(Milliyet - 10 Mart 2012)
İstanbul Özel Yetkili Başsavcılığı’nın MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve 4 MİT mensubunu ifadeye çağırması, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın tepkisine yol açmıştı.
Erdoğan, savcılığın bu girişimine, MİT Yasası’nda değişikliğe giderek yanıt verdi. MİT Yasası’nın 26. maddesi güçlendirilerek, MİT mensupları hakkında soruşturma açılabilmesi Başbakan’ın iznine bağlandı.
Bu süreçte ifade davetinde bulunan Özel Yetkili Savcı Sadettin Sarıkaya, önce dosyadan alındı sonra hakkında inceleme başlatıldı. Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun, Sarıkaya hakkında başlattığı inceleme devam ediyor. Henüz sonuca bağlanmadı.
Sarıkaya’nın yerine görevlendirilen özel yetkili savcılar, MİT Yasası’na konulan hüküm gereğince Başbakanlığa başvurarak, MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve 4 MİT mensubu hakkında soruşturma izni istediler.
Başbakan Erdoğan’a, dün bu konu sorulduğunda, “Her şey kanunda yazıyor” yanıtını verdi. MİT Yasası’ndaki yeni düzeleme gereğince Fidan hakkında soruşturma açılması Başbakan Erdoğan’ın vereceği izne bağlı.
Başbakan Erdoğan, MİT Müsteşarı’nın ifadeye çağrılmasına karşı yasal düzenleme yapmaya yöneldiğine göre, soruşturmaya izin vermesi yok denecek kadar düşük bir olasılık.
Erdoğan’ın, MİT Müsteşarı olmadan önce özel yetki vererek PKK ile görüşmeye gönderdiği Hakan Fidan’ın soruşturulmasına izin vermemesini beklemek gerçekçi olur.
Başbakan Erdoğan’ın, özel yetkili savcılığın başvurusuna yanıt vermek için ne kadar süresi var? MİT Yasası’nda yapılan değişiklik özel bir süre öngörmüyor.
İlgili yasalarda özel bir süre bulunmadığı zaman genel hükümlere gidiliyor. Buna göre de Başbakan Erdoğan’ın, savcılığın başvurusuna 60 gün içinde yanıt vermesi gerekiyor.
Bu süre içinde yanıt vermezse, olumsuz yanıt vermiş sayılıyor.
Başbakan’ın soruşturma izni vermemesi halinde ise Danıştay aşamasına geliniyor. Savcılık, Başbakan’ın izin vermemesine karşı Danıştay’a başvurabiliyor.
Soruşturma konusunda nihai kararı verme yetkisi Danıştay’da bulunuyor.
MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve 4 arkadaşı için soruşturma yolunun açılması, savcılığın konuyu Danıştay’a taşıması ve Danıştay’ın da soruşturma izni vermesine bağlı.
MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın, KCK içine sızmış MİT görevlilerinin faaliyetleri nedeniyle mi yoksa Oslo süreci olarak bilinen PKK ile görüşmelere katılmış olmasından dolayı mı ifadeye çağrıldığı da tartışma konusu olmuştu.
Bu tartışmalar sürerken İstanbul Özel Yetkili Başsavcıvekili Fikret Seçen, bir açıklama yapmış ve açıkça zikretmemekle birlikte soruşturmanın, Oslo süreciyle ilgili olmadığı mesajını vermişti.
Bu açıklama geçerliliğini koruduğuna göre, Fidan ve arkadaşlarıyla ilgili soruşturma girişiminin, KCK içindeki MİT görevlilerinin, yetki ve görev alanını taşan faaliyetlerle ilgili olduğu söylenebilir.
Özel yetkili mahkeme ve savcılıkların yetki kapsamıyla ilgili tartışmalar, Fidan’ın ifadeye çağrılmasıyla birlikte yeniden alevlendi.
CHP, özel yetkili mahkemelerin tümüyle kaldırılmasını savunuyor.
Hükümet ise, özel yetkili mahkemelere ihtiyaç olduğu düşüncesinde.
Adalet Bakanı Sadullah Ergin de çeşitli vesilelerle uzmanlık mahkemesi olarak özel yetkili mahkemelere ihtiyaç olduğunu vurgulamıştı.
Ancak bu mahkemelerin yetki alanını düzenleyen CMK’nın 250. ve 251. maddelerinde değişikliğe gidilebileceği mesajları da verilmişti.
Özel yetkili mahkemelerin yetki alanının sınırlandırılması gündemdeki yerini koruyor.