Karlsruhe kentinde yayımlanan Badische Neueste Nachrichten gazetesi Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun hafta sonunda Antalya'da Alman mevkîdaşı Sigmar Gabriel ile yaptığı görüşmeyi ele alıyor:
"Türkiye'de geçen yılki darbe girişiminden bu yana Cumhurbaşkanı Erdoğan liderliğindeki Türk hükümeti, muhalif oldukları söylentisi bile cezaevine girmelerine yol açan, vatan haini olduğu iddia edilen kişilere karşı bir cadı avı başlattı. Fakat şimdi en azından bazı açılardan Ankara'daki yöneticilerin fikirlerini değiştirdiklerine dair işaretler geliyor, bu değişikliğin en önemli nedeni de Türkiye'de giderek artan hoşnutsuzluk. İzlenen çizginin değişmesine yol açacak kadar güçlü olmasa da, yurt dışından gelen eleştirilerin de bunda bir rol oynadığı söylenebilir. En azından, Almanya Dışişleri Bakanı Gabriel'in mevkîdaşı Çavuşoğlu ile Antalya'da bir araya gelmesi, Ankara'nın yeniden diyalog arayışında olduğunun bir ifadesi.”
Neue Osnabrücker Zeitung'daki yorumda bugün Almanya'nın Bonn kentinde başlayan ve 17 Kasım'a kadar sürecek olan Birleşmiş Milletler İklim Konferansı irdeleniyor.
"Şimdi vazgeçmemek gerekiyor. İklimin korunması çaba isteyen bir proje. Paris'te geniş bir katılımla imzalanan anlaşmanın üzerinden iki yıl geçmesine rağmen, hedefe nasıl ulaşılacağı konusunda hâlâ kesin düzenlemeler bulunmuyor. Bunun yanı sıra ABD'nin anlaşmadan çekilmesi gibi zorlukların da aşılması gerekiyor. Ancak buna rağmen, ileriye bakmaktan başka bir seçenek yok. Bonn'da düzenlenen İklim Konferansı'nın mutlaka başarıya ulaşması gerekiyor. ABD Başkanı Trump'un bunu anlayıp anlamadığı bilinmiyor. Bu nedenle de diğer sanayi ülkelerinin liderlerinin tutumu önem taşıyor. Almanya'nın da tarihi bir öncü rol üstlenme şansı var. Bunun için de söylenen büyük sözlerin eyleme dönüştürülmesi gerekiyor.”
Frankfurter Rundschau'da İklim Konferansı öncesinde Bonn'da “İklimi Koruyun, Kömürü Koruyun” sloganı ile düzenlenen gösteriler ele alınıyor.
"Bonn’daki gösterilere organizatörlere göre yaklaşık 25 bin kişi katıldı. Daha önceki zirvelerle karşılaştırıldığında bu rakam hiç de kötü değil. Ancak bu iklim değişikliği konusundaki en güçlü gösterilerden biri olmadı. 1983 yılında Bonn’daki Hofgarten parkında düzenlenen gösteriye, yaşlıların hatırlayacağı gibi, katılanların sayısı 500 binden az değildi. Birleşmiş Milletler toplantılarında son derece yavaş bir şekilde tartışıldığı sürece, iklim değişikliği bir çok insan için soyut kalacak. Bunun yanı sıra, alınan kararların olumlu sonuçları ancak sonraki kuşaklar tarafından görülecek. Bu nedenle de, aradaki açığı kapatacak, kömür üretiminden hızla vazgeçilmesi ve ulaştırma alanında yapılacak değişikler konusunda somut kararlar alan, sorumlu siyasetçilere ihtiyaç var. Onlara baskı yapan kişilerin sayısı 500 bini bulmasa bile...”
Saarbrücker Zeitung'da da aynı konu işleniyor:
"İklim Konferansı nedeniyle hafta sonunda düzenlenen gösteriler, sera gazları salınımının hissedilir ölçüde azaltılması için yapılması gereken en önemli şeylerden birini açıkça ortaya koydu: Kömür yakıtlı termik santrallere son verilmesi. Karşılanması gereken ihtiyacı tehlikeye atmaksızın kömür yakıtlı termik santrallerden vazgeçilmesinin mümkün olduğunu gösteren ciddi araştırmalar yapılıyor. Hatta Almanya, ihtiyacından fazlasını ürettiği için elektrik ihraç ediyor. Bu nedenle, yeni hükümetin kurulması için yapılan görüşmelerde artık kömür üretiminden vazgeçilip vazgeçilmemesi değil, sosyal açıdan zarar yaratmayacak şekilde nasıl vazgeçileceğinin konuşulması gerekiyor. Böyle olursa, ‘Jamaika' (koalisyonu) bir tarih yazabilir, bu da Bonn'daki İklim Konferansı'nı olumlu yönde etkiler.”
JD/BK
© Deutsche Welle Türkçe