"FETÖ'nün siyasi ayağına düzenlenen operasyonda tek söz sahibi Erdoğan olacak, AKP'li bazı yöneticiler rahatsız"

"FETÖ'nün siyasi ayağına düzenlenen operasyonda tek söz sahibi Erdoğan olacak, AKP'li bazı yöneticiler rahatsız"

Cumhuriyet yazarı Ayşe Yıldırım, 15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili olarak  'FETÖ' soruştumalarının siyasi ayağı kapsamında AKP içinde konuşulanlara dair kulis yazdı. Yıldırım "FETÖ’ye karşı başlatılan operasyonların yönünü ve kapsamını aşan tutumu artık AKP içinde de rahatsızlık yaratmaya başlamışken söz konusu siyasi operasyon yapılır mı bilemem ama konuşulanlara bakılırsa bu konudaki tek söz sahibi Erdoğan olacak. Siyasi operasyonun partiye zarar vereceği yönündeki eleştirilere ise Erdoğan’ın sıcak bakmadığı ve operasyonun yapılmasından yana tavır aldığı konuşuluyor" ifadesini kullandı.

Ayşe Yıldırım'ın "Maklube AKP’nin boğazına takıldı" başlığıyla yayımlanan (8 Eylül 2016) yazısı şöyle:

Ege Bölgesi’nde bir ilde yapılan FETÖ operasyonları sırasında AKP’nin eski ağır toplarından birinin de gözaltına alınması için savcı harekete geçti. Ağırlığı olan bir ismi gözaltına almanın yaratacağı siyasi dalgayı bildiğinden Ankara’ya haber verildi. Ankara’dan gelen yanıt, “Bekleyin, yerel bir operasyon olmasın. Siyasi isimler için Türkiye genelinde bir operasyon yapılacak” oldu.

İsmini açıklamayacağım bu siyasiyle birlikte birçok başka ismin de konuşulduğu malum. FETÖ ile bağları var mı yok mu bilemem ama AKP’den aldığı kulislerle dikkat çeken Hürriyet yazarı Abdülkadir Selvi de dünkü yazısında “FETÖ ile mücadelenin siyasi ayağının illere bırakılmaması, Ankara’da bu işle bir mahkemenin görevlendirilmesi”nin gündeme getirilmesinden söz ediyordu.

FETÖ’ye karşı başlatılan operasyonların yönünü ve kapsamını aşan tutumu artık AKP içinde de rahatsızlık yaratmaya başlamışken söz konusu siyasi operasyon yapılır mı bilemem ama konuşulanlara bakılırsa bu konudaki tek söz sahibi Erdoğan olacak. Siyasi operasyonun partiye zarar vereceği yönündeki eleştirilere ise Erdoğan’ın sıcak bakmadığı ve operasyonun yapılmasından yana tavır aldığı konuşuluyor

Anımsarsanız CHP milletvekili Gürsel Tekin de birkaç gün önce AKP içinde 6 bakanın FETÖ’den gidici olduğunu söylemişti.

 AKP milletvekili Şamil Tayyar ise önceki gün Beyaz TV’de “paralelci olmayanların elendiğini” söylerken ilginç bir iddiada bulunuyordu: “B takımı, C takımı operasyona takıldı. Darbeyi planlayan A takımı işbaşında.

Dün ise peş peşe attığı üç tweetle “4 bakanın omzundan Reisi avlamak isteyen akıl, şimdi Reis maskesiyle Akparti’ye kumpas kurdu. Amaç önce Akpartiyi sonra Reisi bitirmek. Reis ve Akparti arasına girmek isteyenler, FETÖ soruşturmasında at izini it izine karıştırdı, bürokrasiye sivil siyaseti boğdurmaya çalıştı” diyordu.

Sadece Tayyar değil, yandaş basında da AKP’ye yakın birçok kalem kaç gündür yapılan operasyonlardaki “hata”lara dikkat çekiyor.

Star yazarı Ahmet Taşgetiren önceki gün “Sorulması gereken sorular” başlıklı yazısında FETÖ operasyonlarına yönelik kuşkuları sıraladıktan sonra yazısını şöyle bitiriyordu.

“Ey Ak parti milletvekilleri, biliyorum ki hepiniz ağlama duvarı halindesiniz. Biliyorum ki, her biriniz FETÖ’cü diye suçlanma riskini başınızın üzerindeki Demokles kılıcı gibi hissediyorsunuz. Partinizi benim kadar düşünüyorsanız, size yönelen şikâyetleri daha sorumluca dinleyin. Tabanda ciddi rahatsızlık var”.

Bir dönem Gülen cemaati içinde yer alan Star yazarı Hüseyin Gülerce de aynı gün “FETÖ ile mücadelede adalet terazisi” başlıklı yazısında aynı endişeleri dile getiriyordu:

“Rızık endişesi ile FETÖ kurumlarında çalışıp, bu yapıya destek vermeyen, geçmişte bir şekilde bunlarla teması olmuş ama 25 Aralık’tan sonra ilişiğini kesmiş olanlar var. İşte adaletin terazisi burada hassa terazi olmak zorunda.”

Yeni Şafak yazarı Kemal Öztürk de dün “Kurunun yanında yananların feryadı” başlıklı yazısında aynı şeyleri söylüyordu.

AKP’lilerin solcu, sosyalist, Alevi, demokrasi ve barıştan yana isimlerin yani “muhaliflerin tasfiyesine” ilişkin bir rahatsızlık duymadıkları ise açık. Bunun ileride yaratabileceği sosyal patlama da umurlarında değil. KESK Başkanı Lami Özgen, KHK’ler ile yüz binden fazla kamu çalışanının işten atılma tehlikesiyle karşı karşıya olduğuna dikkat çekerken, “Sadece onlar değil çocuğuyla, eşiyle, annesi, babası, kardeşleriyle, aile fertleriyle geniş bir kitle. Bu sosyal olay ve sosyal patlama süreçlerinin direkt özneleridir. Önümüzdeki dönemde hepimiz etkileneceğiz bundan” diyordu.

Özgen’den öğrendiğime göre KESK’e sadece kamu çalışanları uğradıkları haksızlık için başvurmuyordu, haksız bir uygulamayla karşı karşıya kaldıklarını söyleyen polis ve asker aileleri de yardım için KESK’in kapısını çalıyordu.

Anlayacağınız artık herkes rahatsız. Şimdi buna AKP tabanıyla birlikte parti yönetiminden bazı isimler de dahil oldu.