Fırat Nehri kuruyor; Suriye’de "felaket kapıda"

Fırat Nehri kuruyor; Suriye’de "felaket kapıda"

Suriye’nin en uzun nehri olan Fırat eskiden zeytinliklerin içinden akarak bölgeye hayat verirken yerli halk artık içecek birkaç damla suyun ancak bulunabildiğinden yakınıyor. Geçtiğimiz yıl Fırat’ın yatağı olan yerler bölge halkına göre "adeta çöle dönmüş" durumda.

AFP’nin haberine göre Suriye’nin kuzeydoğusunda Fırat nehri havzasında yaşayan insanlar kuraklık sebebiyle bölgeyi terk etmeyi düşünüyor.

İnsani yardım grupları ve bilim insanları, on yıldan uzun süredir devam eden iç savaşla birlikte azalan nehir akışı nedeniyle kuzeydoğu Suriye'de yaklaşan bir insani felaket tehlikesine karşı uyarıda bulunuyor.

Uzmanlara göre Ocak ayından bu yana hidroelektrik barajlarında azalan su seviyeleri pandemi ve ekonomik krizle boğuşan beş milyon Suriyeli için su ve elektrik kesintilerinin artışı anlamına geliyor.

SDG, kendi kontrolündeki bölgelerde "Türkiye’nin musluğu kısarak su akışını azalttığını" öne sürdü. Türk kaynaklar bu iddiaları yalanladı.

Fırat Nehri Suriye’de tarım arazilerine su kaynağı olurken üzerinde kurulan üç ayrı hidroelektrik santrali halka içme suyu ve elektrik sağlıyor. Ancak son sekiz ayda nehir bir şerit haline gelecek kadar daraldı. Bu durum da barajdaki türbinlerin durmasına ve elektrik kesintilerine yol açıyor.

Tişrin Barajı direktörüne göre baraj inşaatının tamamlandığı 1999 yılından bu yana Fırat nehrinin seviyesi ilk kez bu kadar düşük. Direktör bu durumu bir “insani felaket” olarak yorumladı.

Birleşmiş Milletler’e göre Fırat akışının yaklaşık yüzde 90'ı Türkiye'den geliyor. 1987 yılında Türkiye, sınırından yıllık ortalama 500 metreküp suyun Suriye’ye geçişine izin vermeyi taahhüt etti. Ancak bu miktarın son aylarda 200 metreküpe kadar düştüğünü iddia ediliyor. Şam yönetimi Haziran ayında Türkiye’den akışın arttırılmasını talep etti. Öte yandan AFP'ye konuşan bir Türk diplomat, “Türkiye sınır ötesi nehirlerinden siyasi veya başka amaçlarla akan su miktarını hiçbir zaman azaltmadı. Bölgemiz iklim değişikliği nedeniyle en kötü kuraklık dönemlerinden biriyle karşı karşıya" dedi. Türk yetkili ayrıca Türkiye'nin güneyindeki yağışların son 30 yılın en düşük seviyesinde gerçekleştiğini sözlerine ekledi.