Kartal Dr. Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kadın Doğum Servisi'nde doktor olan 25 yaşındaki Cevahir Çağlar'ı Gülen cemaatiyle bağlantılı olduğu iddiasıyla 13 yıl önce öldüren baba Ali Rıza Çağlar, "FETÖ beni, ben kızımı öldürdüm" dedi. 13 yıldır hapiste olan Çağlar, 2 yıl sonra cezaevinden çıkacak.
“Evlatlarımın hepsi çok zekiydi. FETÖ onlara kancayı taktı. Beyinlerine girip zehirledi. Küçük kızımla başladılar, ailemi ele geçirdiler. Çocuklarım ve eşim Gülen’in emrinde çalışıyordu. Sohbetlere gidiyorlardı. Kandırdıkları kişileri örgüte katıyorlardı. Kızım üniversiteyi kazandı. Ankara Tıp Fakültesi’ni tercih etti. Bana ‘Ankara Üniversitesi’ndeki Atatürkçü oluşumu dağıtmak ve üniversiteyi ele geçirmek için Gülen’in talimatı var. Benim orada okunmam isteniyor' dedi" ifadesini kullanan Çağlar, "Tüm çabalarıma rağmen beni dinlemedi ve gitti. Işık evlerinde ablaların yanında kalıyordu. Ben karşı çıktıkça kızım ve ailem Gülen örgütüne biraz daha saplandı. Ve sonunda bağlarımız koptu" diye konuştu.
Vatan'dan Mehmet Ali Demir'in haberi şöyle:
Afyon’un Çay ilçesine bağlı Karacaören Köyü’nde yaşayan 7 kişilik Çağlar ailesinin yolu FETÖ ile küçük kızları Cevahir’in liseye başladığı yıllarda kesişti. İş makinesi operatörü olan Ali Rıza Çağlar 2’si kız 5 evlat sahibiydi. İddialara göre FETÖ’nün ablaları önce Cevahir’i, ardından diğer kardeşlerini örgüt üyesi yaptı. Aile içindeki çatırdama ise baba Çağlar’ın örgüte katılmayı reddetmesiyle başladı. Ali Rıza Çağlar hayatının değiştiği o günleri şöyle anlattı:
“Evlatlarımın hepsi çok zekiydi. FETÖ onlara kancayı taktı. Beyinlerine girip zehirledi. Küçük kızımla başladılar, ailemi ele geçirdiler. Çocuklarım ve eşim Gülen’in emrinde çalışıyordu. Sohbetlere gidiyorlardı. Kandırdıkları kişileri örgüte katıyorlardı. Kızım üniversiteyi kazandı. Ankara Tıp Fakültesi’ni tercih etti. Bana ‘Ankara Üniversitesi’ndeki Atatürkçü oluşumu dağıtmak ve üniversiteyi ele geçirmek için Gülen’in talimatı var. Benim orada okunmam isteniyor” dedi. Tüm çabalarıma rağmen beni dinlemedi ve gitti. Işık evlerinde ablaların yanında kalıyordu. Ben karşı çıktıkça kızım ve ailem Gülen örgütüne biraz daha saplandı. Ve sonunda bağlarımız koptu.
Kızım örgütün de yardımıyla Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne yerleştirildi. Anne ve kardeşlerini de yanına aldı. Gülen’i sevmediğim ve aileme izin vermediğim için, örgüt yuvamın dağılmasına karar vermiş. Ve eşim benden ayrıldı. Beni sürekli tehdit ettiler. Kızımın ve ailemin peşini bırakmamı istediler. Aradan birkaç ay geçtikten sonra kızımın örgüt abilerinden yaşlı bir adamla evlendirildiğini öğrendim. 25 yaşındaki kızım 68 yaşında bir adamla evlenmiş. Cinayet günü karşısına dikildim, ‘Kızım Fethullah ve yapılanması için namusumuzu 10 paralık ettin’ dedim. Yakama yapıştı, ‘Sen mübarek zata laf ettin. Fethullah hocam için her şeyi yaparım, gerekirse ölürüm” dedi ve yüzüme tükürdü. Ben de cinnet getirdim ve tüfekle vurdum. Aynı silahı çeneme dayadım. İntihar edecektim. Tetiğe basacakken polis engel oldu.”
2 yıl sonra cezaevinden çıkacağını hatırlatan Ali Rıza Çağlar, “13 yıldır cezaevinde mücadele veriyorum. Cezaevinde bile peşimi bırakmadılar, infaz edilmek istendim. Hep şansa kurtuldum. Her başvurduğum yer bunlardanmış. Bir sonuç alamadım. Bunları anlatmamın nedeni bu örgütün ne kadar tehlikeli olduğunu herkes bilsin. Dosyam, yaşadıklarım ve başvurularım incelensin, acı gerçekler ortaya çıkacak” dedi.
FETÖ’nün eşinin de beynini yıkadığını savunan Çağlar, “Eşim benden kurtulmak için yemekle zehirlemeye çalıştı. Son anda kurtuldum. Yemeğime fare zehiri koyduğunu öğrendim” dedi.