Frankfurter Rundschau gazetesi yorumunda, ABD’nin İran‘a uyguladığı yaptırımların aynı zamanda fırsata da dönüşebileceğini yazıyor:
“İslam Cumhuriyeti bitap vaziyette. Tahran yönetiminin beş yıllık yumuşama diplomasisi iflas etti. İran halkı ülkenin içinde bulunduğu kötü durumdan artık ABD ve diğer ülkeleri değil, kendi yönetimini, yönetimdeki yolsuzlukları, iktidardakilerin beceriksizliğini, dindar tavırlarını, ahlaki kibrini, gücünü kötüye kullanmasını ve 80 milyon İranlıda dayanacak güç bırakmayan bölgesel emellerini sorumlu tutuyor. Son söz düellolarının işaret ettiğinin aksine İran ile ABD arasında yeni bir yakınlaşma arayışı başlayabilir. Tahran yönetiminin diyalog imkanlarını yokladığı ve Washington’a müzakere konularının kataloğunu gönderdiği söyleniyor.”
Westfälische Nachrichten gazetesi Alman Daimler şirketinin İran ile iş ilişkilerini kesmesine şu satırları ayırmış:
"Donald Trump’ın İran’a diz çöktüreceği şüphe götürür. Ancak yaptırımlar ilk sonuçlarını vermeye başladı. Alman sanayisinin önde gelen isimlerinden Daimler holdingi İran’daki iş ilişkilerine son veriyor. Çünkü İran’daki kamyon fabrikası Daimler’in ABD’de yaptığı işin hacmini karşılamaya yetmiyor. Ekonomik bakımdan bu kararın doğru olduğu söylenebilir. Ancak Daimler bu kararla önemli bir sinyal de vermiş oluyor. Bu dev şirket İran’dan elini ayağını çekerse, İran ile iş yapan orta çaplı Alman işletmelerinin Beyaz Saray’dan gelen tehditlere boyun eğmesine kim ses çıkarabilir?”
Süddeutsche Zeitung'un aynı konudaki yorumu ise özetle şöyle:
“İdeal bir dünyada yaşasaydık bu büyük Alman şirketi Donald Trump’ın karşısında diz çökmezdi. Yaşadığımız gerçek dünyada ise Daimler Trump’ın baskısına dayanamayıp, ABD ile iş ilişkilerinin bozulmaması için İran’dan çekilmeye karar verdi. Çünkü Daimler satış hasılatının dörtte birini ABD’de elde ediyor. Büyük Alman şirketlerinin kaptanları Trump’ın önünde iki büklüm oluyorsa, onlara kızmamak gerekir. Çünkü onlar hisselerinin değer kazanmasını ve şirketin kâr etmesini bekleyen ortaklara hesap vermek zorundalar. Aynı zamanda, Trump ticaret savaşı başlattığı takdirde de işsiz kalmamalarını umduğumuz yüz binlerce kişiyi istihdam ediyorlar. Trump’a serbest ticaret kurallarını öğretmek işadamlarına değil, politikacılara düşen bir görevdir. Holding başkanlarından yiğitlik beklenmemelidir.”
Magdeburg’da yayımlanan Volkstimme gazetesi Almanya’nın Suudi Arabistan karşısındaki tutumunu eleştiriyor:
“Suudi Arabistan modern çağı keşfetmeye başladı. Kadınlar artık otomobil kullanabiliyor ve sinemaya gidebiliyor. Veliaht Prens Muhammed bin Selman katı muhafazakâr ülkesinde küçük bir devrim başlattı. Kanada’nın eleştirisine ise geçmişteki zorba tavrıyla karşılık verdi. 7 bin Suudi Arabistanlı öğrenci Kanada’yı terk edecek. Suudi Arabistan Havayolları Kanada seferlerini kaldırdı. Almanya’nın demokrasinin durumu ve Kanada ile Suudi Arabistan arasındaki krizle ilgili gelişmeler hakkında görüş bildirmemesine Riyad yönetiminin Kanada’ya gösterdiği sert tepki yol açmış olabilir. Alman özel sektörü ticari ve ekonomik ortağı Suudi Arabistan’ı kaybetmek istemez. Çünkü Almanya geçmişte, başta silah satışları olmak üzere Suudi Arabistan ile son derece kârlı işler yapmıştı.”
DW, afp, dpa/AG, BK
© Deutsche Welle Türkçe