşı tarafın gücünü dengeleyebilecek bir adayla meydana çıkması uyarılarında bulunmuştum. Aday arayışında bizzat CHP lideri tarafından ilan edilmiş özelliklere bir isimle katkıda da bulunmuştum.

O isim gibi biriyle seçimden başarıyla çıkılabileceği ve o isim gibi biri önde olmazsa seçimin kazanılamayabileceği inancım bugün daha da kuvvetli.

İşin tuhafı, o ölçüye yakın isimler ya akla gelmedi ya da akla gelen isimler süreç içerisinde örselenerek güçleri tırpanlandı.

Kale gol, sandık oy bekliyor. Top bir o yana gidiyor, bir bu yana; kararsız seçmen oyunu hangi ittifaktan yana kullanacağına hala karar vermemiş durumda. Takımlardan birinin hakemin düdük çalmasına az kala topun kendisine geleceğinden emin golcüsü gibi, ittifaklardan birinin adayı da rakipsiz kaldığını seçmenin görüp oyunu kendisi için kullanacağı hissini yaygınlaştırmanın peşinde.

Teşbihimde yanılıyor olabilir miyim?

Elbette yanılabilirim.

Yanılıp yanılmadığımı ancak sandıktan sonuçlar gelmeye başladığında anlayabileceğiz.

Ne kadar yazık.

*Bu yazı fehmikoru.com adresinden aynen alınmıştır.