FRANSA'DAKİ TÜRKLERE ÇİFTE VATANDAŞLIK ÇAĞRISI STRASBOURG (A.A)

-FRANSA'DAKİ TÜRKLERE ÇİFTE VATANDAŞLIK ÇAĞRISI STRASBOURG (A.A) - 12.04.2011 - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Fransız vatandaşı olmayanların da Fransız vatandaşı olmalarını özellikle tavsiye ediyorum. Burada çifte vatandaşlık hakkınız var. Bu hakkınızı kullanmanızı istiyorum. Siz müracaatınızı yapın onlar vermesin. O zaman biz çeşitli uluslararası toplantılarda bunu önlerine getiririz" dedi. Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Genel Kuruluna katılmak üzere Fransa'nın Strasbourg kentine gelen Erdoğan, Rhenus Sport'da "Vatandaş Buluşması"na katıldı. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının Fransa'ya 50 yıl önce işçi olarak geldiğini hatırlatan Erdoğan, "Bugün bütün Avrupa'da olduğu gibi Fransa'da da Türkler, iş adamı olarak, girişimci, sanatçı, bilim insanı olarak, kendilerine saygın bir yer edindiler. Lütfen aidiyetinizi aidiyet bilincinizi kaybetmeyin. Çocuklarınızın da kaybetmemesi için son derece hassas olun. Sizlerden Fransızcayı en iyi şekilde öğrenmenizi, en iyi şekilde konuşmanızı rica ediyorum" diye konuştu. Erdoğan, şunları söyledi: "Fransız vatandaşı olmayanların da Fransız vatandaşı olmalarını özellikle tavsiye ediyorum. Burada çifte vatandaşlık hakkınız var. Bu hakkınızı kullanmanızı istiyorum. Siz müracaatınızı yapın onlar vermesin. O zaman biz çeşitli uluslararası toplantılarda bunu önlerine getiririz. Deriz ki 'Asıl ayrımcılığı siz yapıyorsunuz. Bak çifte vatandaşlık diyorsun 50 yıldır bu ülkede yaşayan benim soydaşıma çifte vatandaşlığı vermiyorsun. Şu anda burada 100 bine aşkın çifte vatandaşım nasıl aldıysa diğerlerine de ver. Niye çekiniyorsun ver.' Ondan sonra almasınlar, büyükelçime, konsolosuma bildirin. O da bize rapor etsin, biz de gereğini yapalım. Çocuklarınızın Fransızca ile birlikte en az bir yabancı dili öğrenmesi ve konuşmasını özellikle istiyorum. Sizin bulunduğunuz topluma entegre olmanız Türkiye'nin dünya ile entegre olmasına güç katacaktır, güvence verecektir." "Ancak çocuklarınızın önce ana dili öğrenmesi gerekir" diyen Erdoğan, çocukların Türkçeyi öğrenmelerinin öncelikli olduğunu ve bunun başarılması gerektiğini dile getirdi. Erdoğan, şöyle devam etti: "Bu sizin de bizim de üzerimizde emsali olmayan sorumluluk ve vebaldır. Sadece Türkçeyi öğrenmeleri yetmez, bununla birlikte Türk kültürünü, Yunus Emre'yi, Mevlana'yı, Hacı Bektaşi Veli'yi, Mehmet Akif'i de öğrenmelerini Anadolu'nun Trakya'nın değerlerini de öğrenmelerini, özümsemelerini telkin etmek zorundayız.  Dilimiz sadece kültürümüzün değil inancımızın da teminatıdır. Dilimizi kaybettiğimizde inancımız da dahil topyekun benliğimizi de kaybetmiş oluruz. Avrupa'da artan ırkçılığa, ayrımcılığa, popülist politikalarla körüklenen kamplaşmaya karşı demokratik yollardan, sivil toplum örgütlerimizle karşı durmak, hoşgörü ve diyalog zeminini burada inşa etmek zorundayız." -"TERÖRÜN KARŞISINDA BİR OLACAĞIZ"- "İri olacağız, diri olacağız, bir olacağız. Onun için milli birlik ve kardeşlik diyoruz" ifadesini kullanan Erdoğan, "Terörün karşısında bir olacağız, iri olacağız diri olacağız, Türkiye'deki terör örgütünün kim olduğunu biliyorsunuz. Onun için bir olacağız" dedi. Erdoğan, Türkiye'nin engin hoşgörüsüyle, diyalog zeminiyle, özgürlük ve demokrasi mücadelesiyle, Medeniyetler İttifakı girişimiyle dünyada söyleyecek sözü olan bir ülke konumuna yükseldiğini belirterek, şu ifadeleri kullandı: "Bize laiklik buradan geldi. Türkiye'ye uyarlandı. Ne yazık ki on yıllar boyunca laiklik yanlış uygulamalar, yanlış temellendirmeler nedeniyle baskının, kısıtlamanın, susturmanın ve sindirmenin aracı olarak kullanıldı.  İnançları baskı altına almaya çalışanlar, değerleri, kültürleri inkar edenler, insanları tek tipleştirmek için yasakçı zihniyeti savunanlar, umuyoruz ki nasıl bir yanlış içerisinde olduklarını görür ve bundan vazgeçerler. Evrensel değerler üzerine inşa edilmiş Avrupa'nın popülizm uğruna, seçim kazanmak uğruna, ayrımcılığı ve tek tipleşmeye tercih etmesi tarihi bir yanılgı olacaktır. Gelecek adına telafisi zor yaralar açacaktır. Evrensel değerler farklılığa tahammülü gerektirir. İnsani değerler başkasının hayat tarzına, inançlarına, dış görünüşüne saygıyı gerektirir. Bugün en son ihtiyaç duyduğumuz şey ötekileştirmedir, ayrımcılıktır, kutuplaştırmadır, İslamofobi en az ırkçılık kadar tehlikelidir. İnsanlık dışıdır."