Fikirtepe'deki dönüşüm mülteciler nedeniyle ertelendi

Fikirtepe'deki dönüşüm mülteciler nedeniyle ertelendi

Fikirtepe'deki kentsel dönüşüm alanlarının yıkımının, boşaltılan yapılara yerleşen çok sayıdaki mültecinin durumunun netlik kazanmaması nedeniyle ertelendiği bildirildi.

Radikal'de yer alan habere göre, Kadıköy Belediyesi'nden yapılan yazılı açıklamada, İstanbul'un hemen her bölgesinde bulunan çoğu Suriyeli olan mültecilerin bir kısmının Fikirtepe'de boşaltılan yapılara yerleşmesiyle başlayan sorunun, bu durumun gün geçtikçe artmasıyla önemli boyutlara ulaştığı aktarıldı.

Riskli alanlarda bulunan ve can güvenliğini tehdit eden yapılara yerleşen sığınmacıların tahliyesi için Kadıköy Kaymakamlığı'nın yazısıyla Kadıköy Belediyesi'nin harekete geçtiği aktarılan açıklamada, şunlar kaydedildi:

"Herhangi bir can ve mal kaybı yaşanmadan Fikirtepe bölgesinin tahliyesi için belediyemiz devreye girdi. Yıkımları gerçekleştirecek şirketler konuyla ilgili bilgilendirildi. Fikirtepe'de yıkılmak üzere bulunan binalara yerleşen sığınmacıların gerekli önlemler alındıktan sonra Tuzla'da bulunan kampa yollanması için gerekli girişimlerde bulunuldu. Tuzla sığınma kampının kapandığı bilgisinin alınmasıyla sığınmacıların daha fazla mağduriyet yaşamaması için yapılacak yıkım işlemi durduruldu."

 

Metruk binalarda yaşayanlar ne olacak?

 

Açıklamada, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığınca bölgede inceleme başlatılıp sığınmacılar tahliye edildikten sonra ne olacağına dair yeni bir çözüm arayışına girildiği belirtilerek, şu ifadelere yer verildi: "Yarı yıkılmış ya da yıkılma kararı alınan binalarda yaşayan Suriyelilerin temel yaşamsal ihtiyaçlarının karşılanacağı şartlar bulunmuyor. Ayrıca, bu yapılarda kalmaları son derece tehlikeli olmakla birlikte sorunun insani boyutlarda çözümü için Kadıköy Belediyesi bütün olanaklarını seferber etmiştir. Müteakip kereler konuyla ilgili resmi kurumlarla görüşmeler yapılmış, özellikle metruk binalara yerleşmiş olan Suriyelilerle ilgili adım atılması talep edilmiştir. Kadıköy Belediyesi olarak meselenin asli unsuru olmamakla birlikte bu insani sorunun çözümünde oluşacak merkezi bir koordinasyona gerekli desteğin verileceğini bir kez daha ifade ediyoruz