Araştırmalar, her gün bir avuç fındık yemenin kalp hastalıkları riskini yüzde 20 ila 60 arasında düşürdüğünü gösteriyor. Prof. Dr. Mehmet Öz, Sabah gazetesindeki yazısında (11.01.09), fındığın Tip 2 Diyabet riskini de düşürdüğünü söylüyor. Öz’ün yazısı şöyle: “Yılan avcıları ve 'Survivor' yarışmacıları tarafından da defalarca kanıtlandığı gibi, dünyada her türlü kabuklu yemiş var. Ve bir öğleden sonrası atıştırma krizini yatıştırmanın çok ötesinde beceriye sahipler. Araştırmalar, her gün bir avuç fındık yemenin kalp hastalıkları riskini yüzde 20 ila 60 arasında düşürdüğünü gösteriyor. Yeni bir araştırma da, haftada beş gün bir avuç fındık ya da iki kaşık fıstık ezmesi yemenin Tip 2 Diyabet riskini düşürdüğünü ortaya koydu. Bu çok önemli çünkü şu anda 24 milyondan fazla insan diyabet hastası. Hiyerarşi önemli Tabii ki fındıkların da kendi aralarında bir hiyerarşileri var. Adadan ilk kimin ayrılacağından bahsetmiyoruz! İşlenmemiş, taze ve tuzsuz olmaları gerekiyor. Fındıklar kavruldukları zaman sağlıklı yağlarının yüzde 15'ini kaybediyor. Hatta fındıkları yüksek ısıda kavurmak yaşlanmaya yol açan bazı kimyasalların oluşmasına neden oluyor. İşte, fındıkların en iyiden en kötüye sıralanışı: * Taze * Yeni kavrulmuş. (Fırınınızda 250 derecede, 9 dakika boyunca) * Kendi yağında kavrulmuş ve tuzlanmış. * Hidrojenli yağda kavrulmuş ya da şekerlenmiş. (Bunları asla yemeyin!) Her gün yürüyün! Diyabetle savaşmak için, bel ölçünüzü ve göbeğinizi en aza indirmelisiniz. Yani; fıstık ezmesini beyaz ekmeğin üstüne sürecekseniz en azından tek dilim yemeye çalışın. Öğleden sonra atıştıracaksanız, fındıkları yiyeceğiniz diğer şeylere eklemeyin; onların yerine yiyin. Ve her gün yürüyün!”