Tunceli Hozat'da 10 gündür devam eden orman yangını bölge halkı ve gönüllülerin müdahalesiyle söndürüldü. Yangını söndüren gönüllü ekibin içerisinde yer alan sanatçı Ferhat Tunç, “Bugün yangınları kontrol altına aldık ama yarın başka bir yerde çıkacak mı diye kaygılıyız. Halbuki yetkililerin havadan müdahalesiyle belki 1 saatte sönecek yangını günler sonra elimizde tarım aletleriyle kontrol altına alabildik” dedi.
Evrensel'e konuşan Tunç, yaşanılan süreci değerlendirdi. Hozat ve Çemişgezek bölgesindeki yangına 10 gün boyunca yasak gerekçesiyle geç müdahale edildiğini kaydeden Tunç, Bali Deresi için müdahalede erken davrandıkları için daha hızlı sonuç aldıklarını ifade ederek, “Hozat Çemizgezek bölgesindeki yangına 10 gün geçtikten sonra müdahale edildi ve 3 günde kontrol altına alındı. Daha önceden müdahale edilseydi 10 gün boyunca yaratılan tahribat olmazdı. Müdahale engellendiği için bu bölgede geç kalındı” dedi.
Gönüllülerle yaptıkları görüşmenin ardından yangın bölgesine gittiklerini kaydeden Tunç, “ 2. gün orada olduğumuzu duyan herkeste büyük bir duyarlılık gelişti. Ovacık ve Hozat ilçelerinden insanlar akşam saati de olsa gelmeye başladı. Bu duyarlılık sayesinde engelleme çalışmalarında geri adım attılar. Yangının söndürülmesi Dersim açısından çok önemli. Yangını 10-15 arkadaş son derece büyük bir cesaret ve özverili çalışmayla kontrol altına aldı. Sabah saat 8’den akşam saatlerine kadar gerekli donanımlar eksikte olsa, ellerinden geleni yaptılar. Ters rüzgardan alevin nasıl hareket edeceğini bilemediğimiz zorlayan anlarda da oldu. Halbuki yetkililerin havadan müdahalesiyle belki 1 saatte sönecek yangını günler sonra elimizde tarım aletleriyle kontrol altına alabildik” diye konuştu.
“Yakılan ormanların söndürülmemesi suçtur” diyen Tunç, “Bir taraftan toplum baskı altına alınmaya çalışılırken diğer taraftan buranın nefes boruları diyebileceğimiz ormanlar yakılıyor. Ormanlar yakılarak karakol mu yapılmak isteniyor? Devletin güvenlik meselesi olabilir ama bu sorun ormanlar yakılarak çözülmez. Kürt sorunu bu tür yöntemlerle çözülmez. Evet bugün yangınları kontrol altına aldık ama yarın başka bir yerde çıkacak mı diye kaygılıyız. Sahada aktif olunursa halkın katılımı da etkili olabiliyor, sadece basın açıklaması yapmakla bu sorunu çözemiyoruz. Fiilen müdahale etmek lazım. Ormanlar yakılıyorsa bu anlamda hazırlıklı olmalıyız. Devlet müdahale etmekte geç kalıyor ya da etmiyorsa bu alanda örgütlü bir birimin oluşturulması lazım” dedi.
Dersim Barosu yangın kontrol altına alınmadan önce yangına havadan müdahale edilerek söndürülmesi için Orman Genel Müdürlüğüne başvurmuştu. Baro Başkanı Barış Yıldırım ile haberin yapıldığı saatlerde yaptığımız görüşmede henüz başvuruya bir cevap alınmamıştı. Yıldırım, “Yangın gönüllülerin elindeki olanaklarla sadece kontrol altına alınabildi. Suyla müdahale olmadığı için kalan ufak çaplı alanlarda yangın devam ediyor. Orman Genel Müdürlüğü’ne müdahale etmesi için başvuru yapmak Türkiye’de ilktir sanırım. Yasal olarak gelip müdahale etmesi gerekiyor. Anayasanın 69. maddesi çok açık” dedi.
Dersim’de yaşanan orman yangınlarıyla ilgili giderek incelemelerde bulunan heyet içinde yer alan Halkların Demokratik Partisi (HDP) Diyarbakır Milletvekili Saliha Aydeniz, Mezopotampa Ajansına değerlendirmelerde bulundu.
Bölge’de orman yangınların ilk defa yaşanmadığını söyleyen Aydeniz, 40 yıldır askeri operasyon sonucunda yangınların çıktığını ifade etti. Yangınlarla beraber canlıların yaşam alanlarının yok olduğunu belirten Aydeniz, bunun kabul edilebilir yanının olmadığını söyledi. Eşsiz güzelliğiyle bilinen Dersim doğasının yıllardır maden ocakları ve HES ve baraj projelerinin tehdidi altında olduğunu da hatırlatan Aydeniz şunları dile getirdi: “Şimdi ise yangın tehdidi altında. Yangının çıktığı bölgelerde maden ve HES projelerin olduğunu biliyoruz. Bu tesadüf mü? Bu yangınlarla orada yaşayan bütün canlıların yaşam alanlarını yok etmek demek. Dersim’in doğal kültürünün değiştirilmesine yönelik ciddi yönelimlerin olduğunu gördük. Dersimi ormansızlaştırmak çabaları Dersimi yaşanmaz hale getirecek. İnsanların geçim kaynakları yok ediliyor.”
Aydeniz, yaşananlar karşısında duyarlılık çağrısında bulundu.