Fransa Maliye Bakanı Michel Sapin, Lüksemburg'da düzenlenen AB Maliye Bakanları Toplantısı'ndan sonra yaptığı açıklamada, Almanya ile birlikte konjonktürel canlanmanın önünü açacak ortak yatırım alanları oluşturacaklarını belirtti.
Alman mevkidaşı Wolfgang Schaeuble ile görüş birliğinde olduklarını ifade eden Fransız Bakan, izleyecekleri yolla ilgili şunları söyledi:
"Biz eski yöntemlerle değil, yeni yöntemlerle Almanya ve Fransa'nın atılımlar yapabilmesi için hızlı ve pratik şekilde müdahele edebilmelerini istiyoruz."
Ayrıntıları açıklanmadı
Ayrıntıları hakkında şimdilik bilgi verilmeyen ortak girişim, 20 Ekim'de iki ülkenin maliye bakanları ve uzmanlarının Berlin'de bir araya gelmelerinden sonra netlik kazanacak.
Girişimi destekleyen Almanya Maliye Bakanı Wolfgang Schaeuble, iki ülke arasında önemli bir adım atılacağına dikkatleri çekiyor, ancak yine de fazla iyimser olmamak gerektiğini belirterek "Önceliğimizi ağırlıklı olarak yatırımlara vermeliyiz. Ancak federal bütçede harcamaların çoğu daha önceden belirlendiği için, kısa vadede bunu gerçekleştirmek zor. Bize tavsiyelerde bulunanların, hareket imkânımızın kısıtlı olduğunu bilmeleri gerekir" diye konuştu.
Alman- Fransız ortak girişiminin AB Komisyonu'nun yeni yatırım programına dahil edilmesi planlanıyor. Nitekim AB Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker, söz konusu yatırım programının 300 milyar euroyu kapsadığını açıklamıştı. Ancak bu meblağın hangi kaynaklardan elde edileceği henüz netlik kazanmadı.
AB'nin Ekonomik ve Parasal İşlerden Sorumlu Üyesi Jyrki Katainen yatırım programına kaynak olarak, AB ortak bütçesinde mevcut olan meblağ ile ulusal yatırım programları ve sıcak para akışlarını göstererek, "Temel düşünce AB bütçesi ve üye ülkelerin kamu kaynaklarından toparlanması. Böylece özel sektör için de bir katalizatör oluşturulmuş olacak. Özel girişimlerle mümkün olduğunca ortak yatırımlar yapıp, özel kaynaklara ulaşmak istiyoruz" dedi.
Schaeuble borçlanmaya karşı
Fransa, İtalya'da olduğu gibi yatırım teşviklerini gerektiğinde yeni borçlanmalara giderek sağlamak istiyor. Ama Schaeuble bu tür bir teşviki kesin bir dille reddediyor. Alman bakana göre öncelikle bütçe dengesinin sağlanması. Uluslararası Para Fonu (IMF) ise Schaeuble'nin bu tutumunu eleştiriyor. Aynı şekilde Hollanda da Alman bakanın tutumundan rahatsız. Ancak Schaeuble Almanya'da bizzat kendi hükümetinin denediği yöntemlerin, ‘katı bir maliye politikası ile ekonomik büyümenin tezat teşkil etmediğini, aksine birbirini destekleyen unsurlar olduğunu’ gösterdiğini savunuyor.
Euro Bölgesi'nin en sorunlu ülkesi olan Yunanistan'da ise toparlanma görülüyor. Avrupa Kurtarma Fonu’na 240 milyar euro borçlanarak iflasın eşiğinden dönen Yunanistan artık yavaş yavaş sermaye piyasasından devlet borçlarını ödemeye başladı. Yunanistan Başbakanı Samaras da bu yüzden AB yardım fonunun yıl sonuna kadar kesilmesini istiyor. Yunanlı Başbakan bu şekilde özellikle Yunanistan ekonomisinin yabancılar tarafından yönlendirilmesinin önüne geçmeyi hedefliyor.
Uzmanlara göre, Yunanistan'ın elde ettiği bu başarı AB için çok önemli. Ancak Avusturya Maliye Bakanı Johann Georg Schelling, AB'li mevkidaşlarının Yunanistan'la ilgili kesin kanaatlerini henüz oluşturmadıklarını, şimdilik beklemeyi tercih ettiklerini belirtiyor.