Fransa'nın yeni cumhurbaşkanını neler bekliyor?

Fransa'nın yeni cumhurbaşkanını neler bekliyor?

Fransa'daki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde rakibi Marine Le Pen'i yüzde 61,1'lik oy oranıyla yenilgiye uğratan Emmanuel Macron, görevine 14 Mayıs'ta resmen başlıyor. Fransa'nın yeni cumhurbaşkanını gelecek dönemde yoğun bir gündem bekliyor.

Emmanuel Macron, cumhurbaşkanlık görevini ülkenin şu anki cumhurbaşkanı François Hollande'tan 14 Mayıs’ta devralacak. Macron, Fransa'nın yeni first ladysi olan eşi Brigitte Macron ile birlikte Elysée Sarayı'na taşınacak. Herhangi bir maaş almayacak olan Brigitte Macron'un, Saray'da bir ofisi olacağı ve ağırlıklı olarak eğitimle ilgili konularla ilgileneceği belirtildi.

Yeni başbakan kim olacak?

Cumhurbaşkanı Macron, hükümetini gelecek pazartesi günü kamuoyuna tanıtacak. Yeni cumhurbaşkanının nasıl bir yönetim anlayışı tercih edeceği ve başbakanlık görevine getireceği kişinin kim olacağı merakla bekleniyor. Ancak Macron'un, kabinesinde cinsiyet eşitliği gözeterek kabinedeki görevlerin yarısını kadınlara vereceği tahmin ediliyor. Fransa tarihinde ilk defa bir Cumhurbaşkanı'nın hem başbakan hem de kabinenin yüzde 50'sinin kadın olması taraftarı olduğunun altı çiziliyor.

Paris'te şu sıralar tartışılan bir başka konu, yeni başbakanın hangi siyasi çevreden olacağı. Bu kişinin üst düzey bir muhafazakar Cumhuriyetçi ya da cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk turunda hezimete uğrayan sosyalistlerden biri, örneğin popüler eski Savunma Bakanı Jean-Yves Driand olabileceği ihtimalleri üzerinde duruluyor. Görev için adı geçen diğer isimler de eski Dünya Ticaret Örgütü (WTO) Başkanı Pascal Lamy ve Avrupa Parlamentosu milletvekili Sylvie Goulard.

Muhafazakarlar ise bu göreve yeni liderleri François Baroin'u getirmek ve böylece Cumhurbaşkanı ile beraber çalışma şansına erişme niyetinde.

Bu noktada cevap bekleyen bir başka soru ise Macron'un atayacağı başbakanın Haziran ayında yapılacak parlamento seçimlerinden başarı ile çıkıp çıkamayacağı. Zira bu seçimlerden sonra nasıl bir çoğunluğun oluşacağı kestirilemiyor.

Macron'un ilk projeleri

Emmanuel Macron, kabinesinin üçte birini siyaset camiasına mensup olmayan, ekonomi ya da bilim çevrelerinden gelen kişilerden oluşturmayı planlıyor. Macron'un seçim vaatleri arasında, 'eski siyasetçi sınıfını' ortadan kaldırma ve bu çerçevede ülkenin siyasi arenasında yeni bir başlangıç yapma amacı da yer alıyordu.

Nitekim Macron'un seçilmesi de bunun bir adımı gibi algılanıyor. Kabinenin sosyalistler, merkez politikacılar ve muhafazakarların bir karışımından oluşması bekleniyor. Macron'u destekleyen bu çeşitli çevrelere mensup kişiler halihazırda çeşitli makamlar için başvurularını iletmiş vaziyette.

Emmanuel Macron, ilk projelerini meclis seçimleri gerçekleşmeden önce hayata geçirme niyetinde. Bu projelerin arasında, aile fertlerine devlet kasasından ödenek çıkartılmasının imkansız kılınmasına ek olarak hızlı bir okul reformu ile ilkokullardaki sınıfların 12 öğrenciden oluşmasının sağlanması ve böylece binlerce kişilik yeni bir öğretmen istihdamının sağlanması yer alıyor. Macron'un öncelikleri arasında ayrıca, iş hukukunun kararnameler aracılığıyla reforma tabi tutulması da bulunuyor.

Çoğunluğu sağlama mücadelesi

Fransa'da Macron'un zaferiyle sonuçlanan seçim kampanyasının sona ermesinin hemen ardından yeni bir seçim kampanyası süreci başlayacak. Dört hafta içinde iki turdan oluşacak olan Fransa Ulusal Meclisi seçimleri yapılacak. Bu seçimle birlikte, Macron hükümetinin geleceği de belirginleşecek. Hükümeti oluşturmak için Macron'un öncelik ettiği yeni hareketin içerisinden adaylar mevcut olsa da ülkenin iki büyük siyasi kanadından, sosyalistlerden ve Cumhuriyetçilerden de adaylara şans tanınması bekleniyor. Böylece hükümetin Almanya'daki 'Büyük Koalisyon' modeline benzer bir biçimde oluşması söz konusu olacak.

Bir diğer merak konusu da sosyalistlerin yerel yönetim birimlerinde önemli ölçüde sandalye kazanıp kazanamayacağı ve bu çerçevede hükümet ortağı haline gelip gelmeyeceği. Diğer yandan, anketlerde önde gözüken muhafazakarlar, zaferden oldukça emin.

Yapılan anketler, Marine Le Pen liderliğindeki aşırı sağcı Ulusal Cephe'nin de Fransız meclisinde önemli oranda temsil edileceğini gösteriyor. Ulusal Cephe'nin parlamento seçimlerinde 40'a kadar sandalye kazanabileceği belirtiliyor. Cumhurbaşkanlığı seçimlerini Macron'a karşı açıkça kaybeden Le Pen kendisini şimdiden ana muhalefet lideri gibi görmeye başlamış olsa da kendisi ile aşırı solun lideri Jean-Luc Melenchon arasında bu titr için bir mücadele yaşanacağı da açık.

© Deutsche Welle Türkçe

Barbara Wesel