Fisk: Herkes Suriye ordusunun üzerini çizmişti ama eğer kazanırsa bölgenin en amansız Arap ordusu olacak!

Fisk: Herkes Suriye ordusunun üzerini çizmişti ama eğer kazanırsa bölgenin en amansız Arap ordusu olacak!

İngiliz Independent gazetesinin tecrübeli Ortadoğu muhabiri Robert Fisk, Rusya'nın bölgeye desteğini ilan etmesinden önce birçok yabancı basın kuruluşu tarafndan çöküşün eşiğine geldiği iddia edilen Suriye ordusunun son günlerdeki ilerlemelerini değerlendirdiği yazısında, "Eğer kazanırsa –ve eğer ordusunu bir arada tutup, az sayıda olduğu kabul edilen askeri insan gücünü koruyabilirse- o zaman bu savaştan bölgenin en amansız, savaşta sınanmış ve sertleşmiş Arap ordusu olarak çıkacaktır" ifadelerini kullandı.

"Birkaç ay öncesine kadar silah ve asker yetersizliği olan Suriye ordusu, Rusya kendi füzelerinin propagandasını yaparken, birden atağa geçti" diyen Fisk, Suriye ordusunun Cisr eş-Şuğur ve Palmira gibi noktalarda yaşadığı alan kayıplarının, "Esad’ın devletinin devrilme noktasına ulaştığı" yorumlarına sebep olduğunu belirterek, "Ardından Vladimir Putin hava ve füze gücüyle çıkageldi ve her şey değişti" dedi.

 

"Herkes Suriye ordusunun üzerini çizmişti, bir de şimdi bakın"

 

Manşet Haber'den Devin Asya Açıkelli'nin çevirdiği, "Herkes Suriye ordusunun üzerini çizmişti, bir de şimdi bakın" başlıklı yazı şöyle:

"Dünya hala Rusya’nın Ortadoğu karinesine öfkeleniyorken –ABD'nin hangi diktatörün hayatta kalıp kalmayacağına karar vermesini izlemek yerine Suriye’de müdahil olması üzerinden- hepimiz işlevselliğini sürdürerek ülkesini koruyan ve Moskova’nın himayesi altındaki o Arap kurumunu unutuyoruz: Suriye Arap Ordusu. 

Birkaç ay öncesine kadar silah ve asker yetersizliği olan Suriye ordusu, Rusya kendi füzelerinin propagandasını yaparken, birden atağa geçti. Anımsıyoruz ki geçtiğimiz yıl içerisinde aynı ordunun üstü çizilmişti ve Beşşar Esad hükümetinin de son günlerini geçirdiği söyleniyordu.

 

"Ardından Vladimir Putin hava ve füze gücüyle çıkageldi ve her şey değişti..."

 

Rejim değişikliği için intiba yaratmak adına kendi klişeler ordumuza işbaşı yaptırdık. Suriye ordusu alan kaybediyordu –Cisr eş-Şuğur ve Palmira gibi- ve böylece Esad’ın devletinin devrilme noktasına ulaştığını tahmin ettik.

Ardından Vladimir Putin hava ve füze gücüyle çıkageldi ve her şey değişti. Biz ‘Ruslar ‘ılımlı isyancıları’ bombalıyor’ diye oflayıp puflarken –rütbeli Amerikan generallerine göre dahi önceden varlıkları durdurulmuş olan ‘ılımlılar’- Suriyelilerin Nusra Cephesine karşı Halep ve Asi nehri vadisi çevresinde sahneledikleri askeri ataklarına dikkat etmedik.

Suriyeli kumandanlar artık neredeyse tüm Rus hava saldırıları için koordinat ayarlıyor. Gecede 200 ila 400 arasında koordinat verir durumdalar. Artık rakam bazen 800’e ulaşıyor. Rusların her harita referansının peşine düştükleri yok elbette. Suriyeliler fark etti ki Ruslar yerleşim alanlarını vurmuyor; onların niyeti yanan hastaneler ve düğün katliamları işini Afganistan’da ABD'lilere bırakmak. Bu politika değişebilir elbette. Hiçbir hava gücü yoktur ki bombaladıkları ülkelerde sivillerde hedef olmasın. Ya da başka insanların sınırları aşılmasın.

Ama Ruslar artık Türklere uçuş koordinatlarını - mantıken bu bilgi ABD'lilere de ulaşıyor olmalı- söylüyor. Daha da dikkat çekici olan, Suriye’nin Akdeniz kıyısındaki üslerinden İsrail Savunma Bakanlığı'na komünikasyon hattı çektiler. Daha inanılmaz olan ise İsrailliler –Golan Tepeleri’nde Suriye ve İran varlıklarını vurma alışkanlığı olan – aniden gökyüzünden kayboluyor. Bir diğer deyişle Ruslar Suriye’de büyük bir işe girişmiş durumda, aylık bir merak içerisinde değiller. Ve epey bir devam edecekmiş gibi duruyor.

 

"Tüm bunlar Putin’in macerasının yalnızca başlangıcı..."

 

Suriyeliler aslında IŞİD’in geçtiğimiz ay ele geçirdiği Palmira’ya ilerlemek konusunda daha endişeliler, ancak Ruslar Halep bölgesine daha fazla ilgi gösterdiler, bu da Lazkiye kıyısında bulunan üslerinin savunmasız olduğunu düşünüyor olduklarındandır. Nusra Cephesi, Lazkiye ve Tartus’a çoktan birkaç füze ateşledi ve Moskova’nın yerdeki hava kuvvetlerinin hedef alınmasına niyeti yok. Ancak Suriye ordusu artık en önemli dört birliğini – 1.& 4. Bölük, Cumhuriyet Muhafızları ve Özel Kuvvetler- Türkiye sınırına doğru ilerleyen cepheye konuşlandırıyor. 

IŞİD’in başkenti Rakka civarında gerçekleştirilen hava saldırıları örgütün canını şimdilik yakmıyor olabilir ancak Suriyeliler şehirden geldiğini belirttikleri ‘yoğun istihbarat’ ile övünmekte. Eğer doğruysa ilginç, çünkü ‘rejim ajanlarına’ ölümüne işkence etmekte uzman IŞİD üyelerine rağmen Şam’a istihbarat iletmek cesaret gerektirir. Yine de ‘gezginlerin hikayeleri’ doğru olabilir. Rakka ile Şam arasında düzenli bir sivil otobüs güzergahı mevcut -otobüslerin birçok iç savaşta cephelerin sınırlarından geçmek gibi tuhaf bir alışkanlığı var- ve eğer yolcular, gazetecilere konuşmayı tercih etmeseler bile eve ulaştıklarında ‘neler gördüklerine dair’ konuşacaklardır.

Tüm bunlar Putin’in macerasının yalnızca başlangıcı. Ortadoğu’da iyi bir gezgin olduğunu kanıtlarken – ayrıca bölgenin bir diğer direği olan Mısır’ın %96 desteğe sahip olduğu belirtilen, mevcut Mareşal Cumhurbaşkanı gibi sıkı arkadaşlar da ediniyor. Ama Mısır ordusu Sina Yarımadası'nda kendi ‘küçük savaşını verse de, artık büyük çaplı bir savaşın stratejik tecrübesine sahip bir yapı değil. 

 

"Suriye ordusu bu savaştan bölgenin en amansız Arap ordusu olarak çıkacaktır"

 

Yemen, Libya, Suriye ve diğer uygun hedeflerde ‘havada üşengeçlik peşindeki Suudi Arabistan, BAE, ve Ürdün’de mevcut askeri otoriteleriyle gerçek bir savaşın nasıl verildiğini anlıyor gibi değiller. Libya ordusu belki bir nebze. Irak ordusu ise İslamcı gruplara karşı yeni yeni başarı sağlıyor.

Ama görmezden gelinmemesi gerek bir faktör var.

Eğer kazanırsa –ve eğer ordusunu bir arada tutup, az sayıda olduğu kabul edilen askeri insan gücünü koruyabilirse- o zaman Suriye ordusu bu savaştan bölgenin en amansız, savaşta sınanmış ve sertleşmiş Arap ordusu olarak çıkacaktır. Bunu unutan komşularının vah haline."