Fransa’da belirsizlik dolu seçim

Fransa’da belirsizlik dolu seçim

Seçim bugüne kadar görülmemiş biçimde belirsizlikler altında gerçekleşiyor. Fransa ilk defa OHAL uygulaması yürürlükteyken cumhurbaşkanı seçimi düzenliyor. 2015’te Charlie Hebdo saldırısıyla başlayan terör eylemlerinin seçimlere etkisi olacak mı ya da ne ölçüde olacak, kimse kestiremiyor. Son olarak 20 Nisan Perşembe akşamı Paris’in en işlek caddelerinden Champs-Elysées’de bir polis memurunun öldürülmesiyle sonuçlanan ve IŞİD tarafından üstlenilen terör eylemi seçim kampanyasının birdenbire durmasına neden oldu.

Hollande faktörü

Fransa’da seçilmiş cumhurbaşkanı ikinci kez aday olabilir. 1974 yılından bu yana da hep öyle oldu. 2012 yılında cumhurbaşkanı seçilen François Hollande, başta işsizlikle mücadele olmak üzere vaatlerinin çoğunu gerçekleştirmediği için geçen yılın sonlarında sürpriz bir açıklama yaparak yeniden aday olmayacağını açıkladı. Bu karar siyasi yelpazenin merkez ve merkez solunda hesapları altüst etti. O dönem başbakan olan Manuel Valls, favori olmasına rağmen, üyesi olduğu ve sağ kanadını temsil ettiği Sosyalist Parti (PS) içindeki ön seçimi kazanamadı. PS seçmeni, cumhurbaşkanı adayı olarak, partinin sol kanadını temsil eden Benoit Hamon’u aday belirledi.

François Hollande’ın eskiden lideri olduğu PS 1970’li yıllardan bu yana cumhurbaşkanı seçimlerinde yüzde 16 ile yüzde 43 arasında oy elde etti. Hamon ise şu anda anketlerde yüzde 10’un altında görünüyor. Sonuç böyle çıkarsa PS’nin seçim sonrası parçalanmasının gündeme gelebileceği konuşulmakta.

Macron bilmecesi

Hollande’ın yarıştan çekilmesi, Valls’in ise yarıştan kopmasıyla, hiçbir siyasi parti ile organik bağı bulunmayan Emmanuel Macron’un önü açıldı. Bu durum Macron hakkında “Hollande’ın gizli silahı” yorumlarına neden oldu. Bundan iki yıl öncesine kadar sokaktaki Fransızın adını dahi duymadığı Macron sadece 39 yaşında. Bugüne kadar hiçbir seçimde aday olmuş veya seçilmiş değil. Fakat iş dünyasının önemli bir bölümü ve AB lobisi tarafından destekleniyor. Bankacı ve mali müfettiş olan Macron, ilk adaylığı sonunda seçilirse cumhurbaşkanı koltuğuna oturacak. Haziran ayında yapılacak genel seçimlerde Meclis’i kontrol edebilecek bir çoğunluk oluşturmayı başarabileceği konusunda ise soru işaretleri mevcut.

Sağcı seçmen ne yapacak?

Fransa’da 2012 yılından bu yana ana muhalefette olan sağ partiler ön seçimle eski başbakanlardan François Fillon’u aday seçtiler. Fillon bu yıl Ocak ayına kadar seçimin mutlak favorisi gösterilmekteydi. Ancak eşi ve çocuklarını yıllar boyu “hayali” biçimde parlamenter asistanı olarak çalıştırır gösterip, bu yolla yaklaşık 1 milyon Euro gelir elde ettiğine dair iddiaların patlak vermesiyle anketlerde üçüncü sıraya geriledi. Seçmenin bu iddialara nasıl tepki vereceği merak konusu.

Geleneksel sağ ve sol parti ve politikacıların toplumda yarattığı hayal kırıklığı ve bıkkınlığın son yıllarda yükselişte olan aşırı sağ eğilimli Milli Cephe (FN) partisi lideri Marine Le Pen’e ne ölçüde yarayacağı da seçimin bir diğer bilinmeyeni. Anketler Le Pen’i seçimin ilk turunun favorileri arasında gösteriyor. Marine Le Pen 2012 yılında cumhurbaşkanı seçimi ilk turunda 3’üncü gelerek elenmişti.

Aynı şekilde, merkez solda son 5 yıldır gözlemlenen gerilemenin, Sol Parti ve Komünist Parti’nin ortak adayı Jean-Luc Melenchon için fırsat olduğu belirtiliyor. Anketler Melenchon’un yüzde 18-19 oranında oy toplayacağını öngörmekte. Bu oran ikinci tur için yeterli olmasa da soldaki tüm dengeleri değiştirebilir. Melenchon genel seçimlerde solun lideri konumuna gelebilir.

İş dünyasını ürperten senaryo

Bir de özellikle iş dünyasına ecel terleri döktüren bir senaryo var: ikinci tura aşırı sağcı Le Pen ile “Fransa’nın Çipras’ı” olarak da tanımlanan Melenchon’un kalması. Siyasi yelpazede zıt yönlerde olsalar da bu iki aday arasında ortak yanlar mevcut. Her ikisi de Fransa’nın AB üyeliğini sorguluyor, hatta AB’den çıkılmasını istiyorlar. 2007’de Sarkozy’nin seçilmesinden sonra NATO’nun askeri kanadına geri dönen Fransa’nın bu karardan vazgeçmesinden yanalar. Rusya ile “yakın dost” olunmasını savunuyorlar. Fransız seçmenin ikinci tura bu ikiliyi göndermesi halinde olacakları kimse tahmin edemiyor.

Katılım oranı

Tüm bunlar ilk tura katılımın hangi düzeyde olacağı konusunda soru işaretleri yaratmakta. Cumhurbaşkanı seçimlerinde ilk tura katılım genelde yüzde 70 dolayında. Kayıtlı yaklaşık 47 milyon seçmenin herkesi şaşırtabileceği söylenmekte. 2012’ye oranla bu yıl ilk defa oy kullanacak 3,3 milyon yeni ve genç seçmenin tavrı da merak konusu.

Fransa’da 1974-1981 yılları arasında cumhurbaşkanlığı yapmış Valery Giscard d’Estaing geçen hafta Le Point dergisi için kaleme aldığı bir analizde “Fransa çok hasta. Fransızlar bu durumun bilincinde. Onu iyileştirmek için gerekeni yapacaklar mı?” diyordu. Seçmenin tedavi için hangi adaylara yöneleceği bu akşam ortaya çıkacak.

© Deutsche Welle Türkçe

Kayhan Karaca / Strasbourg