Fethullah Gülen, Ahmet Şık'ın tutuklanmasına ne dedi?

Fethullah Gülen, Ahmet Şık'ın tutuklanmasına ne dedi?

OdaTV davasında 375 gün tutuklu yargılandıktan sonra tahliye edilen gazeteci Ahmet Şık, cezaevindeyken cemaatten bir ismin kendisini ziyaret ettiğini söyledi.  Ahmet Şık, görüştüğü kişinin kendisine "Hoca efendi sizin tutuklanmanızdan çok rahatsız" dediğini söyledi.

Ahmet Şık, "Kitapta iddia ettiğim şeyler yalansa bana dava açsınlar. Fişleme kayıtlarının soruşturulmasını istiyorum." dedi

Ahmet Şık’ın SKY Türk 360'ta Hilmi Hacaloğlu'nun sorularına verdiği cevaplar şöyle:

İşte Ahmet Şık'ın konuşmasının satırbaşları:

 

'İnsanların inancıyla hiç bir derdim yok'

 

"İnsanların inancıyla hiçbir derdim. Cemaatlere de karşı değilim. Gülen cemaatinin içinde olup çete faaliyetinde bulunan kamu görevlileri vardı. Ben dün olduğu gibi bugünde çetelere karşıyım."

 

'Cemaat ziyarete geldi'

 

"Bir arcı vasıtasıyla cemaatle görüştüm. Gazeteciler vakfından bir yönetici Özellikle hoca efendi sizin tutuklanmanızdan çok rahatsız. Ben de çıksın bunu kamuoyuna anlatsın. Hayır bunu yapamaz dedi. Ben de o zaman bu samimiyete inanama dedim

 

Bir iyilik hareketi olduğunu söyleyen cemaat neden orduda ve yargıda kadrolaşmayı bu kadar önemli buluyor."

 

'Gazetecilik cesaret ister'

 

"Kitapta iddia ettiğim şeyler yalansa bana dava açsınlar. Fişleme kayıtlarının soruşturulmasını istiyorum. Bu ülkede geleneksel olarak her iktidar birilerini fişliyor. Gazetecilik cesaret ister. İktidarlar değişse de bu ülkede anlayış değişmiyor. Bizi tutuklayan savcı çok büyük hukuk katliamlarına imza atmış birisidir. Açıklayamayacağımız deliller var demişlerdir. Göreceksini gazetecilikten yargılanmıyor demiştir bizim hakkımızda."

 

'Gazetelerden alıntılar delil olarak gösterildi'

 

"41. ve 25 klasörde, 13 imzasız word belgesi, 212 haber ve yorum, 247 telefon görüşmesi ve yayınlanmamış kitaptan oluşuyor deliller. 230 elektronik posta bulunuyor.

Gazete ve dergilerden alıntı yazılarla deliller gösterildi. Bunların içinde Hüseyin Gülerce'nin Nagehan Alçı'dan yazısı bile suç delili olarak gösterildi. Ortada bir suç yok ve gazeteci arkadaşlar 22. aylarını dolduruyorlar içeride.

Oda TV davası ile KCK davasının delilleri bir biri ile çok örtüştü. Oda TV'dekiler 22 yadır tutuklu KCK'daki arkadaşlar 1 yılı aşkın süredir tutuklular."

 

‘Polis-yargı ile faşizan bir yapı oluştu’

 

"Kanaat üstüne hüküm giydiren bir anlayış var. Bu Tutuklu Öğrenciler ve KCK davalarında da böyle... Polis-yargı eli ile faşizan bir sistem oluştu. Tahliye olduğumda ilk zamanlar çok sevindim. 16. adımım vardı artık. Ama ben utanıyorum dışarıda olduğuma. İnsan özgür olduğu için utanır mı.. ben utanıyorum hala da utanıyorum."

 

‘Kozinoğlu'nun ölümünü karanlık buluyorum’

 

"Kaşif Kozinoğlu'nun cezaevinde ölümünü karanlık buluyorum. Kazonoğlu 2009 yılında dinlemeye alınıyor. Mahkeme kim olduğunu bile sormadan dinleme karar veriyor. Uzatma talebinde ise izin verilmiyor. Gerekçesi ise konuşmanın detaylarında terör örgütü ile ilgili olarak bir konuşmaya rastlanmamıştır denilmiştir.

Haklı olduğum bir durumda hiçbir zaman kavgadan kaçmadım, bu sefer de kaçmayacağım.

Fenerbahçe davası da haksızlıklar barındırıyor."

 

‘Türk Solu dergisinin mercek altına alınmasını istiyorum’

 

"Tandoğan Meydanı'nda 'Ordu Göreve' pankartı açanlara Ergenekon savcıları dahil kimse dokunamadı... Irkçı,darbe çığırtkanlığı yapan Türk Solu dergisi çevresinin gerçekten mercek altına alınmasını istiyorum. Tehdit almadım ama hayatımın daha sıkı denetlendiğimi biliyorum. Dinlenildiğimden ise kuşkum yok.

 

'Avukatlarıma minnettarım'

 

"Hepsi birbirinden değerli 5 avukatıma minnettarım. Dışarıdaki Gazeteciler adıyla örgütlenen ve mücadeleye devam eden arkadaşlarımın çabasını çok değerli buluyorum.

İnsanlar KCK basın davasını da mutlaka takip etmeli. Bu süreç içinde kırıldığım insanları söylemeyeceğim, onlar kendilerini biliyorlar. Kimin dost, kimin hain olduğunu öğrendik.

Hayata Dönüş operasyonu için sadece Ertuğrul Özkök değil tüm basın suçlu.

Ben Birgün'de köşe yazarlığı değil muhabirlik yapacağım.

Medya bugün açlık grevleri için aynı şeyleri yapıyor.

Çetelere karşı bir insanım ve bu komployu kuranların yargılanmasını istiyorum.

Kimseye gazetecilik öğretmek kimsenin haddi değil.

Yarın ki dava da gönlümden geçen bütün gazetecilerin tahliye olması.

İnsanlar kendilerini açlık grevi yaparak ifade etmeye çalışıyorsa sistemi sorgulamak gerekiyor."