Frankfurter Rundschau gazetesinin yorumunda, Brezilya Yüksek Mahkemesi'nin eski devlet başkanı Lula Da Silva'nın tutuklanmasına karar vermesinin ülkeyi siyasi istikrarsızlığa sürükleyebileceği belirtiliyor:
"Mahkeme kararı Güney Amerika'nın en büyük ülkesindeki demokrasi krizini daha da derinleştirecektir. Karar aynı zamanda, askeri dikta dönemindeki Brezilya'nın hasretini çeken aşırı sağcı çevrelerin iktidara gelme tehlikesine de yol açacaktır. Bir karar hukuka ve yasalara uygun olsa bile, siyasi boyutunun önemi yadsınamaz. Savcılık ve mahkemeler hiçbir zaman aynı kıstası uygulamadı. Sağ politikacılara nispeten ılımlı davranan hâkim Sergio Moro Lula'ya ise acımadı. Brezilya solu da ekim ayındaki devlet başkanlığı seçimine alternatif aday hazırlamamakla ağır bir hata yapmış oldu.”
Eyalet Yüksek Mahkemesinin Almanya'da gözaltına alınan ayrılıkçı Katalan politikacı Carles Puigdemont hakkında şartlı tahliye kararı almasını Süddeutsche Zeitung şöyle yorumluyor:
"Mahkeme, İspanya'nın iadesini talep ettiği Puigdemont'a yönlendirilen ‘isyan' suçlamasının Alman yasalarına göre cezalandırma nedeni olamayacağına hükmetti. Bu karar çok şey ifade ediyor. Karar İspanyol hukuk devletine yöneltilmiş bir eleştiri değil, kesin bir beyan olarak algılanmalı. Bu ifade Avrupa'da geçerli hukuki teamüllerin Alman hâkimlerini şüphelerini bir yana bırakmaya zorlayamayacağı anlamına geliyor.”
Frankfurter Rundschau gazetesi Alman Sol Partisi'nin Carles Puigdemont'a arka çıkmasını konu alan yorumunda şu görüşlere yer vermiş:
"Sol Parti, Puigdemont ile dayanışma mesajları vermekte adeta kendiyle yarışıyor. İspanya'daki merkezi hükümet gerçi siyasi uzlaşıyı cezai takibata tercih ediyordu. Buna rağmen ayrılıkçılığın milliyetçiliğinin başka bir oyun türü olduğunu teslim etmek gerekir. Ayrılıkçı Katalanlar bölgelerinin zenginliğini fakir bölgelerle paylaşmak istemedikleri için bu yolu seçti. Bu, solculuğun tam aksi bir anlayıştır. Berlin'den gönderilen dayanışma mesajları Batı karşıtlığını da açığa çıkarıyor. Sol, Katalonya anlaşmazlığında Madrid'deki muhafazakâr hükümete ters düşen her şeyin doğru olduğuna inanıyor. Buna romantizm, saflık ve sonuna kadar düşünülmemiş bir anlayış denebilir.”
Frankfurter Allgemeine Zeitung ABD Başkanı Donald Trump'ın Meksika sınırına Ulusal Muhafızlara bağlı birlikleri sevk etme kararının duvar çekme planlarına dramatik boyut kazandırma amacını taşıdığı görüşünde:
"Meksika'dan ABD'ye kaçak girişler son zamanlarda yeniden artmaya başladı. Geçen yıl ise sınırda yakalanan kaçakların sayısı on yıllardır bu kadar az olmamıştı. Her devlet egemenliğini sınırlarında da korumakla yükümlüdür. Ancak ABD'nin ekonomik cazibesi de inkâr edilemez. Hele başta tarım sektöründe olmak üzere Amerikan şirketlerinin ‘kaçakları' seve seve karın tokluğuna çalıştırdıkları da yadsınamaz. Sınırdaki durum kritik noktaya gelmiş olabilir. Kesin olan, Başkan Trump'ın Meksika sınırına duvar çekme planlarının yerinde saydığıdır. Sınıra milli muhafız birlikleri gönderip durumu dramatize ederek kendi tabanına güçlü lider gibi görünmeye çalışıyor. Aynı zamanda da Meksika sol popülistlerinin ekmeğine yağ sürmüş oluyor.”
DW,dpa,AFP/AG, HS
© Deutsche Welle Türkçe