FIRST LADY'LER ANKARA'DA ANKARA (A.A)

-FIRST LADY'LER ANKARA'DA ANKARA (A.A) - 04.11.2010 - Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün eşi Hayrünnisa Gül, çocuklara, farklılıkları zenginlik olarak görmeyi ve empati kurmayı öğretilirse dünyanın herkes için çok daha yaşanabilir bir hale geleceğini belirterek, ''Ancak bu şekilde bilgisizlik, önyargı ve dışlama sebebiyle yaşanan gerginlikler, şiddet olayları sona erecek ve hep o özlemini duyduğumuz dünya barışı sağlanacaktır'' dedi. Hayrünnisa Gül, Bilkent Otel'de düzenlenen ''Kültürel Miras ve Müzik Uluslararası Kongresi''nin açılışında, ortak kültürel mirasın korunması ve geliştirilmesi amacıyla düzenlenen toplantının birbirlerini anlama kültürel arası diyaloğun geliştirilmesi ve bölgede barışın güçlendirilmesi açısından çok önemli olduğunu söyledi. Toplantıya katılımlarından dolayı Azerbaycan Cumhurbaşkanının eşi Mehriban Aliyeva ile birlikte Slovenya Cumhurbaşkanının eşi Barbara Miklic, Letonya Cumhurbaşkanının eşi Lilita Zatlere ve Makedonya Cumhurbaşkanının eşi Maya Ivanova ve diğer katılımcılara teşekkür eden Gül, Bilkent Üniversitesi yetkililerine de ayrıca teşekkür etti. Ankara'nın, medeniyetlerin beşiği Anadolu'nun tam kalbinde yer aldığını anlatan Gül, ''Dünyanın en eski yerleşim bölgelerinden biri olan Anadolu, doğu ile batının birleştiği yerdir'' dedi. Bu toprakların tarih boyunca farklı kültürlere ev sahipliği yaptığını ve onları ahenk içinde bir arada yaşatmayı başardığını ifade eden Gül, ''12 bin yıla yakın muazzam bir kültürel mirasa sahip olan ülkemiz, asırlardır medeniyetlerin ve dinlerin buluşma noktası olmuştur. Bu coğrafyada üretilen eserler insanlığın kültürel mirasının temel taşlarını oluşturmuştur'' dedi. Kültürler arası etkileşim ve diyaloğun insanlık için taşıdığı öneme vurgu yapmak ve farklı kültürler hakkındaki yanlış bilgi ve klişelerin önüne geçebilmek amacıyla UNESCO'nun 2010 yılını ''Kültürlerin Yakınlaşması Uluslararası Yılı'' ilan ettiğini hatırlatan Gül, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Tarih boyunca her kültür, kendi değerlerini başka coğrafyalara taşımış, gittiği coğrafyaların değerlerinin de alıp kendisine uyarlamıştır. İnsanlığın binlerce yıldır ürettiği ve bizlerin geçmişten devralıp geleceğe aktarmakla sorumlu olduğumuz bu değerlerin tamamı kültürel mirastır.  Kültürel mirasımızın, gelecek nesillere aktarılması ve kültürler arası diyaloğun geliştirilmesinde kadınlara büyük görev düşmektedir. Çünkü kadın, annelik rolüyle topluma şekil verendir. Kültürel değerlerimiz ilk ve temel olarak anne aracılığı ile çocuğa aktarılır. Çocuğun annesinden alacağı eğitim hayata bakışını şekillendirir. Eğer çocuklarımıza farklılıkları zenginlik olarak görmeyi ve empati kurmayı öğretebilirsek dünya herkes için çok daha yaşanabilir bir hale gelecektir. Ancak bu şekilde bilgisizlik, önyargı ve dışlama sebebiyle yaşanan gerginlikler, şiddet olayları sona erecek ve hep o özlemini duyduğumuz dünya barışı sağlanacaktır.'' -KÜLTÜRLERİ VE ÜLKELERİ BULUŞTURAN KÖPRÜ- Hayrünnisa Gül, kültürler arası diyaloğun sağlanması ve geliştirilmesinde en önemli araçlardan birinin de müzik olduğunu, evrensel niteliği ile insanları birbirine yakınlaştıran müziğin, kültürleri ve ülkeleri buluşturan en temel köprü olduğunu vurguladı.  İnsanoğlunun asırlar boyunca duygularını müzikle ifade ettiğini kaydeden Gül, bu nedenle dünyadaki tek ortak dilin müzik olduğunun söylenebileceğini dile getirdi. Sevinçte, hüzünde, coşkuda, mutlulukta her türlü ruh halinin anlatılmasında müziğin en az kelimeler kadar etkili bir ifade aracı olarak kullanıldığını anlatan Gül, ''Kültürel mirasımız sadece hanlardan, saraylardan, anıtlardan, binalardan yani somut değerlerden ibaret değildir. Müzik gibi somut olmayan kültürel değerlerimizin de korunmaya ve geliştirilmeye ihtiyacı vardır'' diye konuştu. UNESCO'nun, Türkiye'nin de taraf olduğu sözleşmelerle kültürel mirasların tüm insanlık yararına korunması için gerekli bilincin geliştirilmesi için çaba sarf ettiğini ifade eden Gül, ''Ülkemizde sahip olduğu eşsiz kültürel mirası en iyi şekilde korumak için tüm kurumları ile gayret içindedir'' dedi. İnsanlar arasındaki kardeşlik ve beraberlik duygusunu güçlendirmenin en etkili araçlarından biri olan kültürel mirasın müzik alanında korunması amacıyla ülkeler arası projelerin geliştirilmesi gerektiğine işaret eden Hayrünnisa Gül, bölgesel müzik eğitimi programları düzenlenerek ülkelerdeki benzer ezgi ve çalgıların halklara tanıtılmasının ortak müzik mirasının gelecek nesillere aktarılmasını kolaylaştıracağına olan inancını dile getirdi.