Hürriyet Genel Yayın Yönetmeni Fikret Bila, Türkiye'nin ABD Başkonsolosluğu çalışanını 'casusluk' iddiasıyla tutuklamasının ardından ABD ile yaşanan vize krizinden daha önemli sorunlar olduğunu iddia etti. Bila, ABD'nin YPG'yi desteklemekle Suriye'de kurulacak olan bir devletin Türkiye'nin parçalanmasına yönelik bir tehdit olabileceğini belirterek, "ABD bu tutumuyla Türkiye’ye, bölgedeki ittifaklarını ABD dışında geliştirmekten başka yol bırakmadı. Türkiye bu önlemleri almazsa, Suriye’nin kuzeyinde kurulacak PKK kontrollü devlet yapısının terör başta olmak üzere her türlü araçla Türkiye’nin parçalanmasına yönelik bir tehdit oluşturacağını biliyor" diye ifade etti.
Fikret Bila'nın "ABD'nin yarattığı yapay vize sorunu" başlığıyla yayımlanan (16 Ekim 2017) yazısının ilgili bölümü şöyle:
ABD’nin Türkiye’den yapılan vize başvurularını askıya alması Türk-Amerikan ilişkilerini dibe çeken bir karardı. Türkiye’de de dünyada da şaşkınlık yarattı.
Uluslararası kamuoyunda hiç destek görmedi. Görmesi mümkün değildi çünkü, ne uluslararası ilişkilerde, ne iki ülke ilişkisinde ne müttefiklik hukukunda yeri vardı. Absürt bir karardı.
Türkiye de karşılıklılık esası gereği aynı kararı ABD için aldı ve uygulamaya koydu.
ABD’nin bu orantısız, abartılı, dayanaksız kararı, zaten pek iyi olmayan Türkiye-ABD ilişkilerine yapay bir sorun daha ekledi.
ABD böyle bir karar almasının gerekçesi olarak, İstanbul Konsolosluğu’nda çalışan iki Türk vatandaşıyla ilgili gözaltı ve tutuklama kararı verilmesini gösterdi.
FETÖ soruşturması bağlamında, diplomatik dokunulmazlığı olmayan iki Türk vatandaşının soruşturmaya konu edilmesine karşılık, ABD’nin, hem Türk hem de ABD vatandaşlarını mağdur eden bu kararının kabul edilebilir bir yönü yok.
ABD’li diplomatların neredeyse yarısını sınır dışı eden Rusya’ya karşı böyle bir karar almayan ABD’nin, hukuka uygun şekilde gözaltına alınan iki Türk konsolosluk çalışanı için bu kararı alması hiçbir gerekçeyle izah edilemez.
Bu soruna çözüm aramak üzere bugün bir ABD heyeti Türkiye’ye gelecek. Umalım ve dileyelim ki, ABD heyeti bu yanlıştan dönülmesi için etkili olur ve hem Türk hem ABD vatandaşları mağduriyetten kısa sürede kurtulur.
Türkiye ile ABD arasında yapay vize sorunundan çok daha önemli sorunlar var.
Trump yönetiminin asıl kafa yorması gereken sorunlar, Türkiye ile ABD’yi Suriye’de karşı cephelerde tutan çok ciddi siyasi görüş ayrılıkları ve çıkar çatışmaları.
ABD, Türkiye’nin ulusal çıkarlarıyla bağdaşmayan şekilde PKK’nın Suriye’deki uzantısı olan PYD ve YPG ile işbirliği içinde. O kadar ki, PKK’nın kontrolündeki bu örgüte 50 bin kişilik orduyu donatmaya yetecek kadar ağır ve gelişkin silahlar verdi.
PKK-PYD-YPG cephesinin Suriye’de ABD askerleri yerine kara gücü taşeronluğuna istekli biçimde soyunması, bu ülkenin kuzeyinde, PKK’nın yöneteceği bir devlet kurma amacı taşıyor. ABD askeri yerine savaşmasının siyasi ödülünü bekliyor. ABD de bu beklentiye uygun hareket ediyor.
Türkiye ile ABD arasındaki asıl önemli sorun budur.
ABD bu tutumuyla Türkiye’ye, bölgedeki ittifaklarını ABD dışında geliştirmekten başka yol bırakmadı. Şimdi bundan yakınması gerçekçi değildir.
Ankara, bu gerçeği de bilerek, İdlib operasyonunu bir ileri aşamaya taşıdı ve Türk askeri İdlib’e girdi. Astana uzlaşmasının gereği olarak İdlib’in içinde Türkiye, dışında ise Rusya güvenliği sağlayacak.
Türkiye bu hamlesiyle hem İdlib’in çatışmasızlık bölgesi olarak korunmasını hem Halep’ten gelebilecek bir göç dalgasının karşılanmasını hem de PKK’nın kontrol edeceği Akdeniz’e kadar uzanacak bir koridorun önlenmesini hedefliyor.
Türkiye bu önlemleri almazsa, Suriye’nin kuzeyinde kurulacak PKK kontrollü devlet yapısının terör başta olmak üzere her türlü araçla Türkiye’nin parçalanmasına yönelik bir tehdit oluşturacağını biliyor.