Almanya’da Deniz Feneri e.V. davasının gerekçeli kararı tamamlandı. Frankfurt Mahkemesi Deniz Feneri e.V. davasının ana kararına dayandırarak yayınladığı 18 sayfalık gerekçeli kararında, Kanal 7 Yönetim Kurulu Başkanı Zekeriya Karaman, Mustafa Çelik ve İsmail Karahan ile RTÜK Başkanı Zahid Akman’ın da isimlerine de yer verdi. Gerekçeli kararda, Deniz Feneri e.V.’nin 2002 ile 2007 yılları arasında topladığı milyonlarca Euro'nun kuryeler aracılığıyla Türkiye’ye götürüldüğü kaydedildi. Bu paradan Türk Deniz Feneri Derneği’ne 8 milyon Euro aktarıldığı açıklandı. Kararda, Mehmet Gürhan, Mehmet Taşkan ve Firdevsi Ermiş’in yönlendirilen kişiler olduğu, asıl sorumluların ise Türkiye’de olduğu belirtiliyor. Türkiye'ye aktarılan paralarla bir tv kanalının kurulduğu ve Deniz Feneri adı altında kurulan şebekenin ülkedeki muhafazakar bir partiyle de çok yakın ilişkiler içinde oldukları kaydediliyor.
Şifreli açıklandı Frankfurt Mahkemesi, Deniz Feneri e.V. davasının gerekçeli kararını şifreli olarak açıkladı. Şifreleri çözdüğümüzde adı zanlılar arasında geçen RTÜK Başkanı Zahid Akman’ın ’d’ harfiyle, Kanal 7’nin yöneticileri Zekeriya Karaman’ın ’a’, Mustafa Çelik’in ’b’ ve İsmail Karahan’ın da ’c’ harfiyle kodlandığı ortaya çıkıyor. Kararda “Mehmet Gürhan’ın yargılanıp hapse girdiği halde, Zekeriya Karaman’la ticari ilişkilerini sürdürdüğü ve kendisini amiri olarak görmeye devam ettiği, irade devri yapmasından anlaşılmaktadır” denildi. (İstanbul 10. Noteri'nden sahte vekaletnameyle Gürhan’ın yetkilerini Karaman’a devretmesi kastediliyor.) Frankfurt Mahkemesi, Alman yasaları gereği kamuoyuna açıklamadan önce gerekçeli kararındaki isimleri şifreledi. Bu şifrelerde sanıklar, zanlılar ve şirket isimleri harf olarak kodlandı. Karardaki şifrelere göre; RTÜK Başkanı Zahit Akman’ın (d) harfiyle kodlandığı, adının da “gesondert Verfolgten” yani hakkında soruşturma yapılan zanlılar arasında geçtiği ortaya çıktı. Akman, ısrarla Deniz Feneri e.V. dosyasında adının geçmediğini söylemesine rağmen gerekçeli kararda, kendisi açıkca hakkında soruşturma yapılan zanlılar arasında gösterildi. Kararda Mehmet Gürhan (A), Mehmet Taşkan (B), Firdevsi Ermiş de (C) olarak kodlandı. Hakkında soruşturma yürütülen zanlılar ise Zekeriya Karaman (a), Mustafa Çelik (b), İsmail Karahan (c), Zahit Akman (d), Harun Kapuyoldaş ise (f) gibi küçük harflerle kodlandı. Gerekçeli karardaki ayrıntılar ve suçlamalar şöyle:
Deniz Feneri e.V. dolandırıcılık için kuruldu Kararın 16. sayfasında aslında Deniz Feneri e.V.’nin Almanya’da fiili olarak olmadığı, formal yani kağıt üzerinde kurulmuş bir dernek olduğu belirtilerek, “Tek amacı iyi niyetli hayırseverlerin yardımlarını toplayıp kendi amaçları için kullanmak” ifadesi kullanıldı. 17. sayfasında ise Deniz Feneri e.V.’nin baştan beri dolandırıcılık suçunu işlemek için kurulduğu vurgulandı.
‘Gürhan Almanya’daki baş aktör’ Gerekçeli kararın 14. sayfasında hükümlü Mehmet Gürhan’ın, 2002 yılının başından beri Deniz Feneri e.V.’nin dolandırıcılık yaptığını bildiği anlatıldı. Gürhan’ın Almanya’daki başaktör olduğu belirtilen gerekçeli kararda, hem kendisine hem de Türkiye’de arkasında olan kişilere haksız kazanç sağlamak için hareket ettiği vurgulandı.
MASAK, 'Fener' için devrede‘Asıl sorumlular Türkiye’de Gerekçeli kararın 17. sayfasında, Mehmet Gürhan’ın Almanya’da başaktör olduğu ancak arka planındakilerin Türkiye’de buluduğu ifade ediliyor. Kararın 3. sayfasında Mehmet Gürhan’ın hakkında soruşturma yapılan diğer zanlılarla görüşerek ve onların talimatıyla hareket ettiği bildirildi.
28 bin 320 hayırsever 41 milyon euro verdi Kararda 2002 ile 2007 yılları arasında toplanan 41 milyon 423 bin 158 euroluk yardımın 28 bin 836 bağışçıdan elde edildiği belirtilerek, bu bağışçılardan 21 bin 516’sının bir kereye mahsus, 7 bin 320’sinin ise sürekli bağışçı konumunda olduğu da yer aldı.
Kuryeler Türkiye’de para taşıdı Kararın 8. sayfasında paraların Türkiye’ye kuryelerle gönderildiği anlatılıyor. 2002’den 2007 Nisan ayına kadar 11 milyon 737 bin 994 euro’nun Türkiye’ye aktarıldığı halde, çifte kayıtla tutulan muhasebe defterlerinde bu paranın gözükmediği anlatıldı.
Sahte vekaletname gerekçeli kararda Kararda, “Mehmet Gürhan yargılanıp hapse girdiği halde, Zekeriya Karaman’la ticari ilişkilerini sürdürdüğü, kendisini amiri olarak görmeye devam ettiği irade devri yapmasından anlaşılmaktadır” denildi. (Burada Alman mahkemesi, İstanbul 10. Noteri’nden sahte vekaletnameyle Gürhan’ın yetkilerin Karaman’a devretmesini kastediyor.)
ŞİFRELER... Deniz Feneri e.V. iddianamesinin 68. sayfasında, Euro 7 GmbH’in genel müdürleri, görevde kaldıkları tarihlere göre tablo halinde yer alıyor. Aynı sıralama gerekçeli kararda da yer aldı. Kanal 7, kararda 4. GmbH olarak şifrelenirken genel müdürleri de görev yaptıkları tarihlere göre harflerle kodlanarak sıralandı. İddianamedeki tabloyla, gerekçeli karardaki sıralama karşılaştırıldığında hangi harfin kim olduğu ortaya çıktı.
Deniz Feneri e.V. iddianamesindeki 68. sayfa: Şirketin genel müdürlüğünü sırasıyla şu şahıslar üstlenmişlerdi: * Zekeriya Karaman (a): 23.05.2001-11.06.2002 ve 30.09.2005- 19.06.2007 * Mehmet Gürhan (A): 23.05.2002- 02.06.2003 ve 08.12.2005-19.06.2007 * Dr. Zahid Akman (d): 13.11.2003 -30.09.2005.
‘Kanal 7 de bağış parasıyla kuruldu’ Gerekçelİ kararın 2. sayfasında X televizyonu olarak şifrelenen Kanal 7’nin 1990’lı yılların başında Türkiye’de kurulduğu, İslamcı muhafazakar partilere yakın bir televizyon olduğu ve sermayesinin bağışlarla sağlandığı anlatıldı. Kararda bağış paralarının 14 milyon 73 bin 600 euro’sunun kayıp olduğunun tespit edildiği de yer aldı.
X (Kanal 7) ve paravan şirketler 18 sayfalık gerekçeli kararda x olarak adlandırılan Kanal 7’ye geniş yer veriliyor. Bağışlarla finanse edilen kanaldaki reklamlarla 1998’de Türkiye’de kurulan Deniz Feneri Yardımlaşma Derneği’ne bağış çağrısında bulunulduğu vurgulanıyor. Bağışta bulunanların kasıtlı olarak dolandırıldığının altının çizildiği kararda, vakfın Türkiye’deki muhafazakar partiye yakın saptamasına yer veriliyor. RTÜK Başkanı Zahid Akmanın da Deniz Feneri Yönetim Kurulu’nda olduğu, sonra ayrıldığının belirtildiği gerekçeli kararda, bağışların paravan Alman şirketleri kurularak çıkar amaçlı kullanıldığı kaydediliyor.
3 kişi hüküm giymişti Frankfurt Eyalet Yüksek Mahkemesi 26. Büyük Ceza Dairesi, sanıklar Mehmet Gürhan’a 5 yıl 10 ay, Mehmet Taşkan’a 2 yıl 9 ay ve Firdevsi Ermiş’e 1 yıl 10 ay hapis cezası verdi. Taşkan ve Ermiş’in cezaları tecil edilerek, tahliye edildi. 2 yıl içinde aynı suçu işlemezlerse bu cezalar ortadan kalkacak. Gürhan ise tutuklu kaldığı süre cezasından düşürüldükten sonra, 3 yıl 10 ay daha cezaevinde kalacak.