Financial Times, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Kürt sorununda çözüm hamlesiyle birlikte, Orta Doğu'da sınırları değiştirebilecek bir anahtarı eline almış olabileceği yazısı yer aldı.
Financial Times gazetesi yazarı David Gardner yazısında Ankara'nın Kürt sorununun çözümünde aldığı mesafeyi ele alıyor.
Gardner, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın iktidardaki 10 yılında öngörülemez hamleleriyle ortaya çıktığını ve bununla tepki de topladığını belirtti.
Ancak yazara göre, Erdoğan, geçen haftalarda Türkiye'nin Kürtleriyle barış yolunda kararlı bir şekilde adım atmaya başlayınca bu öngörülemezliğiyle övgü topladı.
"Kürt yeni yılında, ya da Newroz'da yasadışı Kürdistan İşçi Partisi PKK'nın hapisteki lideri Abdullah Öcalan, Erdoğan'ın en güvendiği yardımcılarıyla hassas bir müzakere sürecinin ardından Türk devletine karşı 29 yıllık savaşında ateşkes ilan etti." diyen Financial Times yazarına göre, bu sorunun çözümünün Türkiye'ye potansiyel olarak sağlayacağı katkı olağanüstü.
"Orta Doğu'daki sınırlar İngiliz ve Fransızların Osmanlı İmparatorluğu'nun Arap vilayetlerini emperyal hedefleriyle uygun bir şekilde yüz yıl önce ayırmasından bu yana ilk kez bu kadar tehlike altında. Erdoğan'ın Orta Doğu'daki sınırları çözebilecek bir ipliği (Kürt sorunu) eline almış olabilir."
Yazara göre ilk odaklanılması gereken, "Mustafa Kemal Atatürk'ün etnik milliyetçilik üzerine inşa edilmiş cumhuriyetinin, farklı dil ve kültürünü ancak yakın zaman önce tanıdığı bir azınlığın asgari haklarını verip veremeyeceği."
Durumu yakından gözlediği belirtilen Uluslararası Kriz Grubu'ndan Hugh Pope gibi kişilerin, Ankara'da Kürt sorunu konusunda 10 yıl önce mevcut olmayan bir olgunluğun bulunduğunu düşündüklerini belirten yazar, yakın danışmanlarına göre Erdoğan'ın da devlet propagandasıyla şeytanlaştırılan Öcalan'ın savaşı bitirmek istediğine inandığını da savunuyor.
PKK'nin geri çekilmesi karşılığında, fikri suç haline getiren ve binlerce Kürt siyasi eylemciyi hapse atan terörle mücadele yasalarının reformdan geçirilmesi; Anayasa'daki etnik referanslar yerine eşit vatandaşlık haklarının getirilmesi; Kürt dilinin eğitim ve kamusal hayatta kullanımı ve belirli bir düzeyde iktidar aktarımı ve seçim barajının düşürülmesi de yazarın çözüm yolunda sıraladığı gerekli adımlardan bazıları.
Öcalan da dâhil Kürt tutukluların serbest bırakılması için de bir formül bulunmalı, yazara göre.
Ancak bunlar, "sadece kültürel bir değişimi değil, neredeyse doktrinel bir devrimi" gerektiriyor. Erdoğan'ı bu yola girmeye iten başlıca neden ise, Gardner'a göre, Suriye'nin giderek dağılma sürecine girmesi ve Beşar Esad'a karşı sürdürülen kaotik ayaklanma.
Ankara, Suriye'nin kuzeyini kontrol eden PKK bağlantılı örgütün varlığını da bu sayede, bir zorluktan, fırsata çevirmeye çalışıyor.
Erdoğan'ın, bir yandan Türkiye'nin Kürtlerine verilecek tavizleri azaltmaya çalışırken, bir yandan da Iraklı Kürtlerle ilişkilerini geliştirmesi gibi taktiklerinin toplamda bir strateji oluşturmadığını savunan yazar, başbakanın planının Suriye'nin ve Irak'ın Kürtlerini bir "Türkosfer" içine alarak güneydeki Şii güçlere karşı Sünni bir blok oluşturmayı hedeflediğini iddia ediyor.
Yazar son olarak Öcalan'ın silahlara veda mektubunda, "yapay sınırlardan" söz ettiğini de aktarıyor.