Financial Times (FT), Türkiye turizmiyle ilgili haberinde, Merkez Bankası’nın döviz rezervleri hızla erirken Erdoğan’ın turizmde hızlı toparlanma beklentisiyle hareket ettiğini savundu. “Türkiye rezervlerini yakarken Erdoğan hızlı toparlanma kumarını oynuyor” başlıklı haberde, Koronavirüs salgını nedeniyle turizmin durmasının, Türkiye’nin dış finansmanında büyük bir açığa yol açtığına dikkat çekildi.
"Rezerv yakma işe yaramadı"
Financial Times Türkiye muhabiri Laura Pitel’in kaleme aldığı haberde, son bir yılda Türkiye’den 13 milyar dolarlık kısa vadeli yabancı sermaye çıkışı yaşandığı hatırlatılarak şöyle denildi:“Yabancı sermaye çıkışı yaşayan ülke bu yıl gayriresmi kur çıpasını sürdürebilmek için on milyarlarca dolarlık döviz rezervi yaktı. Bu, son 20 yılda izlenen dalgalı kurdan ayrılık anlamına geliyordu. Ama bu çabaların boşuna olduğu, TL’nin dolar karşısında rekor seviyeye düşmesiyle ortaya çıktı.”
"Dengesiz değer kaybı riski"
FT’ye bilgi veren Uluslararası Finans Enstitüsü Başekonomisti Robin Brooks, Türkiye’de cari açığın hızla artarken TL’yi korumak için milyarlarca doların harcandığını ve ekonomiyi ayağa kaldırmak için ucuz kredi pompalandığını belirterek, aynı taktiklerin iki yıl önce yaşanan kur krizinde liranın yüzde 30 değer yitirmesine, enflasyonun yükselmesine ve durgunluğa neden olduğunu hatırlattı. Brooks, Türkiye’nin bir kez daha “dengesiz değer kaybı” riskiyle karşı karşıya olduğunu savundu. Brooks, “Kredi büyümesi azaltılmazsa risklerin arttığını düşünüyorum” dedi.
Financial Times ise Erdoğan’ın iktidarda olduğu 18 yıl boyunca şanslı olduğunu belirterek, dünya ekonomisinin Covid-19 salgınını çabuk atlatmasının Türkiye’nin turizm ve ihracat gelirlerinde hızlı bir artışa yol açacağını, bunun da döviz rezervlerini, kritik seviyeye inmeden toparlayabileceğini belirtti.
Amerikan düşünce kuruluşu Dış İlişkiler Konseyi’nin uzmanlarından Brad Setser ise Erdoğan ile Berat Albayrak’ın şanslarını fazla zorladığını savunarak, Türkiye’nin finansal bir krize yaklaştığını, bir noktada ekonomi yönetiminin TL’nin değer yitirmesine izin vermek zorunda kalabileceğini öne sürdü.