Fiat, Chrysler’den sonra gözünü Opel’e dikti

İtalyan Fiat, iflas korumasına başvuran ABD’li Chrysler’e ilk etapta yüzde 20 ortak olduktan sonra gözüne Alman Opel’i kestirdi. Hürriyet gazetesinin haberine göre; İtalyan Fiat, iflas koruması başvurusu bulunan ABD’li Chrysler’e ilk etapta yüzde 20 ortak olduktan sonra gözünü Alman Opel’e dikti. Fiat CEO’su Sergio Marchionne, Chrysler ortaklığı imzası sonrasında yeni hedeflerinin Opel olduğunu söyledi. Marchionne, ABD’li General Motors bünyesindeki Opel’in satışıyla ilgilendiklerini hatırlatarak, "Chrysler projesini tamamladık. Şimdi Opel’e odaklanmamız gerekiyor" dedi. İtalyan La Stampa gazetesine konuşan Marchionne, "Opel de bizim için mükemmel bir ortak olacak" dedi. 5.5 milyon adet barajı Chrysler ortaklığıyla 2008 yılı rakamlarına göre Fiat’ın üretim kapasitesini 4.4 milyon adete çıkaran Marchionne, geçen yıl 1.5 milyon adet araç üreten Opel’i de Fiat bünyesine katmak istiyor. Bir otomotiv üreticisinin küresel pazarda ayakta kalması ve kárlı olması için en az 5.5 milyon adetlik üretim yapması gerektiğini düşünen Marchionne, Fiat-Chrysler-Opel ortaklığının gerçekleşmesiyle 6 milyon adete yakın üretim yapan bir otomotiv devi yaratmayı amaçlıyor. Bir saniye bile unutmadım Chrysler’in yeniden ayağa kakmasını ve Fiat’ı daha güçlü hale getirmeyi hedeflediklerini söyleyen Marchionne, küresel otomotiv sektöründe yeni birleşmelere ihtiyaç duyulduğunu bir kez daha vurguladı. Marchionne, şöyle konuştu: "Chrysler ortaklığına imza atarken bile İtalyan sistemine olan taahhütlerimi bir saniye bile unutmadım. Sendikalar ve hükümet ile sorumlu bir şekilde davranarak, yapısal sorunlarımızın üstesinden geleceğiz. Çalışanlara karşı yükümlülüklerimizi de yerine getireceğiz." Amerikalı’ya dönüşmedim Yeni ortaklıklar çerçevesinde Fiat Grubu’nun yeniden yapılanacağını anlatan Marchionne, İtalya’daki üretim ve çalışan sayısında nasıl bir değişim olacağı konusunda şu bilgileri verdi: "Otomotivde düşen talebi göz ardı edemeyiz. ABD Başkanı Barack Obama, bu konuda en güzel bir örnek verdi. Obama, ’ülke sanayisinin devamlılığını sağlama zorundayız ancak gerçeklerinde farkın olmalıyız’ dedi. Fiat’ın İtalya’daki faaliyetleriyle ilgili olarak yapılacak her türlü değişiklik, Avrupa ve İtalya normlarına uygun olacak. Amerikalı Marchionne’ye dönüşmedim." Kriz avantaj yarattı Chrysler anlaşması için gece gündüz çok yoğun çalıştıklarını söyleyen Marchionne, "Şunu itiraf etmeliyim, pazar koşulları da bize çok yardımcı oldu. Amerika’daki ekonomik kriz bize fırsat yaratarak, çok uygun koşullar sundu. Bu mükemmel bir evlilik oldu" diye konuştu. İflastaki satışa karşıyız Chrysler’den toplamda 6.9 milyar dolar alacağı olan 46 finans kuruluşundan 20 tanesi, ABD hükümetinin borçları yeniden yapılandırma teklifini kabul etmemesi üzerine şirket iflas koruma başvurusunda bulunmak zorunda kaldı. ABD Başkanı Barack Obama da, 700 milyar dolarlık TARP’tan (Sorunlu Varlıkları Kurtarma Programı) para almadıkları için övünen bu finans kuruşlarını, Chrysler’in borçları konusunda anlaşmaya yanaşmadıkları için eleştiri yağmuruna tuttu. Bunun üzerine 20 fon, ortak yaptıkları açıklamada, Başkan Obama yönetimine tepki göstererek, "Bize çaylak kreditörmüşüz gibi davranıldı. Alacağımız 1 milyar doları buluyor. Chrysler’in varlıklarının iflas koruması sürecinde satılarak yeni bir şirket kurulmasına itiraz edeceğiz" denildi. New York’ta Yargıç Arthur Gonzalez başkanlığında yapılacak iflas koruma başvurusunun ilk duruşmasında, işçilere yapılacak ödemeler ve firmanın maliyetleri konularının değerlendirilmesi bekleniyor. Chrysler’i ipten kurtaran Iaccoca acı gün ilan etti ABD’de 1980’li yıllarda ’Chrysler’i batmaktan kurtaran adam’ olarak bilinen Lee Iaccoca, dev otomotiv şirketinin iflas koruması başvurusu için "Bana acı veren bir gün" dedi. 1978-1992 yılları arasında Chrysler CEO’su olarak görev yapan Iaccoca, ABD’li otomotiv üreticisinin iflas korumasına başvurmasıyla ilgili olarak, "Amerika için bu kadar anlamı bulunan benim eski şirketimin bu durumda olması bana çok acı veriyor. Ama, Chrysler daha önce de sorun yaşadı ve aştı. Şimdi de aynı şekilde olacağına inanıyorum" diye konuştu. İşçiler, fabrika yöneticileri ve bayilerden oluşan bir konsorsiyum kurulmasını öneren Iaccoca, şöyle konuştu: "Bu insanlar cephenin en önünde yer alıyor. Kimsenin şirketin ayakta kalmasını onlar kadar isteyemez. Obama yönetimine bu insanları dışlamayın derim." 'K' ile hayata dönmüştü Chrysler, General Motors bünyesindeki Buick markasının başındaki Walter Chrysler’in girişimiyle Maxwell Motor şirketinin küllerinden 1925 yılında doğdu. Şirket, 1970’li yılların sonunda mali açıdan zora girdi. Chrysler’e CEO olarak göreve başlayan Lee Iaccoca, 1979 yılında ABD hükümetinden 1.5 milyar dolarlık kredi garantisi aldı. Iaccoca döneminde yeniden yapılanan Chrysler, ünlü ’K Platformu’nda ürettiği orta sınıfta yer alan ekonomik sedan otomobiller sayesinde büyük başarı yakaladı. Chrysler LeBaron, Dodge Aries, Plymouth Reliant modellerinin toplam yıllık satışları 360 bin adetlere ulaştı. İtalyan gazeteleri: Amerika’yı fethettik Fiat ile Chrysler arasındaki ortaklık protokolünün imzalanması İtalya’da büyük bir coşku ile karşılanırken Başbakan Silvio Berlusconi "İtalya sizlerle gurur duyuyor" açıklamasını yaptı. İtalyan medyası ortaklığı tarihi bir olay olarak yansıtırken, gazeteler "Fiat Amerika’yı keşfetti", "Fiat Detroit’i fethetti", "Obama bile Fiat’ı kurtarıcı olarak görüyor" şeklinde manşetler attı. Fiat yönetimde üç koltuğu kaptı Chrysler’in emekliler için sağlık hizmetleri sandığına karşı olan 10 milyar dolarlık yükümlülüğünün yarısını üstlenen Birleşik Otomotiv İşçileri Sendikası (UAW), iflas koruması sürecinde kurulacak yeni şirketin yüzde 55 ile en büyük hissedarı olacak. UAW, 9 kişilik yönetim kurulunda ise yalnızca bir koltuğa sahip olacak. ABD hükümeti yüzde 8 payla 4 bağımsız yönetici atama hakkına sahipken, yüzde 2 hisse ile ortak olan Kanada hükümeti bir sağımsız yönetici atayabilecek. Yeni Chrysler’in ilk etapta yüzde 20 hisseyle ortağı olan İtalyan Fiat ise, yönetim kurulunda üç koltuğa sahip olacak. Fiat, devletten alınan kredilerin ödenmesiyle yüzde 5’lik dilimler halinde şirketteki payını yüzde 35’e çıkarabilecek.