Uluslararası Frankfurt Kitap Fuarı bu yıl 64. kez kapılarını ziyaretçilerine açtı. Bu yıl geçen yıla oranla fuara katılan yayınevi sayısı çok az da olsa düştü. Organizatörlerin verdiği bilgilere göre, 97 ülkeden tam 7307 yayıncı 14 Ekim tarihine kadar kitaplarını sergiliyor. Bunların %40’ı Almanya’dan. Yayıncı sayısında Almanya’yı İngiltere ve ABD takip ediyor. Türkiye de 350 metrekarelik bir alanda 3000 kitabını tanıtıyor. Uluslar arası Frankfurt Kitap Fuarı’nı bu yıl 300 bin kişinin ziyaret etmesi bekleniyor. Fuar nedeniyle Frankfurt’ta 3.000 farklı etkinlik düzenleniyor ve bine yakın yazar, yayıncılar ve okuyucular ile buluşuyor.
Frankfurt Kitap Fuarı yayıncılık sektörünün geleceğini yansıtması açısından oldukça önemli. Fuar çerçevesinde düzenlenen forumlardan anlaşılıyor ki, birkaç yıldır bu sektörde radikal bir değişiklik yaşanıyor. Basılı kitabın yerini dijital kitaplar, hem sohbet edip hem de kitap seçtiğiniz küçük kitapçıların yerini de internetten satış yapanlar alıyor. Internet satışına uyum göstermesi daha kolay olan büyük kitapçılar ise, yazarların kendi kitaplarını kendi sitelerinde yayınlama eğiliminden endişe ediyor. Çoğu tarihi binalarda kurulu devasa kütüphanelerin müzeye dönüşeceği, yerini dijital olanlara bırakacağına ise kesin gözüyle bakılıyor. Dolayısıyla sektör, sosyal medyayı da ağırlıklı kullanarak yeni bir satış pazarlama ve reklam stratejisi uygulamanın eşiğinde.
Dijital kitap satışından elde ettiği ciro sadece yüzde 2 olan Almanya dijital yayıncılığa geçiş konusunda biraz tutucu. Ancak pazar Almanya’yı zorluyor. En büyük kitapevlerinden Thalia 140 şubesine bu yıl bitmeden oyuncak reyonunu ekleyeceğini bildirdi. Alman Yayıncılar Birliği şimdilik bin kitabın bulunacağı bir elektronik kütüphane kurma eylemi içinde. Dijital kitap alanında başı yıllık cirosu 2 Milyar Dolar olan Amerika çekiyor. Çin’de dijital kitabın yayılması yazım tarzını bile etkilemeye başladı. İngiltere’de ise dijital kitaplar artık süpermarketlerde satılıyor. Fransa, İtalya ve İspanya gibi Avrupa ülkeleri ağır ve aksak da olsa İngiltere’yi takip ediyor. Basılı kitapları sevenler için iyi haber; Hamburg Üniversitesi’nin yaptığı bir araştırmaya göre, dijital kitap okuyanlar hala basılı kitap satın almaya devam ediyormuş. Bu eğilimin gelecek nesillerde de sürmesi için Frankfurt Kitap Fuarı’nda gençlik ve çocuk kitapları bölümüne özel bir önem gösterildi. Ayrıca fuar çerçevesinde küçük kitapçıları korumak için «Buy local» adı altında bir kampanya da başlatıldı.
Bu yıl fuarın onur konuğu Yeni Zelanda. Edebiyatı çok uzun süre İngiltere’nin etkisi altında kalan ülkede ilk kitap 142 yıl önce basılmış. Aslında Jakarta doğumlu olan Lady Barker‘ın "Station Life in New Zealand" adlı kitabı İngiltere’de de yayınlanınca dünya çapında ilgi görmüş. Sadece kitap değil dünyadan izole edilmiş gibi duran ülke de. Yeni Zelanda’da edebiyat pekçok ülkeye oranla yavaş gelişen bir sanat dalı. Buna neden olarak nüfusun yüzde 10’a yakınını oluşturan Maroin yerlilerinin anlatmaya dayalı edebiyat anlayışı gösteriliyor. Maorilerin konuştuğu dili ve kültürünü de tanıyacak olmak Frankfurt Kitap Fuarına katılanlar için ayrı bir zevk olsa gerek.
Frankfurt Kitap Fuarı, Yayıncılar Birliği’nin her yıl dağıttığı demokrasi ödülüyle siyasi bir özelliğe de sahip. Yaşar Kemal, Orhan Pamuk gibi yazarların sahip olduğu bu 25 bin Euro’luk ödüle bu yıl Alman yazar Ursula Krechel, “Landgericht” adlı kitabıyla layık görüldü. 75 ayrı kitabı okuyan jürinin, hepsi erkek olan, Clemens J. Setz, Stephan Thome, Wolfgang Herrndorf, Ulf Erdmann Ziegler ve Ernst Augustin gibi ünlü adaylar arasından Krechel’i seçmesi, kitabın Avusturyalı küçük bir yayınevi tarafından basılması ve İkinci Dünya Savaşı sonrası Almanya’yı anlatıyor olması dikkat çekici.
İkinci Dünya Savaşı sırasında Nazi zulmünden kurtulmayı Kübaya sığınarak başaran bir hakimin savaş bittikten sonra işini geri almaya çalışması ve bu arada uğradığı Yahudi düşmanlığını anlatak kitap, Hitler sonrası Almanya’ya ışık tutuyor. Jüri kararında Krechel’in dilini anlatım, belgesel, deneme ve analiz karışımı olarak bulduğu kitabını siyasi olarak akut bir soruna değinen, etkileyici, soğuk (kuhl) ve modern bir roman olarak nitelendirdi.
Fuarda en az Ursula Krechel kadar ilgi gören bir başka isim daha var; Arnold Schwarzenegger. Frankfurt’ta hayat hikayesini anlattığı "Total Recall" adlı kitabını tanıtan Schwarzenegger, Alman medyasına göre, Terminator ve Gouvernator‘den sonra bir de ''Educator" olduğunu gösterdi. Bu açıdan da bakılınca, katılımcılarının yüzde 20’si yayınevi değil adeta elektronik şirket olan Frankfurt Kitap Fuarı, uluslararası yayıncılık sektörünün nasıl bir çelişki ve değişim içinde olduğunu bu değişimin yönünü görmek için ideal bir platform.