Merkez Bankası'nın dün gerçekleştirdiği 625 baz puanlık faiz artırımı İngiliz basınında da geniş yer buldu. Financel Times, dünkü kararın sorumluluğunu Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın üstlendiğini, Londra'da Ağustos ayında 6 bin katılımcıyla bir düzenlediği konferans sonrası, herkesi dinlediği ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı ikna ettiği şeklinde yorumladı. Bluebay Varlık Yönetimi Yükselen Piyasalar Stratejisti Tim Ash'in haberde yer alan ifadesi şöyle: "Albayrak bariz bir şekilde Londra'daki herkesi dinledi ve kayınpederini ikna etti."
Financial Times gazetesi bugün manşetinden duyurduğu haberde "Faiz yüzde 24'e çıkınca Lira değer kaybının bir kısmını telafi etti" başlığını kullandı.
Yükselen enflasyon ve TL'deki değer kaybıyla mücadele etmek için bu kararın alındığını belirten gazete, liranın kararın ardından yüzde 5'ten fazla değer kazandığını, ancak yılbaşından bu yana yüzde 38'e yakın değer kaybı yaşadığını yazdı.
İç sayfalarda ise "Merkez Bankası Erdoğan'ın tiradına rağmen faiz artırdı" başlığını kullanan gazeteye konuşan ABN Amro bankasından ekonomist Nora Neuteboom, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın gün içinde faizlerin düşmesi gerektiğine yönelik sözlerinin ardından gelen faiz artışının kurgulanmış bir olay olup olmadığını sorguladı.
Yatırım bankası Renaissence Capital'ın başekonomisti Charles Robertson, "Faiz artırımı Türk Merkez Bankası'nın bağımsızlığının hâlâ tam olarak ölmediğini gösteriyor" dedi.
Bilgi Üniversitesi'nden Prof. İlter Turan ise Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın hem dünkü konuşmasıyla tabanına geri adım atmadığını gösterdiğini, hem de mevcut şartlar altında başka çare olmadığı için faiz artırımı yapıldığını söyledi.
Haber şöyle devam etti:
"Merkez Bankası daha önce de Erdoğan'ın isteklerine aykırı görünen kararlar vermişti. Mayıs ayında Lira değer kaybetmeye başladığında Merkez Bankası Erdoğan'ın 'Faiz tüm kötülüklerin anası ve babasıdır' demesine rağmen faiz artırmıştı.
"Bakanların bir araya gelip dönemin Başbakanı Binali Yıldırım'ı Erdoğan'ı ikna etmesi için saraya gönderdiği sonradan ortaya çıktı.
"Seçimden sonra eski Merrill Lynch bankacısı Mehmet Şimşek'in hükümetteki görevinden ayrılıp ekonomi yönetiminin Erdoğan'ın damadı Berat Albayrak'a verilmesi, çok sayıda kişinin Ankara'da geleneksel ekonomik kurallara uyacak kimse kalmadığını düşünmesine yol açtı.
"Temmuz ayında faizlerin artırılmaması da Erdoğan'ın seçim öncesi söz verdiği üzere ekonomi yönetiminde daha fazla söz sahibi olduğuna dair düşünceyi güçlendirdi.
"Bazılarına göre dünkü kararın sorumluluğunu Berat Albayrak üstlendi. 40 yaşındaki eski Enerji Bakanı başta uluslararası finans topluluğunun güvenini kazanmakta zorlansa da şimdilerde sesini duyurmaya başladı. Ağustos ayında 6 bin katılımcıyla bir konferans düzenleyen Albayrak, geçen hafta Londra'da bir grup yatırımcıyla kapalı kapılar ardında bir görüşme gerçekleştirdi.
"Bluebay Varlık Yönetimi Yükselen Piyasalar Stratejisti Tim Ash, "Albayrak bariz bir şekilde Londra'daki herkesi dinledi ve kayınpederini ikna etti" diyor.
"Faiz artırımı kararın arkasında kim olursa olsun Türk varlıkları dün bir miktar değer kazandı.
"Raiffeisen Centrobank Küresel Yükselen Piyasalar Başkanı Özgür Yaşar Guyuldar, faiz kararının kısa vadeli fon girişini desteklediğini fakat ekonomik yavaşlamayı kötüleştireceğini söylüyor: 'Bir dengeleme süreci yaşanıyor ve bu yumuşak olmayacak, acı verici olacak'.
"Bazılarına göre faiz kararı Türkiye'nin önündeki tek test değildi. Fransız Carmignac'dan portföy yöneticisi Josepyh Mouawad 'Bağımsızlık iddiasına inanmadan önce enflasyonun hedeflenen seviyeye geldiğini görmemiz gerekiyor' diyor."
Gelişme Daily Telegraph gazetesinin ekonomi ekinin de birinci sayfasında yer aldı.
ABD Merkez Bankası'nın faiz artışıyla, dünyanın dört büyük merkez bankası tarafından bir zamanlar yılda 2 trilyon doların pompalandığı uluslararası sistemdeki kaynakların kurumaya başlamasının, ucuz olduğu için dolar kredisi alanları etkilediğini belirten gazete iç sayfalarında "Fed küresel likiditeyi kuruturken Türkiye resesyona ilerliyor" başlığını kullandı.
Institute of International Finance'dan Robin Brooks, Türkiye'nin ekonomik sıkıntılarının Arjantin'den daha kötü olabileceğini, bunun nedeninin de geçmişte ülkede yaşanan hızlı kredi büyümesi ve dışardan gelen fonların "aniden durması" olduğunu söyledi.
Gazeteye konuşan Berenberg Bank'tan Holger ise Türkiye'nin ithalatındaki yüzde 25'lik azalmanın Euro Bölgesi'nin yıllık büyümesini yüzde 0,1 aşağı çekebileceği uyarısında bulundu.
Haber şöyle devam etti:
"Türkiye için mali disiplin veya Uluslararası Para Fonu IMF gibi dış bir çıpa olmadan, Edoğan'ın 'rehine diplomasisi' ve ABD'yle gerilimi sonlanmadan tek başına faiz artışı güveni tesis etmekte yetersiz kalacak.
"Türkiye için hata payı kalmadı. Şirketler, banklalar ve devletin toplam döviz borcu GSYH'nin yüzde 55'ine denk. Bu normalde alarm zillerini çaldıracak bir seviye. Bluebay Türkiye'nin önümüzdeki 12 ayda 240 milyar dolar dış finansmana ihtiyaç duyduğunu söylüyor. Net rezerv ise 30 milyar dolara inmiş durumda.
"Lira kararın ardından değer kazansa da Şubat'a kıyasla yüzde 40 daha değersiz."
Merkez Bankası'nın faiz artırımına yer veren bir diğer gazete de Guardian'dı.
"Türkiye enflasyonla savaşında bir kere daha faiz artırdı" başlığını kullanan gazete, finansal piyasaların Türkiye'nin IMF'den kurtarma paketi isteyen ülkeler listesine adını yazdırmak zorunda kalacağından endişeli olduğunu yazdı:
"Büyüklüğüyle yatırımcıları şaşırtan faiz artışı, Erdoğan'ın ülkeyi batıracak politikalar izlediğinden endişelenilen bir dönemde geldi."