Festivalin ilk Türk filmi

Festivalin ilk Türk filmi

Annesini kaybetmiş olan Serap, bir tekstil atölyesinde ortacılık yapar. Babası uzun yol şoförü olan genç kadın, zorunluluktan ablası ve eniştesiyle birlikte yaşar. Ancak bu giderek dayanılmaz bir hal almaktadır. Babasıyla ayrı bir eve çıkabilmek, Serap'ın en büyük hayalidir. Bunun için aldığı maaşa dokunmamaya çalışır ve dişinden tırnağından artırarak bir köşeye para koymaya çabalar. Babasının hiçbir somut adım atmaması ve sürekli planları erteleyip durmasının ardından ise Serap ipleri eline almaya karar verir.

Ataerkil düzene eleştiri

Yönetmen ve senarist Emine Emel Balcı, Forum bölümüne davet edilen “Nefesim Kesilene Kadar” filminin ilk bakışta bir baba-kız ilişkisi olarak algılansa da, aslında farklı bir boyutu beyazperdeye taşımayı amaçladığını belirtiyor:

“Babayı bir simge gibi kullanıp aslında eleştirdiğim bazı erksel alanlar var. Türkiye ekseninde baktığımız zaman aslında ataerkil düzen, toplum ve algılayışı aslında nasıl eleştirmeye başlayabiliriz, bu soruyu soruyoruz. Aile ve aile ilişkileri üzerinden eleştirmeye başlayabiliriz. Bize çok da özel malzemeler veren bir alan bu, çok mahrem bir alan, çok kutsal sayılan bir alan ama çok da sömürülen bir alan. Dolayısıyla baba üzerinden bir hikaye kurarken, aslında esas meselenin baba olmadığı, esas meselenin aslında kendi kendimizle olan kavgamızın olduğunu anlatmak için iyi bir fikirdi Serap'ın hikayesini yapmak.”

Forum genç yönetmenler için önemli

Bu Balcı'nın Berlinale'ye ilk gelişi değil. 2011 yılında Berlinale'deki Yetenek Kampüsü'ne katılan yönetmen, 2012'de de aile birleşimi yasası gereği Almanca öğrenmek zorunda kalan, Şanlıurfa'nın köylerindeki Kürt kadınlar üzerine “Ich liebe Dich” adlı bir belgesel çekmişti. İlk uzun metrajlı kurgu filmi ile de şimdi Forum'da. “Forum daha özgür biçimler deneyen yönetmenleri, genç yönetmenleri destekleyen ve uzun vadede önemli sinemacılar çıkarmış bir bölüm” diyen Balcı, bu yüzden Forum'un yönetmenler açısından, kendisi gibi genç yönetmenler açısından, daha özel bir anlamı olduğunu kaydediyor.

“Aslında ben de bu kadar karamsarım”

“Nefesim Kesilene kadar”, belgeselvari ve dingin bir akışla başlasa da sorunlarına kendi yöntemleriyle çözüm bulmaya çalışan Serap'ın beklenmedik aşırılıkları ve sert kararları, hikayenin yönünü değiştiriyor. Balcı, “Aslında yaşam bu kadar sert, aslında ben de bu kadar karamsarım. Gidişat açısından da, ya da aile yaşamı ya da genç insanların yaşamın içinde var olma mücadelesine baktığımız zaman, ben de bu kadar her şey yavaş ve dingin ilerlerken, birden bire çok sarsıcı şeylerin yaşanabildiğini ama bunların örtbas edildiği bir dünyada yaşadığımızı düşünüyorum. Dolayısıyla da filmde de böyle bir yol izlemeye karar verdim” şeklinde konuşuyor.

Biçimsel olarak da yeni yollar denemiş yönetmen. Örneğin kamera sürekli Serap'ı takip ediyor, ancak yine de onun hayat hikayesini, gerçeklerini, hayallarini hep taksit taksit öğreniyoruz, bazı sahneler ise ufak sürprizler ile dolu. O an Serap ile başbaşa olduğunuzu düşünüyorsunuz, ancak bir anda o sahnede babanın ya da ablanın da olduğunu fark ediyorsunuz. Bu da filmin akıcılığını, sürükleyiciliğini artıran bir öğe.

En İyi İlk Film Ödülü'ne aday

Esme Madra, Gizem Denizci, Sema Keçik ve Uğur Uzunel'in başrolleri paylaştığı film Berlinale'de, Yarışma, Panorama, Forum, Generation ve Perspektive Deutsches Kino bölümlerinde yer alan ilk filmler arasından “En İyi İlk Film Ödülü” için yarışacak 18 yapımdan biri olarak seçildi, ve bu da şimdiden büyük bir başarı olarak görülüyor. Yönetmen, “Ben de çok sevindim, ekip arkadaşlarımız da çok sevindiler. Aslında ilk filminiz ile Forum'a gidiyorsunuz, evet, ama bir de En İyi İlk Film adaylığı var. Bu ödüller çok büyük şeyler. Bunları tasarlayarak da film yapmıyoruz. Hiçbir zaman böyle bir tasarıyla da yola çıkmıyor bir sinemacı” diyor.

En İyi İlk Film Ödülü’nün sahibi, 14 Şubat’ta, Forum bölümünün ödülleri ise 13 Şubat’ta açıklanacak.