Fehmi Koru: Şimşek’e cumhurbaşkanı yardımcılığı teklifi konusunda gerçek ne olabilir?

Fehmi Koru: Şimşek’e cumhurbaşkanı yardımcılığı teklifi konusunda gerçek ne olabilir?

Fehmi Koru*

Dün milletvekili olmak isteyen kamu görevlileri için istifanın son günüydü. Konu seçimden hangi tarafın önde çıkacağının ipuçlarını vermesi bakımından da önemliydi. “Benim memurum işini bilir” denmişti ya, bu bir yönüyle, kazanamayacağı bir yarışa -üstelik para ödeyerek- bürokratların katılmak istemeyeceği anlamına da geliyor.

Son 20 yıl içerisinde yapılan seçimlerde aday olabilmek için başvurmuş, ancak açıklanan listelerde adı bulunmayan memurlar, eski görevlerine döndüklerinde, kısa süre içerisinde terfi alacakları hesabını da yaparlardı.

Çoğu aday adayı memurun aday olamamışsa bile bürokraside önü açılmıştır.

Bu sabah ilk işim “Üst düzey memurlardan kimler adaylık için başvurmuş?” sorusuna haber mecralarında cevap aramak oldu.

Gazeteler ve internet sitelerinde konuya ilişkin tek bir haber bulamadım.

Ya adaylığı düşünenler başvuruda bulunmuş ama bunun bilinmesini istememiş ya da haberciler bu konuyu benim kadar önemsememiş olmalı…

Hangisiyse…

Merakımı gidermek için, milletvekili olmaya niyetlilerle ilgili bilgisini almak amacıyla bürokrasiyi yakından tanıyan bir dostuma dün ulaştım. Verebildiği tek isim, yerel düzeyde politika yapan bir tanıdığına aitti.

“Bürokraside ilerlemek için değil ama dokunulmazlık kazanmak için istifa edenler ile muhalefet partilerine başvurmak üzere görevini bırakanlar olmuştur” diyen de o dostum oldu.

İsimler paylaşılınca ona da bakarız.

Son zamanlarda, geçmişte başarılı bulunan bir eski bakanın, yurtdışındaki yüksek maaşlı görevini bırakarak, Cumhur İttifakı’nın göstereceği adayın yardımcısı olarak ilan edileceği yaygın biçimde konuşuluyor.

Mehmet Şimşek’in…

En son dün Reuters haber ajansı da yaygın söylentiyi yerli-yabancı abonelerine güçlü bir ihtimal olarak duyurdu.

AK Parti’de aynı hükümetlerde birlikte bakan veya Meclis’te aynı sıralarda milletvekili olarak görev yaptığı arkadaşlarının çekirdek kadrosunu teşkil ettiği iki partiden kuruculuk teklifi geldiğinde, çalıştığı yabancı firmaya iki yıllık bağlantısı bulunduğu gerekçesiyle, Mehmet Şimşek’in olumlu cevap vermediğini biliyordum.

Acaba o süre bitmiş ve teklif cumhurbaşkanlığı yardımcılığı gibi cazip bir makam için olunca kabul etmiş midir?

Öyle birini o konumda iş dünyası görmek istiyormuş.

Şimşek’e cumhurbaşkanı yardımcılığı teklifi konusunda gerçek ne olabilir?

Öğrendiğim şu: Soranlara, “Bana öyle bir teklif ileten olmadı” cevabını veriyormuş Mehmet Şimşek…

“Teklif gelirse olumlu cevap verir mi?” sorumun cevabını ise alamadım.

Yurtdışında –Mehmet Şimşek gibi- Türkiye ekonomisini de yakından izleyip gözleyen firmalarda çalışanlar, Türkiye’de yerleşik ve isimleri bilinen araştırma kurumlarının anketleriyle beslenmezler yalnızca; ülkemize yatırım yapmış veya yapmayı düşünenlerin elleri altında yabancı kurumlar için araştırılmış soruların cevaplarını içeren raporlar da bulunur.

Birkaç ay önce öyle bir anket elime geçmişti.

Milli Gazete dün EuroPoll’ün yaptırdığı bir anketi haberleştirdi. Aynı anketin bulguları bugün Cumhuriyet gazetesinin internet sitesinde de yer alıyor.

Anketin önemi, şimdiye kadar yayımlanmış benzer araştırmaların bulgularından çok farklı sonuçlara varması.

EuroPoll anketine göre, bu pazar seçim olsa, Millet İttifakı Meclis’te beklenenin üstünde sayıda milletvekili ile temsil hakkı kazanacak, Kemal Kılıçdaroğlu karşı ittifakın adayı Tayyip Erdoğan’ı açık farkla -10 puandan fazla- geride bırakarak cumhurbaşkanı olacak.

Hangi bulgulara güveneceğiz?

Dün yazdım: Sandığın belli edeceği sonuca kadar, zihnimizi karma karışık hale getirecek bu tür haberlere kendimizi hazırlamamız gerekiyor.

Eskiler “Fala inanma, falsız da kalma” derlerdi; benim falla hiç ilişkim olmadı ama aynı deyişi kamuoyu araştırmaları için, “Anketlere inanma ama anketsiz de kalma” biçimine sokarak pekala kullanabilirim.

Araştırmalarda benim anlamakta zorlandığım nokta, AK Parti genel başkanı da olan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın bu seçimde de aday gösterilmesine mutlak gözüyle bakılması oluyor. Hepsi de istisnasız, iki defa cumhurbaşkanı seçilmiş Erdoğan’ın üçüncü kez aday olabileceğinden emin görünerek sorularını hazırlamış ve o sorulara cevap aramış durumdalar.

Oysa, anayasa (m. 101), iki defa seçilmiş bir kişinin üçüncü defa cumhurbaşkanlığına aday olamayacağını açık-seçik ve başka bir anlama izin vermeyecek şekilde belirtiyor.

Nasıl olacak da Cumhurbaşkanı Erdoğan bir defa daha cumhurbaşkanlığına aday olabilecek?

Sürpriz gelmesin diye, bugün gazetelerde karşınıza çıkacak “Cumhur İttifakı’nın adayı Erdoğan oldu” haberine hazırlıklı olmanızı isterim.

AK Parti TBMM grubunun başkanı İsmet Yılmaz, cumhurbaşkanı adaylarının Recep Tayyip Erdoğan olduğunun Yüksek Seçim Kurulu’na (YSK) bildirildiğini açıkladı dün.

Oy birliğiyle karar vermiş AK Parti TBMM grubu.

AK Parti’nin bu kararı aldığı dün, iktidarın diğer ortağı MHP’nin Meclis grubu da benzer bir karar almış.

MHP grup başkanvekili Erkan Akçay da “Cumhurbaşkanı adayımız belli, kararımız net; cumhurbaşkanı adayı olarak Sayın Erdoğan’ı gösterdik” açıklamasını yapmış…

Peki de anayasa ne olacak?

Bu soruyu MHP lideri Devlet Bahçeli için soranlar var da ben de ondan buraya aldım.

Anayasanın ilk dört maddesini değiştirirlerken, belki 101. maddeyi de, bir defa cumhurbaşkanı olana sınırsız seçilme hakkı sağlayacak şekilde yeniden kaleme alırlar.

Seçimden yeniden iktidar olarak çıkabilirlerse…

Yeni ortak HÜDA-PAR ile birlikte…

O zamana kadar bu konuyu YSK’nın herbiri mesleklerinde zirveye ulaşmış kıdemli hukukçu üyeleri karara bağlayacaklar.

Nisan ayının ilk haftasında.

YSK üyeleri kararlarını verirken herhalde anketlere veya gazete haberlerine değil, anayasaya bakacaklardır.

Anketlere baksalar da olur.

*Bu yazı fehmikoru.com adresinden aynen alınmıştır.