Financial Times, HDP’nin 1 Kasım seçimlerinde iyi bir sonuç elde etmesi durumunda Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “yenilmezlik aurasının bozulacağı” yorumunu yaptı.
“Haziran’da Türk siyasetinin güçsüzlerinin – Kürtler, solcular ve insan hakları aktivistlerinin kurduğu toy ittifak, kritik önemdeki parlamento seçimlerinde oyların yüzde 13’ünü alarak Türk siyasi elitini şaşırttı.”
BBC Türkçe'de yer alan habere göre, yazıda özetle şu ifadeleri kullanıldı:
“Bu Pazar günü de aynısını yapmayı umuyorlar. Ama bu kez daha rahatsız edici bir ortamda; devletle Kürt militanlar arasındaki çatışmaların yeniden başladığı, İslamcıların Kürt aktivistlere bombalı saldırılar düzenlediği ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kutuplaştırıcı bir söylem kullandığı bir dönemde.”
“Eğer HDP, Meclis’te temsil edilebilmek için yüzde 10 barajını aşarsa, Erdoğan’ın liderliğine kalıcı bir darbe vuracak, muhtemelen partisini salt çoğunluktan edecek ve kesinlikle 2003’ten itibaren üç dönemlik başbakanlığı sırasında kendisini kuşatan yenilmezlik aurasını ortadan kaldıracak.”
“AKP ve büyük muhalefet grupları, yakın bir zamana kadar küçük balık diye gördükleri HDP’ye saldırılarını keskinleştirdiler. 15 milyon Kürdün oyları yakın bir zaman öncesine kadar Erdoğan’ın partisiyle muhalefet arasında bölünmüştü.”
“Ama Erdoğan Kürt oylarından kolay kolay vazgeçmiyor. Cumhurbaşkanı Kürtçe Kuran’la bölgede halka hitap etti. PKK’yla barış görüşmelerini kendisinin başlattığını hatırlattı. Başbakan Ahmet Davutoğlu da 90’lardaki şiddet ortamına dönülmesinden korkan Kürtlerin oylarını elde tutabilmek için sık sık HDP’yi PKK’yla ilişkilendirmeye çalıştı. Bu kolay ortaya atılacak bir iddia – HDP Öcalan’ın 2013’teki mesajından sonra kuruldu ve Demirtaş’ın kardeşi PKK'da savaşıyor.”
“Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, ‘HDP’nin barajı yüzde 10’luk oy oranı değil, silahla terör arasında mesafe koyup koyamamasıdır’ dedi ve partinin bu alanda başarılı olduğuna inanmadığını söyledi."
“Bilgi Üniversitesi’nden Prof. İlter Turan, ‘Hükümet, HDP barajı geçmeden önce daha yumuşaktı. HDP’nin hükümeti çoğunluğundan edebileceği ortaya çıktıktan sonra cumhurbaşkanı onları PKK’nın kolu olmakla suçlamaya başladı. Bu hukuki değil siyasi bir şey. Amaç, ‘HDP’ye oy verirseniz bir terör örgütüne oy vermiş olursunuz’ demek” diyor.”
“Erdoğan seçimlerde yarışmıyor. Ancak anayasal olarak törensel bir makam olan cumhurbaşkanlığının yürütme gücüne sahip olabilmesi için partisinin salt çoğunluğu elde etmesini hedefliyor. Bu hedefi ve daha önce ifade özgürlüğü ve dini özgürlüklere yönelik saldırıları farklı grupları HDP’nin etrafında birleştirdi. Michigan Üniversitesi’den Hisyar Özsoy, ‘Seçmenler HDP’yi, Erdoğan’ın ve Türk tarzı cumhurbaşkanlığını durdurabilecek aktör olarak görüyor’ diyor.
HDP’li adaylar da HDP’ye verilen oyların aynı zamanda Erdoğan’a karşı verilmiş oylar olacağını söylüyor. HDP başkanlığını Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’a bırakan Eruğrul Kürkçü de, ‘Bu göreve benim gibi eski tüfek bir solcudan çok bir Kürt lider daha uygun. Biz Kürtlerin en iyi dostları olsak da, evlatlarından birinin sesini duymak istiyorlar. Kürtler olmazsa HDP de olmaz. Ama sol olmadan bir tür güçlü bir Kürt partisi olabilir’ diyor.