Eskişehir'de, Alpu İlçe Hastanesi Müdürü olan evli ve 2 çocuk babası İsa Köse (38), filyasyon ekibinde görev yaptığı sırada Koronavirüs'e yakalandı. Tedavi gördüğü hastanede 4'ü yoğun bakımda 21 gün geçiren, bu süreçte 17 kilo veren ve immün plazma ile tedavi edilen Köse, " Yaşadığım en büyük sıkıntı yoğun bakımda nefes alamamaktı. Konuşamıyorsunuz, siz konuştuğunuzu sanıyorsunuz ama karşınızdaki sizi anlamıyor. Yoğun bakım sürecinde 2 defa plazma verildi. Bu plazmalar vücudumun toparlanmasında çok etkili oldu" dedi.
Alpu İlçe Hastanesi'nde 5 yıldır müdür olarak görev yapan İsa Köse, pandemi sürecinde filyasyon ekibinde çalışmaya başladı. Köse'nin geçen ağustos ayında yorgunluk, uyku hali, iştahsızlık, ishal gibi belirtiler üzerine yapılan Covid-19 testi pozitif çıktı. Yunus Emre Devlet Hastanesi'ne giden Köse'nin çekilen akciğer tomografisi sonucu hemen hastaneye yatırılması kararlaştırıldı. Hastanede 4’ü yoğun bakım ünitesinde olmak üzere 21 gün tedavisi süren ve ardından taburcu edilen Köse, evdeki karantina sürecinin ardından yeniden iş başı yaparak, görevine döndü.
Koronavirüs tedavisi gördüğü sırada çok sıkıntılar çektiğini ifade eden Köse, kendisine verilen plazma sayesinde iyileştiğini söyledi. Yoğun bakımda olduğu sürece nefes almakta bile güçlük çektiğini anlatan Köse, "Pandemi sürecinde filyasyon ekibinde görev aldım. Geçirdiğim hastalığın da muhtemelen bu filyasyon ekibinde görev aldığım sürede bulaştığını düşünüyorum. Filyasyon ekiplerinin tüm tedbirleri almasına rağmen, hastaların bu konuda bilinçli olmaması ve söylediklerinize uymaması nedeniyle bulaş yolu daha fazla oluyor. Önce yorgunluk, uyku hali, iştahsızlık, ishal ve vücudumda ağrı olarak başlayan hastalık 3'üncü günde kuru öksürükle daha rahatsız edici bir hal almaya başladı. Kuru öksürük başladıktan sonra test yaptırdım ve sonuç pozitif çıktı. Hemen hastaneye başvurdum. Belirtilerin artık dışarıdan belli olması nedeniyle akciğer tomografisi çekildi. Durumun gerçekten de iyi olmadığı görüldüğünden dolayı hastaneye yatışım yapıldı. Hastanede 4 günü yoğun bakımda toplam 21 gün kaldım. Yaşadığım en büyük sıkıntı yoğun bakımda nefes alamamaktı. Konuşamıyorsunuz, siz konuştuğunuzu sanıyorsunuz ama karşınızdaki sizi anlamıyor. Yoğun bakım sürecinde 2 defa plazma verildi. Verilen bu plazmalar vücudumun toparlanmasında çok etkili oldu. Plazma verilmeden önce nefes almada çok zorluk çekiyordum. Bu aşamada oksijen tedavisi etkili olarak nefes almanızı sağlasa da, plazma tedavisinden sonra biraz daha rahatladığınızı hissediyordunuz" dedi.
Hastanede geçirdiği 21 günlük tedavi sürecinde 17 kilo verdiğini belirten Köse, koronavirüsün halsizlik ve yorgunluk yaratarak oda içerisinde dahi yürümeye imkan tanımadığını söyledi. Köse, "Yoğun bakımda hareketsiz olduğunuzdan dolayı ve hastalığın da etkisi ile 21 günlük tedavi döneminde yaklaşık 17 kilo verdim. İştahınız olmadığı için yemek yiyemiyorsunuz, ishal olduğunuz için sürekli bir sıvı kaybı yaşıyorsunuz. Bunlar ilaçlarla takviye ediliyor ancak yoğun devam eden hastalık sebebi ile vücuda bir hayli hasar veriyor. Bunu bizzat kendim de yaşadım. Hastaneye yattığımda yaklaşık 94 kiloydum, hastaneden taburcu olduğumda yaklaşık 77 kiloydum. Şu anda bile 79 kiloya ancak ulaştım. Hastalık en büyük zararı kas sistemine veriyor. Kollarda ve ayaklarda güç kaybı oluyor. Kas sistemi tamamen çöküyor. Buna bağlı olarak da en büyük sıkıntı yürümede güçlük, halsizlik ve yorgunluk oluyor. Oda içerisinde dahi yürüyemiyorsunuz" diye konuştu.
Koronavirüs nedeniyle hastanede tedavi gördükten sonra taburcu olanların kesinlikle beslenmelerine dikkat etmeleri gerektiğini anlatan Köse şunları söyledi:
"Hastalarımızın dikkat etmesi gereken en önemli konu bu dönemde bağışıklık sistemlerini yüksek tutmaları. Ben iştahsızlığımdan dolayı yemek yiyemediğim için bağışıklık sistemim zayıfladı. Bağışıklık sistemine bağlı olarak da vücut halsiz oluyor ve bu da hastalığın seyri açısından çok etkili oluyor. Hastanede ara öğünlerle birlikte toplam 6 öğün yemek veriliyor. Böylece vücut biraz daha toparlanıyor ve hastalığın vücuttan atılması daha kolaylaşıyor. Hastaların taburcu olduktan sonra en fazla dikkat etmeleri gereken konu beslenmeleri. Evde de, hastanede yediğiniz yemek düzeninde yemek yenmesi gerekiyor. Lifli gıdalar yenmesi, katı gıdaların yenmemesi gerekiyor. Katı gıdalar yediğinizde bu sefer sindirim sisteminiz zarar görmeye başlıyor ve büyük sıkıntı yaşamaya başlıyorsunuz."
Hastalığı sırasında eşi ve kızının testlerinin de pozitif çıktığını kaydeden İsa Köse, "14 yaşında bir oğlum var ama o negatif çıktı. O hakikatten dikkat ediyordu. Evdeki bardağına, dışarıdan geldiğinde el yıkamasına, genel hijyenine, maskesine ve mesafesine çok dikkat ediyordu. Bana karşı bile çok mesafeliydi. Çok şükür ailem hafif atlattı. 11 gün sonra testleri negatife döndü" ifadelerini kullandı.