Fehmi Koru*
İktidar partisi önümüzdeki yıl yapılacak üç seçimde de kendisine yarar getireceği hesabıyla ‘cumhur ittifakı’ adıyla bir cephe oluşturdu. Bu yolla hem ittifak içerisinde yer alan MHP’nin baraja takılsa bile Meclis’te temsilini garanti altına almış oldu, hem de aynı yolla en az 13 fazla milletvekili çıkarmayı umuyor.
Partiler tek çatı altında seçime girdiklerinde sadece birinin yüzde 10’dan fazla oy alması diğer ittifak partileri üzerinden baraj tehdidini kaldırıyor; milletvekili sayısı hesabında kullanılan d’Hondt sistemi ise ipi önde göğüsleyen partiye fazladan milletvekilleri kazandırıyor…
Hesaplar tutar ve Anayasa Mahkemesi de bu amaçla çıkarılan yasayı anayasanın ‘eşitlikilkesi’ne aykırı bulmazsa ‘cumhur ittifakı’nın seçimlerden üstün başarıyla çıkmaması için ortada görünür bir sebep yok.
Birleşerek sandık şanslarını artırmak varken muhalefet partilerinin ittifak yapmaktan uzak durmaları da, hemen anlaşılabileceği üzere, ‘cumhur ittifakı’nın yararına…
İyi de, durum böyleyken, neden sevinmiyor, sevinecek yerde muhalefeti de ittifaka zorlamaya çalışıyorlar?
İkinci cephe isteniyor
Saadet Partisi’nin de ‘cumhur ittifakı’ içerisinde yer alması isteniyordu, o uzak kalmaya ve demokrasi dozu ağır basan bazı ilkeler üzerinde mutabakat sağlamak üzere bir platformla yetinmeye karar verince ona ‘‘güle güle’’ dendi.
Dendi, ama iş orada bitmedi. Şimdi de, iktidar partisinin itibar ettiği kalemler, ‘cumhurittifakı’ dışında kalan partileri tek çatı altında birleştirme çabası içerisindeler.
Neler neler yazıyorlar, bir bilseniz.
CHP başı çekecek, HDP son dakikaya kadar ‘gizli ortak’ olarak kalacak, Saadet, iYİ Parti, DP, DYP, ANAP ve daha ne kadar seçime girme hakkı kazanmış parti varsa, hepsi tek bir çatı altında buluşup seçime öyle gireceklermiş…
Girerler girmezler, gerçekten hiç önemli değil; eğer ‘cumhur ittifakı’ için yapılan hesaplar doğruysa ve gerçekten tek pusulada çok parti olarak buluşmak hepsine yarar sağlayacaksa, o partilerin de biraraya gelmeleri hiç değilse beni şaşırtmaz.
Beni şaşırtan, kendi hesaplarını yaparak ittifak çatısı altında buluşmaya karar verenlerin başka partilerin yararını bu kadar düşünüyor olması…
Hatta aynı hesaba göre, diğer partilerin ayrı ayrı seçime girmeleri durumunda ittifak çatısı altında buluşmuş olanlar bundan çok daha karlı çıkacakları halde, onların da ittifak kurmalarının arzu edilmesi bana oldukça anlamsız görünüyor.
CHP ve HDP’nin ya da CHP ile Saadet Partisi’nin veya üçünün birden İYİ Parti ile birlikteliğinin bu partilerin seçmenlerini ‘cumhur ittifakı’ cephesine yönlendireceği beklentisi olabilir mi?
İlk akla gelen ihtimal bu.
Ancak aynı tehlike AK Parti ile MHP birlikteliği için de varit değil mi?
Kim tarafından yapıldığı bilinmeyen kamuoyu yoklamalarına göre onların durumu öyle değilmiş.
Okuyalım:
‘‘AK Parti seçmeninin yüzde 95’i MHP ile ittifak yapılmasından memnun. MHP seçmeninin de yüzde 86’sı da AK Parti ile birlikte seçimlere girilmesini destekliyor. Yani ‘Cumhur İttifakı’ tabandan da tam destek bulmuş durumda.’’
Bu satırları bugün çıkan ‘cumhur ittifakı’ adına muhalefeti cepheleşme yönüne sevk etme amaçlı bir yazıdan aktardım.
İttifak için formül tek değil
CHP ve diğer muhalefet partileri de yine araştırmalara bakarak kendileri için hangi yolun daha yararlı olacağına karar verirler.
Bir bakmışsınız, beklenenden çok farklı ancak yapanlara daha yarar getirecek ittifak formülleri de zaman içerisinde ortaya çıkabilir.
En yakın seçim nasıl olsa bir yıl sonra.
Arada düşünmek için daha çok zamanları var o partilerin…
*Bu yazı ilk kez fehmikoru.com'da yayımlanmıştır.