Fehmi Koru: "Nazi" dediğimiz kişi, zarar gördüğü biriyle mukayese edilmekten hoşlanmaz, niyetimiz ne?

Fehmi Koru: "Nazi" dediğimiz kişi, zarar gördüğü biriyle mukayese edilmekten hoşlanmaz, niyetimiz ne?

Fehmi Koru*

Adamlar gerçekten olağanüstü çirkin davrandılar. Bakanlarımıza toplantı düzenleme izni vermedikleri gibi apar topar ülkelerinden dışarıya attılar; köpekleriyle topluluğun üzerine de saldırdılar…

Hollanda böyle yaptı da Almanya, Avusturya farklı mı davrandı; onlar da peş peşe Türk siyasilere ülkelerinde toplantı ve miting düzenleme yasağı getirdiler…

Buradan bakan politikacıların aklına hemen ‘Hitler’ ve ‘Nazi’ sözcükleri geldi ve demeçlerde bol bol o sözcükler kullanıldı.

Herhalde dikkat etmişsinizdir: En ciddi sertleşme o sözcüklerin Türkiye’de kullanıma girmesinden sonra yaşanmaya başladı.

Daha önce sessiz kalan ülkeler bile çirkin koroya katıldı.

Onlar kızdıkça bizde o sözcükleri kullananlar da arttı. O gün bugündür Türkiye’ye karşı tavırları Nazi davranışıyla, Hitler’in yaptıklarıyla kıyaslayanlardan geçilmiyor.

Arada bir algı soru olduğu açık da, bu sorun nereden kaynaklanıyor olabilir?

Mesela tarihi farklı okumamızdan olabilir mi?

Özel tarihimden bir anekdot

Yıllar önce bir gazete yine bugünküne benzer bir ortamda, dönemin Alman başbakanını Hitler’e benzeten karikatürleri çokça kullanan ve hemen her cümlesinde ‘Nazi’ sıfatı geçen Almanya karşıtı bir yayın başlatmıştı. Bu söylemin yanlış olduğuna dair birkaç cümle yazdığımda bana kızmıştı gazetenin yöneticileri…

Ardından ne oldu? Alman hükümeti gazetenin Avrupa baskısının yayınını durdurdu.

Konu hassas olduğu için, bunu yapmayı mümkün kılan yasalar var Avrupa ülkelerinde.

Galiba biz Hitler’i tarihin bir döneminde gelmiş ve bazı kötü işler yapmış bir figür olarak görüyoruz. Bir devlet adamı, bir politikacı, şimdilerde Hollanda ve Avrupa’nın başka ülkelerinde Türkiye’ye karşı çıkış yaptı mı, onu Hitler ile.. yaptığını da ‘Nazi’ olmak ile eş-değerde görüşümüz bundan…

Kendilerine bu isim ve sıfatlarla hitap ettiğimiz kişilerin tepkilerini de anlamakta zorlanıyoruz.

Oysa Hitler ve Nazizm öyle herkes için kullanılabilecek benzetmeler değildir.

Tarih ne anlatıyor

Tabloyu daha iyi anlamak için Hitler’in Avrupa’ya ödettiği fatura ile işe başlayabiliriz:

Hitler’in başında bulunduğu Nazi rejimi aralarında milyonlarca Yahudi’nin de bulunduğu çok sayıda insanın ölümünden sorumludur. Ayrıca, İkinci Dünya Savaşı sırasında 19.3 milyon sivil ile savaş esiri Nazi rejimi tarafından katledilmiştir. İkinci Dünya Savaşı’nda hayatını kaybetmiş askerlerin sayısı da 29 milyondur.

Nereden baksanız 60 milyon insan…

Dünyanın hiçbir döneminde tek başına bir insan veya ideolojiye dayalı bir rejim bu kadar çok sayıda insanın yok olmasının doğrudan sorumlusu olmamıştır.

İdeoloji olarak Nazizm, bazı ırkların diğerlerinden üstün olduğuna, aşağı sayılan ırkların mensuplarının, yok olmak istemiyorlarsa, üstün ırkın emrine girmesi gerektiğine inandığı gibi, bazı ırkların da (Yahudiler ve Çingeneler gibi) ortadan kaldırılmasını savunmaktaydı.

Bunu sağlamak için de, tahmin edilebileceği üzere, sıkı bir güvenlik devleti oluşturmuştu Hitler; Alman ulusunun kaderini elinde taşıyan tam bir diktatördü. Onun döneminde ispiyonculuk teşvik edilmekte, aydınlar tehlike olarak görülmekte, kitaplar yakılabilmekteydi.

Yukarıda birkaç paragrafla özetlemeye çalıştığım özelliklerden sadece birini alıp hemen onu üzerinde taşıyan kişiye Hitler benzetmesinde bulunmak kolaycılık olur.

Sadece yasakçılıkla veya kendi milletini başkalarından daha üstte görmekle birisi “Nazi” olmaz.

Türkiye gibi İkinci Dünya Savaşı dışında kalmış bir ülkeden o dönemle ilgili değerlendirmeler yapmak ile, Hitler’in etkisini birebir hissetmiş.. Almanya gibi.. veya bir çoğu Nazi çizmeleri altına düşmüş Avusturya, Hollanda, Fransa, Belçika gibi.. ülkelerde yaşayanların değerlendirmeleri farklı olacaktır.

Birine “Hitler” veya “Nazi” dediğimizde, bu sıfatları kendisi için kullandığımız kişi de, onun ülkesinin insanları da ailelerinin de muhtemelen zarar gördüğü biriyle mukayese edilmekten hiç hoşlanmayacaklardır.

Aileden duymadıysa bile, konuya ilişkin binlerce kitaptan ya da yüzlerce filmden edindiği dehşetengiz izlenimleri zihninde canlandıracaktır öyle biri.

Niyetimiz zaten buysa

Galiba herhangi bir Avrupalı ile Türkiye’de yaşayan biri arasında bu konuda ciddi bir fark var ve bu yüzden son ihtilafta taraflar birbirini anlamakta zorlanıyor.

Ülkemizle ilgili hoş olmayan bir cümlenin ağzından çıktığını duyduğumuz bir politikacıya, bakanla birlikte bekleşen kalabalığın üzerine köpeklerini süren polise, hatta toplantı düzenleme talebine geçit vermeyen yöneticiye biz kolaylıkla Hitler’li ve Nazi’li benzetmelerde bulunabilirken.. kendilerinden “Hitler” veya “Nazi” diye söz edildiğini işiten politikacılar, polisler ve yöneticiler hop oturup hop kalkıyorlar…

Aradaki algı farkı bilinse çok daha kolay çözülebilecek ihtilaf, bu yüzden, içinden çıkılmaz bir hal alabiliyor.

Niyetimiz zaten buysa.. karşımızdakini hop oturup hop kaldırmak istiyorsak.. o zaman bu okuduklarınızı ben yazmamış olayım…

* Bu yazı Fehmikoru.com'dan alınmıştır