Financial Times başyazısında Türkiye'de yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimini ele alıyor.
Gazete özellikle Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın adaylığını değerlendiriyor.
Gazeteye göre "Başbakan’ın keyfi ve despotik tavırları ülkenin refahı için bir tehdit arz ediyor".
Yazıda, geçen on yıl içinde Erdoğan'ın ülkenin iktisadi ve siyasi dönüşümü için övüldüğünü belirtiliyor.
Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığına adaylığını ilan ettiği bir dönemde ülkenin siyasi çalkantı içinde olduğu kaydediliyor.
Financial Times'a göre ekonomi zayıflıyor ve Erdoğan uluslararası itibarını yitiriyor.
Gazete son bir yılda gündeme gelen yolsuzluk iddiaları ve Erdoğan'ın Gülen cemaati ile olan "iktidar mücadelesini" kısaca aktarıyor.
Gazeteye göre, komşuları Irak ve Suriye'nin kriz yaşadığı bir dönemde Türkiye'deki gelişmeler yabancı yatırımcıları huzursuz ediyor.
Ama gazete Erdoğan'ın tavrından ödün vermeye yanaşmadığını yazıyor.
Erdoğan'ın uzun süredir talibi olduğu cumhurbaşkanlığını ülkenin siyasi sistemini değiştirmede nihai araç olarak gördüğü ileri sürülüyor.
Gazete muhaliflerin de Erdoğan'ın başkanlık sistemi hayallerini otoriter bir yönetimin işareti olarak gördüklerini belirtiyor.
Financial Times "Erdoğan'ı seçip seçmemek seçmenin kararıdır ama seçildiği taktirde bunun ülkeyi nasıl daha iyiye götüreceğini görmek zor" diyor.
2011 seçimlerinden bu yana Erdoğan'ın sağı solu belli olmayan, rahatsızlık kaynağı bir politikacı haline geldiği, cumhurbaşkanı olması halinde de bu durumun muhtemelen düzelmeyeceği ileri sürülüyor.
Erdoğan'ın Kürt açılımından övgüyle bahseden gazete, "ama bu Ortadoğu politikasında tartışmalı bir aktör haline gelen Erdoğan'dan nadir bir olgunluk örneğidir" diyor.
Ekonominin de kırılgan olduğunu belirten gazete "durgunluktan daha iyi bir performans beklenemez" diye yazıyor.
Financial Times Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığını "İlk turda ezici bir oyla kazanmamasının ülkenin hayrına olacağı" kanısında.
Gazeteye göre "ezici bir zafer Erdoğan'ı, itibarının yanı sıra sosyal dokusu da yıpranmış bir ülkenin başına getirecek".
Gazete, böylesi bir durumda "Atatürk'ten ziyade Putin" gibi olacağını ileri sürdüğü "Erdoğan'ın Türkiye'sinin, başbakanlığının ilk on yılında onca hayran olunan ülke olmayacağı" kanısında.